Tarihi hep tersinden okuyan, okumaya devam eden Sayın Miçotokis;
Öncelikle komşumuz Yunanistan halkını tenzih ederek yazıyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Akar tarafından uzatılan dostluk ellerini geri çeviriyorsunuz. Komşuyuz ve NATO müttefikiyiz! Yaptığınız kışkırtmalar ne komşuluğa ne de müttefikliğe hiç yakışmamaktadır… Halen 400 küsur yıl Osmanlı İmparatorluğuna hizmet etmenizin kompleksini taşıyorsunuz.
Sizin askerinizin gaddarlığında eline su dökecek hiçbir devletin askeri yoktur. Geçmişte Mora’da yaptığınız, sonrasında Anadolu’yu işgal ettiğinizde askerlerinizin yapmış olduğu mezalim ve katliamlar tarih sayfalarında yerini almıştır. Bizler çocuklarımıza yakıp, yıkmanızı anlatmayız. Yunanistan en yakın komşumuz deriz. Türk düşmanlığıyla siz nesillerinizi zehirlemektesiniz… Türkiye’nin toprağı kendisine yeter, hiçbir Türk ferdinin de hiçbir komşusunun bir karış toprağında gözü yoktur. Ayrık otu gibi yayılıp toprak edinmek sizlere has bir yöntemdir. Arnavutluk kötü! Makedonya kötü! Türkiye kötü! Bir iyi siz misiniz?! Ağababalarınıza güvenerek dayılanmayı bir yere bırakın… Tarih derslerle doludur tabii okumasını bilene… Genelkurmay Başkanınız, Konstantinos Floros diyor ki, “Maraton savaşını hatırlatırız!” İyi de, M.Ö. 490 yıllarına gideceğinize biraz da yakın tarihe gelmeniz gerekmez mi? Şehir devletleriyle, Pers savaşını anımsatmakla neyi kastetmek istiyor acaba?! Türklerin kaç meydan savaşı kazandığını tarihi okursa görür, görürsünüz. Bir Generaliniz de “Bir boğaza, bir Çanakkale Köprüsüne bomba işi bitirir!” demektedir. Bu durumda acaba sizin Korent Kanalınız, Davos Kışlanız yerinde kalabilir mi? Biz balistik füzeleri süs için yapmadık. Taarruz için de yapmadık. Çünkü biz saldırgan değiliz. Densizlik yapmaya kalkan bir devlete karşı savunma amacıyla yaptık… Yine bir generaliniz de “Uçaklarımız Ankara’ya kadar gider!” diyor. Kaç uçakla, koridor açıp geldin diyelim! Kaç uçağın geri dönebilecek hiç hesaba kattınız mı? Bizim füzelerimiz, uçaksavarlarımızın elleri armut mu topluyor? Biraz basiretli ve objektif düşününüz, zira bir savaşta biz on yıl geriye gidersek siz 100 yıl geriye gidersiniz. Bu devlet sizin nüfusunuz kadar asker çıkartabilecek güç ve kuvvete sahiptir.
Sayın Miçotokis, her savaşın sonu barışla biter. Önemli olan savaş yapmadan barış tesis etmektir. Venizalos-Atatürk dostluğunu devam ettirmek sizlerin elindedir. O çok güvendiğiniz ağababalarınız size menfaatleri oldukça arka çıkarlar. Güzelim Yunanistan’ı, Amerika’nın bir eyaletine çevirmek Yunan halkına da hakarettir.
Lozan ve Paris antlaşmalarını hiç sayarak adaları silahlandırmakla hangi akla hizmet ettiğiniz ortadadır… Şımarıklığın mutlaka bir sonu vardır. İnşallah o şımarıklığınız bir savaşla neticelenmez… Gel hadi gel, ağababalarını da arkana al da gel. Şunu hiçbir zaman aklınızdan çıkartmayın; karşınızdaki devlet Türkiye’dir.
Siz öncelikle, Rum musunuz, İyon musunuz, Grek misiniz, Helen misiniz? Grek’iz demezsiniz çünkü Grek’in (Fransızca-İngilizce) sözlük anlamı “Hilebaz, sahtekar” diye geçer…
“Küçük Asya, İstanbul” hayali kuruyorsunuz. İstanbul Doğu Roma İmparatorluğu’na aitti. Konstantin, Roma’dan başkentliği İstanbul’a taşımıştır. Sizin Roma İmparatorluğu ile ne ilginiz var? Mitoloji devleti olanlar bir yerlere yamanmak isterler. Sizlerinde yaptığınız budur. Sokrates, Diyojen, Platon, Hipokrat, Heredot bizimdir diyerek dünyayı yanıltmaya devam etmektesiniz. Bu düşünürler çapında son 800 yılda çıkarttığınız bir düşünürünüz var mı? Yok. Çeşitli şehir devletlerinden yetişmiş olan düşünürleri kendinize mal ediyorsunuz. Makedon Filip oğlu İskender’e bile sahip çıkmaya kalkıyorsunuz… Uzun lafın kısası: Sayın Miçotokis, ayağınız yere bassın. Türkiye Yunanistan’ın düşmanı değil dostudur, komşusudur. Atılan güle, taşla karşılık vermekten vazgeçin. Muhterem komşumuz Yunan halkına saygılarımı sunarım.