Asgari ücreti basın emekçisi mi belirleyecek?

Güncel 16.10.2024 - 19:16, Güncelleme: 16.10.2024 - 19:16
 

Asgari ücreti basın emekçisi mi belirleyecek?

Medya camiasının "Cezmi Abi"si, bu haftaki köşe yazısında Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın asgari ücretin belirlenme sürecinde masada bir basın mensubunun da olmasını yönündeki açıklamalarını gündeme getirerek, medya sektöründeki düşük ücret politikasına tepki gösterdi...
Geçen hafta Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın ilginç bir açıklaması oldu ve bu açıklama medyamızın gözünden kaçtı. Ergün Atalay, aralık ayında başlayacak asgari ücret görüşmelerinde, asgari ücretlileri temsilen bir hatta iki basın mensubuna da 5 kişilik işçi heyetinde yer verebileceklerini söyledi. Atalay'ın bu açıklamasının ardından, salonda bulunan kıdemli bir ekonomi muhabiri arkadaşımız komisyon üyeliğine talip olduğunu belirtti. Bu kadar kısa sürede komisyon üyeliğine talip olunmasına şaşıran Atalay, arkadaşımıza "Sen asgari ücret mi alıyorsun?" diye sordu. Gazeteci arkadaşımız ise "Asgari ücret değil ama asgari ücrete komşu (yakın) bir ücret alıyorum" karşılığını verdi. *** Medyamızın birçok sorunu var ama bunların başında hiç şüphesiz medya mensuplarının büyük bölümünün hak ettiği ücret ve sosyal haklara sahip olmaması geliyor. Çalışanlarının emeğinin ve alın terinin hakkını veren bir elin parmaklarını geçmeyen kurumları bir kenarda tutarsak, medya kuruluşlarının büyük bölümü çalışana en düşük ücreti reva görüyor. "Ekran yüzleri" ve "köşe başlarını tutanlar"a çuvalla paralar döken medya kuruluşlarımız, söz konusu gece gündüz demeden sahada haber peşinde koşan emekçiler olunca adeta cimrilikte yarışıyor. Çünkü maaş verirken, birbirlerini takip ediyorlar. Bu durum, kurumsal aidiyet ve iş barışını olumsuz etkilediği gibi yapılan işin niteliğinde de belirleyici oluyor. Tam da bu noktada, "Bu haber bizde niye yok?" diyen her yönetici, "O maaş bizde niye yok?" karşılığını hak etmiş oluyor. "Kurumsal ya da kişisel mahremiyet" adı altında kimsenin kimsenin maaşını bilmediği(!) çalışma ortamında, çoğun basın mensubu asgari ücretin biraz üzerindeki maaşlara mecbur bırakılıyor. Birilerinin "Kral Çıplak" demesi gerekiyordu. Türk-İş Genel Başkanı Atalay da bunu iyi bildiği için yeni asgari ücret rakamının belirlenme sürecinde masada basın mensuplarının da olmasını istiyor. Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Vedat Işıkhan geçenlerde bir mülakatında “Türk-İş geçen sene işçileri getirdi. Belki benzer bir atak olursa bu sene işçileri ağırlamaktan da mutluluk duyarız. Zaten işçiler bizim paydaşlarımız.” demişti. Sayın Bakanın aynı duyarlılığı basın emekçisi arkadaşlarımıza göstereceğinden şüphemiz yok. Malumun ilamı için tüm basın mensupları adına Ergün Atalay'a teşekkür ederim. (Kaynak: https://www.medyaradar.net/asgari-ucreti-basin-emekcisi-mi-belirleyecek-makale-2181699#google_vignette)
Medya camiasının "Cezmi Abi"si, bu haftaki köşe yazısında Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın asgari ücretin belirlenme sürecinde masada bir basın mensubunun da olmasını yönündeki açıklamalarını gündeme getirerek, medya sektöründeki düşük ücret politikasına tepki gösterdi...

Geçen hafta Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın ilginç bir açıklaması oldu ve bu açıklama medyamızın gözünden kaçtı.

Ergün Atalay, aralık ayında başlayacak asgari ücret görüşmelerinde, asgari ücretlileri temsilen bir hatta iki basın mensubuna da 5 kişilik işçi heyetinde yer verebileceklerini söyledi.

Atalay'ın bu açıklamasının ardından, salonda bulunan kıdemli bir ekonomi muhabiri arkadaşımız komisyon üyeliğine talip olduğunu belirtti.

Bu kadar kısa sürede komisyon üyeliğine talip olunmasına şaşıran Atalay, arkadaşımıza "Sen asgari ücret mi alıyorsun?" diye sordu.

Gazeteci arkadaşımız ise " Asgari ücret değil ama asgari ücrete komşu (yakın) bir ücret alıyorum" karşılığını verdi.

***

Medyamızın birçok sorunu var ama bunların başında hiç şüphesiz medya mensuplarının büyük bölümünün hak ettiği ücret ve sosyal haklara sahip olmaması geliyor.

Çalışanlarının emeğinin ve alın terinin hakkını veren bir elin parmaklarını geçmeyen kurumları bir kenarda tutarsak, medya kuruluşlarının büyük bölümü çalışana en düşük ücreti reva görüyor.

"Ekran yüzleri" ve "köşe başlarını tutanlar"a çuvalla paralar döken medya kuruluşlarımız, söz konusu gece gündüz demeden sahada haber peşinde koşan emekçiler olunca adeta cimrilikte yarışıyor. Çünkü maaş verirken, birbirlerini takip ediyorlar.

Bu durum, kurumsal aidiyet ve iş barışını olumsuz etkilediği gibi yapılan işin niteliğinde de belirleyici oluyor. Tam da bu noktada, "Bu haber bizde niye yok?" diyen her yönetici, "O maaş bizde niye yok?" karşılığını hak etmiş oluyor.

"Kurumsal ya da kişisel mahremiyet" adı altında kimsenin kimsenin maaşını bilmediği(!) çalışma ortamında, çoğun basın mensubu asgari ücretin biraz üzerindeki maaşlara mecbur bırakılıyor.

Birilerinin "Kral Çıplak" demesi gerekiyordu.

Türk-İş Genel Başkanı Atalay da bunu iyi bildiği için yeni asgari ücret rakamının belirlenme sürecinde masada basın mensuplarının da olmasını istiyor.

Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Vedat Işıkhan geçenlerde bir mülakatında “Türk-İş geçen sene işçileri getirdi. Belki benzer bir atak olursa bu sene işçileri ağırlamaktan da mutluluk duyarız. Zaten işçiler bizim paydaşlarımız.” demişti.
Sayın Bakanın aynı duyarlılığı basın emekçisi arkadaşlarımıza göstereceğinden şüphemiz yok.

Malumun ilamı için tüm basın mensupları adına Ergün Atalay'a teşekkür ederim.

(Kaynak: https://www.medyaradar.net/asgari-ucreti-basin-emekcisi-mi-belirleyecek-makale-2181699#google_vignette)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.