Hakan Akçam'dan, 1,5 milyon oy almak isteyen siyasilere emlak yasasını çıkarın çağrısı
Hakan Akçam'dan, 1,5 milyon oy almak isteyen siyasilere emlak yasasını çıkarın çağrısı
Ankara Tüm Emlakçılar Esnaf Odası (ATEM) Başkan Hakan Akçam, Emlak Danışmanlığının yasalaşması için TBMM’ye sunulan kanun teklifine ilişkin konuştu. Ankara’da 7 bin 300 kayıtlı emlak danışmanının ve Türkiye genelinde 135 bin emlak danışmanının kanunun çıkmasını beklediğine dikkat çeken Akçam yerel seçimlerin de yaklaştığını hatırlatarak, “Türkiye çapında yaklaşık 135 bin işletme olduğu varsayımıyla ve yaklaşık 300 bin çalışanı ve yine yaklaşık 1 milyon ila 1,5 milyon kişilik bir aile topluluğunun geçiminin sağlandığı bu meslek kolu tamamen teamül ve genel uygulamalara terk edilmiştir” dedi.
ATEM Başkanı Hakan Akçam, emlak danışmanlığının yasalaşması için sunulan kanun teklifine ilişkin konuştu. Mesleklerinin yasal güvenceye alınmasını dört gözle beklediklerini ifade Eden Akçam, “Tüm yasal yükümlülüklerini yerine getirerek, vergilerini ödeyen, meslek odalarına kayıtlı, aidatlarını ödeyen ve şartlarına uyan meslek mensupları mesleki kazançları konusunda haksız rekabet yaşamaktadırlar. Şu anki yasal mevzuatla mesleğimizin itibarı sağlanamamaktadır” dedi.
“YASA TEKLİFİNİN KOMİSYONA GELMESİNİ BEKLİYORUZ”
ATEM Başkanı Hakan Akçam, Emlak Danışmanlığı yasasının çıkması için TBMM’ye defalarca yasa teklifi verdiklerini belirterek,“27. dönemde komisyonlara kadar çıktı ve dönem sonunda sonuçlanmadı yine 28. dönemde tekrar yeniledik komisyona gelmesini bekliyoruz” dedi.
Neden böyle bir yasaya ihtiyaç duyduklarına ilişkin Akçam şunları aktardı:
“Emlak Danışmanları tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de alım satım, kiralama, danışmanlık ve ekspertizlik işlemlerinin en önemli ayağını oluşturmaktadır. Emlak Danışmanları, gayrimenkul piyasasına yön verilmesi, hareket kazandırılması, tüm bunların ötesinde vatandaşlarımızın doğru yönlendirilmesi, doğru alışveriş ve işlem yapabilmesini sağlayan, tüketicilerin her zaman rahatlıkla ulaşarak aracılık ve danışmanlık hizmeti aldıkları meslek mensuplarıdır.
Emlak danışmanlığı mesleği bir meslek dalı olarak Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde faaliyet göstermeye başlamış fakat bu güne kadar ciddi bir yasal düzenlemeye tabi olmamıştır. Taşınmazlara ilişkin çeşitli iş ve işlemlere bağlı olarak bu işlerin kısmen veya tamamen ifası ile uğraşanlar emlak iş takipçisi, emlak danışmanı, emlak değerleme uzmanı, emlak bilirkişisi gibi belirli bir temele dayanan veya dayanmayan isim ve sıfatlar altında bir çok yapılanma olması, kişi ve kuruluşların bu meslek grubuna ihtiyat, hatta çekimserlikle yaklaşımlarına sebebiyet vermektedir.
Bu meslek grubunun yaptığı iş ve işlemler gerek hizmetin ifası gerekse kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili alanlarına yakınlıkları sebebiyle dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli ve ciddi bir uzmanlık alanıdır. Diğer taraftan; son derece önemli ve özverili bir görevi ifa eden emlak danışmanlarının bu görevleri yerine getirmeye çalışırken önemli zorlukla karşılaştığı da kamuoyunca bilinen bir gerçektir.”
“1,5 MİLYON KİŞİLİK BİR AİLE TOPLULUĞU GEÇİMİNİ EMLAK DANIŞMANLIĞINDAN SAĞLIYOR”
“Türkiye çapında yaklaşık 135 bin işletme olduğu varsayımıyla ve yaklaşık 300 bin çalışanı ve yine yaklaşık 1 milyon ila 1,5 milyon kişilik bir aile topluluğunun geçiminin sağlandığı bu meslek kolu tamamen teamül ve genel uygulamalara terk edilmiştir” diyen Akçam açıklamalarına şöyle devam etti:
“Günümüz ekonomik hayatı içerisinde Türkiye bütçesinin yaklaşık 10 katı bir paranın el değiştirdiği ve ekonomiye tekrar kazandırıldığı bu meslek kolu, mesleki örgütlenmesini hali hazırdaki kanunlar gereği Esnaf Meslek Odaları ve Ticaret Odaları bünyesinde gerçekleştirmektedir. Ancak mesleki kanun yetersizlikleri nedeni ile gerek mesleği ifa edenlerin gerekse tüketicinin ihtiyaçlarına yeterince cevap verememektedir.
Tüm yasal yükümlülüklerini yerine getirerek, vergilerini ödeyen, meslek odalarına kayıtlı, aidatlarını ödeyen ve şartlarına uyan meslek mensupları mesleki kazançları konusunda haksız rekabet yaşamaktadırlar. Kaçak çalışanların hiçbir yasal yükümlülüğe girmediği, haksız kazanç elde ettikleri halde hiçbir şekilde yasal takibata uğramadığı ve cezalandırılmadıklarını gördükçe ve özellikle bu tip faaliyet gösteren kişilerin her türlü haksız davranışlarının tüm sonuçlarının meslek camiasına mal edilmesi ve iyinin kötüden bir şekilde ayrılmasının şu anki yasal mevzuatla sağlanamaması, bu mesleği profesyonelce yapmayı ilke edinenleri her geçen gün daha fazla hayal kırıklığına uğratmaktadır. Bu koşullarda belirli bir meslek disiplininin sağlanması her geçen gün daha da zorlaşmaktadır.”
“KANUN TEKLİFİNİN BİRAN ÖNCE KABUL EDİLMESİNİ BEKLİYORUZ”
Akçam, “Yukarıda açıklanan hususlar göz önüne alındığında, kayıtlı ekonomi içerisinde bu kadar büyük rol oynayan bu meslek kolunun, süratle yönetim ve denetim mekanizmasını oluşturacak bir kanun ile düzenlenmesinin; meslek, meslek mensupları, kamuoyu ve devlet için önemi ortadadır” diyerek şunlara değindi:
“Dünyada ki emsaller incelendiğinde, Amerika Ulusal Emlakçılar Birliği (NAR), Fransa merkezli Dünya Emlakçılar Federasyonu (FIABCI) ve Belçika merkezli Avrupa Emlakçılar Birliği (EPAG) gibi, birçok ülkede emlak danışmanlığı önemli yasal düzenlemeler ile belirlenmiştir.
Bu tespitler mevcut meslek mensubu ve kuruluşların temel sıkıntısı olup, bu sıkıntıdan hareketle belki de böylesine önemli bir konuda meslek mensupları mesleğin düzenlenmesi gerekliliğini önceden fark etmişler ve 1994 yılından başlayan süreçte sorunlara çözüm getireceğine inanılan bir meslek kanun çalışmasına girmişlerdir. 1994 yılında dönemin TBMM’de temsil edilen tüm parti grup başkan vekillerinin ortak teklifi hayata geçirilememiş ve sonraki yıllardaki benzer çalışmalar o yıllardaki sık hükümet değişiklikleri nedeni ile teklifin yasalaşması imkânı bulunamadan kadük olmuştur. Son olarak, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa sürdürülen çalışmalar neticesinde hazırlanan teklif ise 25.09.2006 tarihinde Bakanlar Kurulunda Hükümet Teklifi olarak imzalanmış ancak T.B.M.M.’ye sunulamamıştır.”
Emlak Danışmanlığının yasalaşması ve haklarının yasa ile güvence altına alınması için mücadele ettiklerini belirten Akçam, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28. Yasama döneminde de kanunun çıkması için kanun teklifinde bulunulduğunu söyledi. Akçam, TBMM’de komisyonda bekleyen kanun teklifinin biran önce kabul edilmesini beklediklerini söyleyerek sözlerini sonlandırdı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.