Mansur Yavaş, BAKAP'ın açılışında konuştu: Ankara kazandı
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), Gölbaşı Karaoğlan Mahallesi'nde kurduğu Başkent Ankara Kalkınma Projesi (BAKAP) açılışını gerçekleştirdi. Tüm gün süren etkinliklere pek çok Ankaralı katıldı.
3.5 mliyon metrekarelik alana kurulan BAKAP'ın açılışında konuşan ABB Başkanı Mansur Yavaş, şunları söyledi:
"Değerli hemşehrilerim,
Türkiye’nin en büyük tarım kampüsü ve rekreasyon alanı Başkent Ankara Kalkınma Projesi’nin açılışına hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Şu anda açılışını yaptığımız alan tam 3,5 milyon metrekare… Türkiye’nin en büyük tarım kampüsü ve rekreasyon alanı… Cumhuriyetimizin 100. yılında, önümüzdeki yüzyıllara miras kalacağına inandığımız bu dev projeyi Ankara’ya armağan etmenin büyük mutluluğunu yaşıyoruz.
Birkaç yıl öncesine kadar çorak ve işlevsiz bir yerken şu anda bu alan içerisinde 39 km yürüyüş yolu, 19 km bisiklet yolu, 45 bin metrekare piknik alanı, 55 bin metrekare lavanta bahçesi, 17.500 adet meyve ağacı, tarım alanları, ekolojik göl, kafeteryalar, çocuk oyun alanları, aromatik bitkiler bahçesi ve spor alanları var.
Yine bu alan içerisinde 3 adet ekolojik göl, 160 bin metrekare çim alan, 25 bin adet boylu süs ağacı, 2 milyon 200 bin adet peyzaj bitkisi, belediyemizin işlettiği kafeteryalar, seralar, üretim bahçeleri, karavan parkı var.
Aslında BAKAP’ın hikâyesi ve kentimize katkısı daha açılışı gerçekleştirilmeden önce başladı. Burada yaklaşık 3 yıldır yem bitkisi, buğday, arpa, çavdar, yulaf, domates, biber, patlıcan, çeşitli meyveler gibi birçok kalemde üretim yaptık. Buradan elde edilen ürünlerin bir kısmını zorlu ekonomik koşullarda kendilerine katkı olsun diye sosyal yardım alan ailelerimize ilettik. Bir kısmını ise küçük aile işletmeleri olan çiftçilerimize, bütçelerine katkı sunmak ve üretime teşvik için hibe ettik. Onlar üretti, Ankara kazandı.
BAKAP sadece köyde yaşayan hemşehrilerimizin değil, kentli hemşehrilerimizin de tarımla tanışmasını sağlayacak. Buraya karavan kamp alanı kuruyoruz. Aynı zamanda kısa süre içerisinde hizmete açacağımız bungalov evlerde baba-çocuk kampı, anne-çocuk kampı gibi faaliyetler gerçekleştireceğiz. Yabancı dil eğitim kamplarında çocuklarımızın bir yandan İngilizce eğitimlerini verirken bir yandan da yerinde tarımla buluşmalarını sağlayacağız.
Her hafta sonu on binlerce başkentli buraya aileleriyle ve sevdikleriyle gelecek; doğa ile iç içe keyifli vakit geçirecek. Evlatlarımızın ayağı toprağa değecek, hemşehrilerimiz mevsimi geldiğinde dut, kiraz, elma ve çeşitli meyveleri dalından koparıp yiyecek.
Değerli hemşehrilerim,
Seçimlerden önce Ankara’daki en büyük vaadimizin bereket ve huzur olduğunu söylemiştik. Biz bunu söylerken, karşımıza yine betonları, hayali işleri, uçuk-kaçık projeleri getirmişlerdi. Bereket ve huzuru yok sayarak gözle görülmeyen, soyut kavramlar olarak nitelendirmişlerdi.
Oysaki bereket ve huzur gönül gözüyle görülebilen, hakikati barındıran, özbeöz somut kavramlardır. İşte bereket ve huzur, şu anda yanı başımızdadır. Bereket ve huzur, şu anda apaçık sizlerin arasındadır. Bereket ve huzur, şu anda tüm gerçekliğiyle tam olarak buradadır.
Çünkü burada insan var… Burada mutluluk var… Burada huzur var… Burada sizler varsınız…
Asıl soyut olan şey; o hayali, o çöp, o beton ve o plastik dolu projeleridir.
Kıymetli Ankaralılar,
Şimdi burayı dikkatle dinlemenizi rica ediyorum…
Burası zamanında konut alanı olarak tasarlanmıştı. Buraya yine o bildiğiniz rant kuleleri dikilecek, birileri zengin olurken halk yine unutulacaktı. Şehir Plancıları Odası’nın açtığı dava sonucu bu plan iptal edildi. Biz ise burayı üretim merkezi ve yeşil alan haline getirme kararı almıştık.
Çünkü artık tüm dünyada kendi kendine yeten kentler konuşuluyor. Afet anları başta olmak üzere gıda güvenliği konuşuluyor. Betonlaşmanın da etkisiyle hızla büyüyen iklim krizi konuşuluyor.
Biz bu kararı aldığımızda, burası için zamanında konut yapma kararı alanlar vardı ya, işte o kişiler incindi. Ve hemen bunun tweetini paylaştılar. 6 milyonluk şehirde rant denildiğinde herkesin aklına gelen tek kişi, burası için şu satırları paylaştı: “Mansur Yavaş… Gölbaşı’nda 810 trilyonluk arsayı plan teklifiyle tarlaya çeviren, değerini 10 trilyona düşüren, Belediyeciliğin B’sinden anlamayan bir kişidir”…
810 trilyon bizim Fen İşleri Dairemizin 1 aylık gideri… Yani buradan rant elde etmeyi, kentin soluğunu kesmeyi, parsel parsel birilerini zengin etmeyi Belediyecilik olarak görüyorlardı. Biz ise 6 milyon Ankaralı ile omuz omuza verip bu anlayışı yıktık, tarihin kara kaplı defterlerine onların adını kazıdık.
Ankara’nın 2025 yılı nüfus tahmini 8 milyon olarak açıklanmıştı. Görünen o ki, bu oran 6-6,5 milyon kişiyi de aşmayacak. Peki, Ankara’daki imar durumunu biliyor musunuz? 18 milyon nüfusluk imar planı yapılmış. Buna rağmen hala gözleri betonda… Hala gözleri rantta…
Oysa Belediyecilik; ranta değil, kente yatırım yapmaktır…
Belediyecilik; kenti betona boğmak değil, yeşile boğmaktır…
Belediyecilik; yıllarca 1.7 dolara, yani 45 liraya su satıp, halktan alınan fazla parayla Ankapark gibi hayali projeler yapmak değil, halk için çalışıp BAKAP gibi üretim alanları açmaktır.
Belediyecilik; çöp projelere, plastiklere, betonlara, dinozorlara milyon dolarları gömmek değil; çalışarak, üreterek, nitelikli alanlar oluşturarak kente yüzyıllar boyunca milyon dolarlar kazandıracak projeleri hayata geçirmektir.
Kimileri tarlayı arsaya çevirip rant üstüne rant götürürken kimileri de arsayı tarlaya çevirir, üretir; parayı değil, ülkesini düşünür. İşte bizim farkımız budur… İşte bizim vizyonumuz budur… Biz betonda değil, yeşilde yarışmaya devam edeceğiz. Eski dönemde, 25 yılda kentimize yapılan yeşil alanı biz 5 yılda Ankara’ya kazandırmış olacağız.
Bu vizyonla, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da Başkentimizi yönetmek için yola çıktık. Kimseyi ayırt etmeden, kimseyi ötekileştirmeden, oy hesabı yapmadan Ankara’mıza bir dönem daha hizmet etmek istiyoruz.
Buradan tekrar ilan ediyorum. Bizler, bir yandan projelerimizi hayata geçirirken bir yandan da “çalıyor ama çalışıyor” kavramını, bu milletin hafızasından söküp atacağız. Çalmadan da çok çalışıldığını herkese göstermeye devam edeceğiz.
Değerli hemşehrilerim, bu yolda, beş yıl daha birlikte yürümeye devam edecek miyiz?
Mazlumun, mahzunun, yetimin hakkını gözeterek, kentimizi hep birlikte yönetmeye devam edecek miyiz?
Şeffaf, katılımcı, hesap veren ve halkı önceleyen Belediyecilik anlayışına devam edecek miyiz?
Gücümüzü sizlerden alıyoruz. Size inanıyoruz, size güveniyoruz, sizlerle gurur duyuyoruz.
Ankara’yı Mustafa Kemal Atatürk’e yakışır, dünya başkentleriyle yarışır bir hale hep birlikte getireceğiz.
Türkiye’nin en büyük tarım kampüsü ve rekreasyon alanının Ankara’mıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Allah’a emanet olun…"