Sanatçı, Öğretim Görevlisi Alev Demirkesen ile Sanat Üzerine Sohbet

Sema KUMRULU / Alev Demirkesen, geçmişi eski zamanlara dayanan klasik Türk eserlerini tezhip, çini, ahşap üstü akrilik, minyatür tarzda günümüze taşıyor. Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Öğretim Görevlisi olan Demirkesen, üniversite bünyesinde akademik değerlendirme ve kalite geliştirme çalışmaları kapsamında kalite elçiliği görevini yürütüyor.

 Alev Demirkesen kimdir.  Sizi tanıyabilir miyiz?  İstanbul doğumluyum. İlk ve orta eğitimimi Etiler'de tamamladım. Sanat ve sosyal alanlara olan ilgim, o dönemlerde başladı. Kısa bir süre İstanbul Devlet Konservatuarında bale eğitimi aldım. Resim ve görsel sanatlara olan ilgim daha ağır basınca, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü'nde eğitim aldım. Şimdi aramızda olmayan çok kıymetli hocalarımdan çini, tezhip, minyatür, halı, kilim ve hat dersleri alma şansım oldu.. 1986 yılında Minyatür Anasanat Dalında yüksek lisansımı yaptım. Mezuniyetim ardından moda dünyasına atıldım. Şişli'de bir moda evinde gelinlik ve abiye kıyafetler üzerine çalıştım. Bu dönemdeki giyim ve modada ki öğrenimlerim, bugünkü hayat tarzıma yön kazandırdı. Bu durum stil ve modayı yakından takip etmeme ve uygulamama vesile oldu. İç Mimari alanında birçok mekanda dekor çalışmaları yaptım ve eğitim verdim. Uzman olduğum alanlarda öğretmeyi her zaman sevdim ve ilke edindim.    Meslek hayatınız nasıl başladı?    Meslek hayatıma 2004 yılında Sakarya Üniversitesi kadrosunda öğretim görevlisi olarak başladım. Güzel Sanatlar  şimdiki adı ile Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Çini Anasanat Dalında halen eğitim veriyorum. Öğretim elemanı olmam ile birlikte Çini   Anasanat  Başkanı olarak görevimi sürdürüyorum. Uzman olduğum alanlarda hizmet vermek benim için mutluluk kaynağı oldu.     Sanata bakış açınız nedir?    Klasik eğitim almış olmam, geçmişe ve tarihe önem veren biri olarak her gün beni besledi ve geliştirdi. Sanat evrenseldir ve ortak dildir. Her ulusun yaşayış, inanç ve ihtiyaçlarına göre şekillenen geleneksel sanatlar Türk kültüründe çok önemli bir yere gelmiştir. Türk sanatları: nesilden nesile sanatçıların yaşama bakış açısını yansıtan doneler vererek kültürümüze katkı sağlamıştır.    Çalışma tarzınızı anlatır mısınız?    Uzun yıllar klasik tasarımlar yapmış bir sanatçıyım. Klasiğe hayran biriyim, geçmiş tarihimiz ve kültürümüzle onur duyuyorum. Ama çağdaş bir Türk kadını olarak sanatımızda yenilik yapmayı uygun bularak, bazı arayışlar içine girdim. Geleneksel motiflerimizi kadına şiddet, çocuk mağduriyeti, sevgi temasını işleyerek sosyal mesajlar vermek amacıyla formüle ettim. Çizgisel ve grafik anlatım tarzım ile tuval ve ahşaba uyguladım. Klasik sanat ve tasarımlardan uzaklaşmam da mümkün değil.   Sanatınız ile ilgili mesajınız nedir? Son dönem sosyal hizmetleriniz var mı?    Sanat, hayatı görsel olarak ifade etme kabiliyetidir. Sanatçıların topluma yapmakla görevli olduğu sanatsal hizmetlerinin yanında topluma doğru yön vermeyi,unutulmuş değerleri hatırlatmak gibi sosyal yükümlülükleri olmalıdır.27 Şubat-6 Mart 2024 tarihleri arasında, düzenlemesini kıymetli dostlarım Pervin Özen ve  Ece Arman'ın yapacağı ''8 Mart Dünya Kadınlar Günü'' kapsamında Bursa Panorama 1326 Fetih Müzesi'nde açılacak olan ''Kendi Hikayeni Anlat''   isimli ve kadın temalı karma resim sergisinde: ilk Türk Çağdaş Kadın Sanatçıları arasında olan ''Mihri Müşfik Hanımın Hayatı ve Sanatı'' konulu açılış konuşmasını yapmak üzere ve eserimle yer almaktan onur duyacağım.    Sevgili Alev Demirkesen'i uzaktan da olsa tanımak güzeldi. Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ediyor ve kutluyorum.