Atatürk’ün vefatından sonra ülke yönetimini eline alan İsmet İnönü, bir süre sonra en iyi yönetim biçiminin demokratik sistemle olacağına inanarak, yeni siyasi partilerin kurulmasını sağlamış ve 1946 yılında da ilk demokratik seçimler yapılmıştır. O ilk seçimde, CHP Afyonkarahisar’da Milletvekili çıkaramamış, Ali Çetinkaya gibi, Memleketi istilâlardan kurtarıp, Cumhuriyeti kuranlar Meclis dışında kalmışlardır. Keza 1950 tarihinde yapılan seçimlerde CHP adeta tarihten silinmiştir!...
Aslında CHP’yi tarihten silenler de, Ülkeyi kurtarıp, Cumhuriyeti kuran kadronun içinden gelenlerdir. O kadronun lideri ise Celâl Bayar’dır. Nitekim, o kadro da, genel olarak Atatürk ilke ve inkılâplarını benimsemiş olan kişilerden oluşuyordu.
Geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine giden süreçte ben, hep o Cumhuriyeti kuran kadroları düşündüm. Örneğin kimi seçim propagandaları yapılırken, Celâl Bayar ile İsmet İnönü’nün, daha sonraki süreçte Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit’in birbirlerine karşı sataşmalarını gözlerimin önüne getirerek değerlendirmeye çalıştım. Hemen belirtmeliyim ki, bu değerli liderlerin birbirlerine karşı asla ve kat’a hakaretamiz sözler sarf etmemiş olmaları ile bugünkü liderlerin birbirlerini nasıl karalamış olduklarını düşünerek içim sızladı, üzüldüm!...
***
14 Mayıs 1950 tarihinde, ilk Demokratik seçimi kazanarak iktidara gelen Demokrat Parti’nin lideri Celâl Bayar, Atatürk ve İnönü’den sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. Cumhurbaşkanı olmuştur.
Celâl Bayar, 16 Mayıs 1883 tarihinde Bursa'nın Gemlik ilçesinin Umurbey köyünde doğmuştur. Ailesi, şimdi Bulgaristan sınırları içinde olan Plevne şehrinden göç etmiştir. Celâl Bayar'ın babası, ilmiye sınıfına mensup bir fıkıh bilgini olan Abdullah Fehmi Efendi'dir. 93 Harbi'nden sonra muhacir olarak geldiği Bursa'nın Umurbey köyündeki rüştiyede müdürlük ve bir ara Gemlik'te müftülük yapmıştır.
Celâl Bayar, ilk ve orta öğreniminden sonra memuriyet hayatına atıldı. Adliye, Gümrük ve bankacılık sahasında memuriyet görevlerinde bulundu. Gemlik Mahkeme Kalemleri'nde memur olarak çalışma hayatına başladı. Ardından Bursa'ya giderek Ziraat Bankası'nda görev aldı daha sonra İttihad-ı Milli bankasında çalıştı.
1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katıldı. Bu cemiyetin Bursa Şubesi Genel Sekreterliğini yaptı. 1918 yılında Müdafaa-i Hukuk-iOsmaniye Cemiyeti'ne girdi.
1913 yılı sonunda İzmir'e giden Celâl Bayar, İttihat Terakki Cemiyeti'ne katmak için spor yapan Altay'lı gençleri davet etti ve 1914 yılının 16 Ocak tarihinde Altay fiilen kuruldu. Celâl Bayar, Türk futbol tarihinde önemli yeri olan Altay'ın kuruluşu için para yardımında bulundu.
Bayar, 12 Ocak 1920'de toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi'ne Saruhan (Manisa) Sancağı milletvekili olarak katıldı. Millî Mücadele'nin başlaması ile birlikte Anadolu'ya geçerek buharekete fiilen, Galip Hoca lâkabıylakatıldı.
Bu mücadelenin kazanılması sırasında Batı Anadolu'da faaliyet gösterdi. Aynı zamanda Birinci Büyük Millet Meclisi'nde Saruhan Milletvekili olarak görev aldı.
Onu iyi tanıyan Atatürk Celâl Bayar’a, 1921'de İktisat (Ekonomi) Vekilliği görevini verdi.
O arada, Lozan Barış Konferansı'na müşavir göreviyle katıldı.
1923 seçimlerinden sonra İkinci Büyük Millet Meclisi'ne İzmir Milletvekili olarak girdi.
1924 yılında Türkiye İş Bankası'nın kurulmasında önemli rol oynadı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda mücadele adamı, politikacı ve iktisatçı olarak temayüz etti.
1932-1937 yılları arasında İktisat Vekilliği, 1937-1939 yılları arasında Başvekillik (Başbakanlık) yaptı.
1943 yılına kadar İzmir Milletvekili olarak siyasi hayatını sürdürdü.
Çok partili siyasi hayata geçilmesi üzerine 1946 yılında arkadaşları ile birlikte Demokrat Parti'yi kurdu ve başkanlığına getirildi. Demokrat Parti'nin 1950 seçimlerini kazanmasından sonra aynı yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin üçüncü Cumhurbaşkanı seçildi. On yıl cumhurbaşkanlığı yapan Celal Bayar, 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle iktidardan indirildi
Özel mahkeme olan Yassıada Mahkemesi tarafından idama mahkûm edildi. Yaşı nedeniyle idam cezası daha sonra müebbet hapse çevrildi. Yassıada'dan Kayseri bölge cezaevine nakledilen Bayar, 7 Kasım 1964 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle serbest bırakıldı. 7 Temmuz 1966'da da dönemin cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından, Anayasa'nın 97. maddesinde yazılı sebeplere dayanılarak affedildi.
22 Ağustos 1986 tarihinde, 103 yaşında İstanbul'da vefat etti ve memleketi olan Bursa-Umurbey'de toprağa verildi.
***
Tarihimizin çok önemli şahsiyetlerinden olan 3.Cumhurbaşkanımız Celal Bayar ile,31 Mart 1981 tarihinde İstanbul Çiftehavuzlar’daki malikanesinde uzun bir görüşme yapmış ve ona, merak ettiğim her soruyu yönelterek aldığım cevapları not etmiştim.
Ülkemizin ve insanımızın geniş kapsamlı bir demokrasi aradıkları bu günlerde, Celâl Bayar ile olan görüşmemi anımsadım ve o büyük insana bir kez daha Allah’tan Rahmet dileyerek bu kısa anma yazısını kaleme aldım.