Aklımdaki yüzlerce soru sayısız gecelerce uykusuz bırakır beni. Bir kaos ortamında hissettiğim zamanlardır kendimi. Bu kaostan kurtulmanın tek yolu okumaktır. Aydınlanmak için. Güçlenmek için. Huzur bulmak için.
Kaos sadece insanların olduğu yerde yaşanmıyor. En zor olanı ruhumuzdaki. Bireysel ve toplumsal duruşu sorgulatır içimizde. Sisteme, haksızlıklara, yasaklara baş kaldırma isteği en uçlara taşınır korkusuzca. Zamanın ötesinden seslenmek gibidir yaşanılan anlara. Sahicidir. Hiçbir şey üstü kapalı değildir. Görmeyi reddettiklerimiz aleni yansır dış dünyaya. Hayal gücünün somut bir şekilde kullanımı akıl ve mantık ile birliktedir. Zora girer yaşamak.
“Dili zincirlerinden kurtarmak.” Tam da buradan başlıyor, içimizden. Hayatın bize dayattığı gibi değil de kendi seçtiklerimizle, birçok kuralı yok sayarak kendi karakterimize uygun olduğu şekilde yazmak, resmetmek ve konuşmak. Bu rahatlıkla bakarız kendimize aynada.
Hemen her şeyde var olan uyumsuzluk insanın kendisiyle de anarşi yaratmasına zemin hazırlar. Hayat ile çatışmalardan kaynaklıdır. Her şeyin nedeni insandır. Ve yok eden yine insandır. Bir nihilizm söz konusu olduğunda illegal davranışlar daha bir şekil alır düşüncelerimizde, egemen sisteme karşı çıkarak. Etik değerler önemsenmezken gerçeklik, rahatsız edici bir özelliğe dönüşür. Toplumca utanç duyulan temalar, korku ve şiddet akla huzursuzluk verir. Uzak tutarız kendimizi. Hayata karşı bir duruş geliştirmişizdir karakterimizle. Cesaret dediğimiz, içimizdeki başkaldırının, özgür ruhun, kendine güvenin hesap sorabilmesi yeri geldiğinde. Objektif bakış açısıyla.
İyi ya da kötü diye nitelediğimiz kavramları alışılagelmişliğin dışına çıkaralım. Zihin bulanıklaştığında kazanan ve kaybeden birbirine karışmaz mı? -Kötüler kazanır iyiler kaybeder. Ya da -İyiler kazanır kötüler kaybeder. Aslolan hangi tarafta durduğumuz.
İyi ya da kötü diye nitelediğimiz kavramları kalıpların dışındaki sıra dışılıkla seviyorum. Normların dışında olmayı. Aynı değil farklı. Düşüncelerimizle, yaptıklarımızla, değişmeyen duruşumuzla, davranışlarımızla.
-Sıra dışı olmak bir anlamda pesimist olmaktan iyidir. Bu da göreceli bir kavram. Sıra dışı olmakla pesimistliğin yan yana gelişi garip gibi gelebilir. Sıra dışı insanlar kendisidir. Cesurdur. Farklı fikirleriyle değişimlere lider olurlar. Pesimist insanlar karanlık ruh hallerinden bir türlü çıkamadıkları için tercihleri, eğilimleri o yöndedir. Başkasıdır. Seçeriz salt. Ruhumuza en uygun olanları. Kitap, müzik, şehir, insan… Dünyaya ayrıksı sesimizle ya da edilgen bir tutumla. Hepsini sokağa taşan sertçe reddedişlerle dünyanın bütün aykırı ayrıntılarını toplayarak beynin içine saklıyor. Davranış ve edimlerle. Biz hangisini seçersek…