Virüs, varyantlarla anamızı ağlatırken insanların virüs karşısındaki (aşı kazancına dönüşen) haris tutumu tahlile muhtaç bir ‘tanı’ konusu olsa gerek!
Ayrı bir yazı mevzusu…
Bugün anlatmak isteğim şey; virüs konusunda yazılar yazıp ahkam keserken içine düştüğüm bir büyük mahcubiyettir.
Yaşadığım, hissettiğim duygu mahcubiyetin ötesinde bir utançtır…
BAŞHEKİM BURHAN KURTULUŞ
Yazıya şöyle girmek isterim: Başhekim Burhan Kurtuluş yönetiminde, Başhekim Yardımcısı M. Fikret Serin, Dr. Ali Yalçındağ, Sağlık Hizmetleri Müdürü Zeynep Yılmaz, Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi İdari Mali İşler Müdürü İsa Kayhan, Destek ve Kalite Müdürü Orhan Pehlivan ile diğer birim ve bölüm sorumluları ile dertliye derman olan Yıldırım Beyazıt Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti Ankara’nın en köklü sağlık kuruluşlarından biridir.
50 yıldan öncesine uzanan çocukluk yıllarımda annemin yattığı, çoook sonra oğlumun hayata tutunmasına vesile olan bu güzide derman deryası, Başhekim Burhan Kurtuluş’un engellilere gösterdiği babacan yaklaşım ve sağladığı kolaylıklarla dikkat çekiyor.
Bu yaklaşımın sonucu olarak saygıdeğer Başhekimin izni ve himayesinde, Yıldırım Beyazıt Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde Engeli Danışma Merkezi kuruldu. Bu Merkezin sorumluluğuna da Ali Daşdan getirildi.
ANKHABER’E PLAKET
Başkent Ankara’nın haftalık gazetesi ANKHABER, engelliler konusundaki hassas yayın politikası gereği, Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engeli Danışma Merkezi’nin çalışmalarına da yer veriyor sayfalarında ve internet sitesinde.
Ali Daşdan’ı ziyaretimde, ANKHABER için hazırlattığı bir teşekkür belgesi takdim etmesi yaptığımız yayınların yerini bulduğunu göstermesi bakımından anlamlıydı…
DERDE DERMAN ARAYIŞIM
Yıllaaar sonra yeniden yolum düşmeye başlayan bu hastanede, gözüm ve dilim gibi sermayem olan elimde hissettiğim ağrıların sebebini öğrenmek, mümkünse çaresini bulmak istedim. Aksi takdirde bu ve benzeri yazıları yazmam imkansızdı…
Büyük ozan, “Veysel, günler geçti, yaş 60 oldu” dediği türküsünü çığırırken;
Anlatmam derdimi dertsiz insana
Dert çekmeyen dert kıymetin bilemez
Diyor ya; benim derdim ‘kıymetli’ dertlerden değildi! Onun için, “Derdim bana derman imiş bilmedim” demeden, bir doktora görüneyim dedim.
Göründüm…
Moral ve derman yolu buldum…
ANCAK… MASKEM DÜŞTÜ!
Bölüm/birim ve doktor adı vermeden şunu belirtmek ve herkesi tedbirli olmaya davet etmek isterim:
Hastaneye hatta doktorun yanına kadar maskesiz girmek gibi bir büyük hata yaptım! Oysa arabamda koca bir kutu maske vardı…
Haklı olarak doktorum, usulünce haddimi bildirdi…
Önce bir mahcubiyet duydum ama yaşadığım mahcubiyet kısa sürede bir utanca dönüştü…
Maske takmamış biri ile Kızılay Meydanında çırılçıplak kalmış biri arasında bir fark olmadığını anladım!
Bendenizi kendime getiren uyarısı, belki de bir nefes uzağımdaki virüsten beni koruyan maske takdimi için doktoruma yürekten teşekkür ediyorum…
Teşekkürümü bir ‘özür’ ile süslemezsem ayıp etmiş olurum…
Son sözüm: Maskem düştü!
Ve önerim: Hastaneye maskesiz gitmeyin…