Ahmet Kurt
Köşe Yazarı
Ahmet Kurt
 

Yanılmak istiyorum

Türkiye’de seçim ortamları her şeye rağmen genellikle bir şenlik havasında geçerdi. Sandıkların kurulmasına ramak kala, 14 Mayıs seçimlerine giderkenki hava herkes gibi beni de endişelendiriyor. Böyle puslu havalarda ‘tevatür’ denilen ve sorun yaratma olasılığı yüksek haberler artar, gelişmeler herkes tarafından kendi menfaatine göre yorumlanır ve sonuçta da doğal olarak gergin bir ortam oluşur…   Çok zor bir süreç kapıda…   Ancak benim asıl endişem seçim sonrasına ilişkin… Korkum, seçime yüksek enflasyon ve ekonomik yavaşlama ile gidiyor olmamız. Bu durum pek çok kişi gibi bende de, “Seçimden sonra bizi sonra çok zor bir süreç bekliyor” kanaati oluşturuyor. Siyasilerin bizi yanıltması, her şeyin daha güzel olması, patronu ve işçisiyle tüm üretenlerin ortak dileğidir.   Seçmesine seçeceğiz de…   Seçimlerde Türkiye’yi yönetecek bir Cumhurbaşkanı ve yasama işlerini, işlevini yerine getirecek milletvekillerini seçeceğimiz için cumhurbaşkanı bir partiden ya da ittifaktan, parlamento çoğunluğu farklı bir parti veya ittifaktan olursa ne olacak? Büyük ihtimalle ‘yönetsel’ bir sorun yaşanacak… Seçimi hangi cumhurbaşkanı adayanının ve ittifak ya da partilerin kazanacağı, devlet yönetiminin kimler arasında pay edileceği elbette önemli. Çünkü seçmenin bu tercihi iyi ya da kötü yöndeki gelişmelerin en büyük etkeni olacaktır.   Kafalar karışıksa kötü…   Virüs salgını ve deprem felaketi ile sarsılan, değişen, dönüşen Türkiye’de iktidar değişmese bile hiçbir şey eskisi gibi olmayacağı için; ekonomi politikalarıyla ne tür bir değişim olacağı merak konusu. Eski hamam eski tas olacaksa yandık! Frenlenen döviz, hep tartışılan faiz, dış kaynak beklentisi ve tüm bunlarla birlikte konuşulan IMF ile bir program yapılıp yapılmayacağı gibi konular hem sıkça konuşuluyor hem de kafa karıştırıyor. Kafa karışıklığı ve belirsizlik ilk girişimciyi, yatırımcıyı, üreteni tedirgin eder. Önünü göremeyen hiçbir kişi ve kurum uzun vadeli planlar yapamaz. Bu bakımdan yukarıda sözünü ettiğim konularla ilgili olarak topluma güven hatta bir güvence vermek çok çok önemlidir…   Bakan ve bakmayanlar!   Bilindiği gibi, “Seçimden sonra Türk ekonomisinde tsunami yaşanacak” diyenler var! Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye göre “Son 20 yılın en güçlü bütçe sonuçlarından biri” var ortada… Uzmanlar soruyor: Peki sonuç iyi ve her şey yolundaysa neden ‘fiyat sabitleme’ kampanyaları yapılıyor, neden sürekli para basılıyor?   Yanılmayı çok istiyorum… Bazı gerçekleri akılda tutmakta yarar var. İnkar edilse bile, 14 Mayıs öncesi iktidar seçim ekonomisine geçmiş durumda… Muhalefet de doğal olarak vaat üstüne vaat açıklıyor… Yatırıma, üretime, ihracata, istihdama dönük doğru dürüst bir proje koyan yok ortaya. Bu da seçimden sonra enflasyonun, dış kaynak sorununun, ekonomideki yapısal sorunların devam edeceğini gösteriyor. Yanılmayı çok istiyor ve her şeyin daha güzel olmasını diliyorum. “Sorunlardan kurtulmanın çaresi nedir” diyenlere her zamanki gibi üç yolu gösteriyorum: Üretim, üretim, üretim… Seçim ve ekonomi konusuna başka yazılarda devam ederiz…
Ekleme Tarihi: 25 Nisan 2023 - Salı

Yanılmak istiyorum

Türkiye’de seçim ortamları her şeye rağmen genellikle bir şenlik havasında geçerdi. Sandıkların kurulmasına ramak kala, 14 Mayıs seçimlerine giderkenki hava herkes gibi beni de endişelendiriyor. Böyle puslu havalarda ‘tevatür’ denilen ve sorun yaratma olasılığı yüksek haberler artar, gelişmeler herkes tarafından kendi menfaatine göre yorumlanır ve sonuçta da doğal olarak gergin bir ortam oluşur…

 

Çok zor bir süreç kapıda…

 

Ancak benim asıl endişem seçim sonrasına ilişkin…

Korkum, seçime yüksek enflasyon ve ekonomik yavaşlama ile gidiyor olmamız.

Bu durum pek çok kişi gibi bende de, “Seçimden sonra bizi sonra çok zor bir süreç bekliyor” kanaati oluşturuyor.

Siyasilerin bizi yanıltması, her şeyin daha güzel olması, patronu ve işçisiyle tüm üretenlerin ortak dileğidir.

 

Seçmesine seçeceğiz de…

 

Seçimlerde Türkiye’yi yönetecek bir Cumhurbaşkanı ve yasama işlerini, işlevini yerine getirecek milletvekillerini seçeceğimiz için cumhurbaşkanı bir partiden ya da ittifaktan, parlamento çoğunluğu farklı bir parti veya ittifaktan olursa ne olacak?

Büyük ihtimalle ‘yönetsel’ bir sorun yaşanacak…

Seçimi hangi cumhurbaşkanı adayanının ve ittifak ya da partilerin kazanacağı, devlet yönetiminin kimler arasında pay edileceği elbette önemli. Çünkü seçmenin bu tercihi iyi ya da kötü yöndeki gelişmelerin en büyük etkeni olacaktır.

 

Kafalar karışıksa kötü…

 

Virüs salgını ve deprem felaketi ile sarsılan, değişen, dönüşen Türkiye’de iktidar değişmese bile hiçbir şey eskisi gibi olmayacağı için; ekonomi politikalarıyla ne tür bir değişim olacağı merak konusu. Eski hamam eski tas olacaksa yandık!

Frenlenen döviz, hep tartışılan faiz, dış kaynak beklentisi ve tüm bunlarla birlikte konuşulan IMF ile bir program yapılıp yapılmayacağı gibi konular hem sıkça konuşuluyor hem de kafa karıştırıyor.

Kafa karışıklığı ve belirsizlik ilk girişimciyi, yatırımcıyı, üreteni tedirgin eder. Önünü göremeyen hiçbir kişi ve kurum uzun vadeli planlar yapamaz. Bu bakımdan yukarıda sözünü ettiğim konularla ilgili olarak topluma güven hatta bir güvence vermek çok çok önemlidir…

 

Bakan ve bakmayanlar!

 

Bilindiği gibi, “Seçimden sonra Türk ekonomisinde tsunami yaşanacak” diyenler var!

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye göre “Son 20 yılın en güçlü bütçe sonuçlarından biri” var ortada…

Uzmanlar soruyor: Peki sonuç iyi ve her şey yolundaysa neden ‘fiyat sabitleme’ kampanyaları yapılıyor, neden sürekli para basılıyor?

 

Yanılmayı çok istiyorum…

Bazı gerçekleri akılda tutmakta yarar var.

İnkar edilse bile, 14 Mayıs öncesi iktidar seçim ekonomisine geçmiş durumda…

Muhalefet de doğal olarak vaat üstüne vaat açıklıyor…

Yatırıma, üretime, ihracata, istihdama dönük doğru dürüst bir proje koyan yok ortaya.

Bu da seçimden sonra enflasyonun, dış kaynak sorununun, ekonomideki yapısal sorunların devam edeceğini gösteriyor.

Yanılmayı çok istiyor ve her şeyin daha güzel olmasını diliyorum.

“Sorunlardan kurtulmanın çaresi nedir” diyenlere her zamanki gibi üç yolu gösteriyorum: Üretim, üretim, üretim…

Seçim ve ekonomi konusuna başka yazılarda devam ederiz…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.