Ateş düştüğü yeri yaktı! Tarih, kültür, medeniyet yüklü 11 şehrimizde yaşayan insanlarımız 7.7. ve 7.6’lık iki ayrı depremle enkaz yığınına dönerken 50 bine dayanan can kayıplarıyla yürekler yandı, kavruldu.
HESAP SORAMAZSAK YUH OLSUN BİZE
Bu büyük acılara yol açanların yakasına yapışmaz, hesabını soramazsak yuh olsun bizlere! Bunu yapmazsak, yapamazsak bu tür yıkımların, can ve mal kayıplarının önüne geçmemiz imkansız olur ki günü gelince yine ağıt yakar otururuz. “Müslüman aynı delikten iki kez sokulmaz” ise gereği yapılmalı, yürek yangınlarına adalet çeşmesinden bir tas su dökülmelidir…
Yaşadığımız deprem felaketi öylesine büyük ve eşine az rastlanır türden ki üniversitelerdeki akademisyenler ve ilgili bakanlık ve yerel yönetimlerin yetkin insanlarının incelemeleri sürerken dünyadan birçok uzman da ülkemize gelerek yerinde tespitlerde bulunmak için başvuruda bulunmuş. Tüm bunlardan çıkaracağımız ders, alacağımız önlemler ve yapacağımız planlamaların gelecekte böyle faciaların önüne geçmesini diliyor ve bekliyoruz.
SIRA YAPILACAK İŞLERE DE GELECEK…
Arama kurtarma çalışmaları bitirilip, enkazlar temizlendikten sonra sıra bölgeyi ayağa kaldırmaya gelecek. Çünkü Türk ekonomisinin can damarı 11 şehrimizde sadece binalar çökmedi; yerle bir olan şehirlerde birçok sektör de enkaz altında kaldı. Ortaya çıkan ekonomik kayıplar öylesine büyük ki Türk ekonomisini sarsacak türden…
Yıkılan ya da hasarlı 100 binlerce binayı kısa süre içinde inşa edecek güce sahip, 250 yan sektörü etkileyen bir inşaat sektörümüz ve dünya markasına dönüşmüş bir TOKİ’miz var. Her şeye ihtiyaç duyulan ve duyulacak olan bölgede, inşaatın dışındaki sektörlerin de canlandırılması gerekiyor…
DEPREM BÖLGESİNİN EKONOMİK VERİLERİ
Deprem bölgesine gerek TÜİK verileri gerekse uzmanlarca yapılan değerlendirmeler ışığında bakacak olursak; 11 şehrin GSYH içindeki payı yüzde 10 civarında. Bazı sektörler açısından ise durum yaklaşık olarak şöyle: Tarımdaki pay yüzde 15, sanayideki pay yüzde 12. Bölgenin toplam ihracattaki payı yüzde 9, ithalattaki payı ise yüzde 7 civarında.
Bu veriler bile ekonomik kaybın ne kadar büyük olduğunu göstermeye yeter.
SEKTÖRÜNDE GÜÇLÜ FİRMALARA SAHİP
Ankara; 12 organize sanayi bölgesi, 10 teknokenti, 112 AR-GE ve 42 tasarım merkezi, 22 üniversitesi ile bölgenin ihyasında çok önemli bir rol üstlenebilir. Bölgenin ihyası ve ayağa kaldırılmasında öncü rol oynayabilir. Çünkü Başkent, bu misyonu sırtlayacak her şeye sahiptir.
Ankara’daki üretim faaliyetleri incelendiğinde görülür ki; 13 binden fazla işletmenin faaliyet gösterdiği Siteler ağaç işleri dalındaki keresteciler, mobilyacılar, lakeciler ve döşemeciler ile büyük bir şöhrete sahiptir…
Ayrıca makarna, un, bitkisel yağ, süt ürünleri, şeker, çimento, traktör, tarım aleti ve makineleri, motor, boya, tuğla, kiremit ve orman ürünleri, mobilya, madeni eşya, dokuma üreten sanayi kuruluşları da Başkentin güçlü olduğu sektörlerdir.
Dünya çapındaki savunma sanayisi kuruluşları, sadece Ankara’da yapılan rulman ile seri halde dişli üretimi, ilaç ham maddesi olarak kullanılan morfin ile diyaliz makinesi üretimleri de burada yapılmaktadır.
Telekominikasyon, haberleşme, dijital dönüşüm, e-ticaret, bilişim, yazılım gibi alanlardaki hamleler de Ankara’yı bu alanlarda öne çıkardı.
Tüm bunlara bakarak şunu bir kez daha rahatlıkla söyleyebiliriz:
- Başkent Ankara’nın güçlü OSB’leri ve diğer olanakları deprem bölgesinin ayağa kaldırılmasında çok önemli bir rol üstlenebilir.