Bazı şeylerin gözden kaçmaması hatta gözden düşmemesi, gönülden çıkmaması için o şeyler için gereken yapılmalı, yaşatılmalıdır. ‘Ahilik’ bunların başında geliyor. Çünkü ‘kandıranın daha çok kazandığı’, ‘kapanın elinde kaldığı’ bugünkü ortamda Ahiliğin ilkelerine, uygulamalarına o kadar çok ihtiyaç duyuluyor ki…
Utanmazın, düzenbazın, hilebazın yüzünün kızarması, bir daha bu yolla insanlara mağduriyet yaşatmaması için, bunlara, Ahilikte olduğu gibi ‘pabucunu dama atma’ yöntemi uygulanmalı! En azından bunun çağdaş bir yansıması olmalı…
Ahiliğin önemine, gereğine yürekten inananlardan biri olarak çok kere yazdım, söyledim: Türklerin dünyaya kazandırdığı en önemli sosyo / ekonomik kavram ve uygulamalardan biri de ‘Ahilik Sistemi’dir…
DERİCİZADE FARUK KÜÇÜK’ÜN KONFERANSI
Ahi iş insanı Dericizade Faruk Küçük’ün, Çankaya Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Turizm Meslek Lisesinin, Ahilik Haftası dolayısıyla düzenlediği etkinlikte yaptığı konuşmayı dinledikten sonra, bu muhteşem kavram ve uygulamaya bir kez daha dikkat çekme gereği duydum.
Yaşayan en önemli Ahi iş insanı olan Dericizade Faruk Küçük, Ahilik ile ilgili bilgilerini, birikimlerini öğrencilerle paylaşırken yaşadığı, gördüğü, hissettiği birçok hususu, geleceğin ahileri olacak genç dinleyicileri ile paylaştı.
Bu güzel etkinlik dolayısıyla, başta Okul Müdürü Numan Özdemir olmak üzere Müdür Yardımcısı Aynur Demircioğlu, Konaklama Seyahat Hizmetleri Alanı Öğretmenleri Esendal Akad, Cemile Sözen, Pervin Gözenoğlu öğretmenlere teşekkür etmek istiyorum.
‘AHİLİK’ DEYİP GEÇMEYİN LÜTFEN!
Bu vesile ile Ahilik üzerine geçmişte yazıya aktardığım, dile getirdiğim bazı hususları hatırlamak, hatırlatmak istiyorum:
Ahilik, kendi içinde öylesine güçlü bir ahlaki yapı, adil bir hukuk düzeni, liyakat ve mesleki hiyerarşisi içeriyor ki yüzyıllar sonra ortaya çıkan ‘izm’ler ve ekonomi teorileri bu sistemden izler, özler taşıyor…
Yasalarla hakim kılınmaya çalışılan tüketiciyi koruma ve sivil toplum yapılanmaları Ahilikte yerini yüzyıllar önce almıştı…
Ahilik; tam bir üretim ve kalkınma modeli, yani bereket kapısıydı… Ahlaki ilkeleriyle de toplumsal barışın, adaletin, dürüst ticaretin güvencesiydi…
Girişimde, üretimde, çalışma hayatında, meslek edinmede, hileli mal satılmasının önlenmesi konusunda ve endüstriyel ilişkilerde, yani ekonomide yaşanan sorunların çözümünü içinde barındıran tek sistemdi Ahilik…
Tüm bunları dikkate alarak demek isterim ki; UNESCO'nun 2021'i Ahi Evran Veli, Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre Yılı ilan etmesi boşuna değildi…
GİRİLMESİ ZOR BİR TEŞKİLATTI…
‘Ahilik’ kuru bir kelimeden ibaret değildir. Temel ilkeleri vardır. Şöyle: Bir Ahi; huyu/suyu iyi olan, güzel ahlak sahibi, sözünde duran, vefalı, gözü / gönlü tok, kalbi temiz, çalışkan, dedikodudan uzak, şefkat ve merhamet duyguları yüksek, adaletli, faziletli, iffetli, dürüst, cömert kişidir…
Bu yüzden Ahilik teşkilatına her isteyen giremez. Örnek: Kafirler, münafıklar, müneccimler, içki içenler, sözünü tutmayanlar, avcılar, kem gözlüler, ayıp arayanlar, cimriler, gıybet edenler, iftiracılar, yalancılar ve bazı meslek mensupları kabul edilmez.
Ahiliğe girenlerde ise şu şartlar aranır: Sıdk, sefa, emanet, takva, kerem, mürüvvet, haya…
Ahilik’te konumlar çeşitli mertebelerden oluşur. Şöyle: Yiğit, yamak, çırak, kalfa, usta, ahi, halife, şeyh, şeyhül meşayih.
DÜNDEN BUGÜNE GELİRSEK…
Ahiliğin bir adabı, muaşereti vardır. Bunların uygulandığı alanlar şunlardır:
Yemek, su içmek, söz söylemek, elbise giymek ve çıkartmak, evden çıkmak, yürümek, alışveriş, eve girmek, oturmak, misafirlik, hasta ziyareti…
Dünde büyük önem ve anlam taşıyan yaren odası, misafir odası, köy odası gibi ahlaki ve sosyal kurumlar Ahilik sayesinde oluşmuş ve gelişmiştir.
Ahilik ile ilgili söylenecek çok şey var ama “‘Hepimiz Ahiyiz’ demezsek eğer” yazımdan alıntıyla şöyle özetlemek isterim:
Ticaret bambaşka bir şeymiş meğer
Dürüstlük, kalite en yüce değer
Hepimiz Ahiyiz demezsek eğer
Kardeşlik kaybolur yiter sahilik
Ahilik Türklerin ticaret kolu
Ahilik bilimsel buluşun yolu
Ahiler üretir en sağlam malı
Tersi olur ise biter dahilik