Benim güzel Ankara’m!
[simple-author-box]
Ankara’yı Ankara’da yaşayanlar bile bilmiyor desem ne dersiniz? İlçelerini söylemiyorum, merkezi. Gaziosmanpaşa’dan başını çıkarıp İsmetpaşa Mahallesini görmemiş bir yığın Ankaralı gördüm. Varlığından dahi habersizler.
İlçelerin tamamını gördüm” diyene ben zaten rastlamadım. “Ankara’yı her yönüyle bilirim” diyene de madalya takmak gerek!
Evet, hepimizin bildiği bir yer var Ankara’da: Kızılay! Herkesin bir şekilde Kızılay’a işi düşüyor ve orada yollar kesişiyor. Ötesi de var Ankara’nın…
Sadece İNCEK semtini dolaşmaya ve anlamaya bir gün yetmez billahi. Bambaşka bir Ankara kurulmuş İncek’te. Ultralüks villalar göz kamaştırıyor. Ansızın bir demir kapı uzaktan kumanda ile açılıyor ve muhteşem bir arabayla moda bir genç kız yahut bir delikanlı geçip gidiyor önünüzden. Moda dergisinin kapağından düşmüşçesine fırlayıveriyor, şaşırıp kalıyorsunuz. Kapı otomatik kapanana kadar gördüğünüz ev manzarası zaten her şeyi anlatmaya yetiyor.
Sadece İncek mi, Başkent’in dört bir yanı, yakın köyleri.. Hafta sonu barbekü partisinde şen kahkahalar yükselen özel muhteşem villalar, çiftlikler göz kamaştırıyor adeta..
Millet şehirden bıkmış, Ankara’dan taşmış sanki.
***
Ben de geçen hafta bir yerde çok şaşırdım; Batıkent’te… Haydar Aliyev parkını ilk kez gördüm, “yuh” dedim kendime.
Azerbaycan Petrol Şirketi Socar yapmış, Ortasına da Kardeş Azerbaycan’ın banisi, Cumhur Reisi, Devlet ve siyaset adamı merhum Haydar Aliyev’in bir heykelini dikmişler.
Ağaçları, yeşilliği, manzarası, kuş cıvıltıları arasından duyulan kardeş Azerbaycan şarkıları insanı mest etmeye yetiyor. Tar Sanatçısı Elçin de hususi konseri ile bizi mest etti. Semt sakinlerinin tabiatla sarmaş. Ortamın tesiri yüzlerinden belli.. Çocuklar, anneler, babalar cıvıl cıvıl insanlar. Bilhassa akşamüzerleri kombine yeşil manzaranın tadını çıkarmak için uygun bir vakit.
***
Tadı deyince; parkın içindeki Azerbaycan mutfağı Buta’dan söz açmaz isek haksızlık etmiş oluruz. “Buta” sır bir kelime ve yerinde öğreniliyor.
Ne yapmak istiyorsunuz; hafta sonu dehşet bir sabah kahvaltısı mı?!
Ya da mükellef bir öğle ya da akşam yemeği?
Enfes Buta kebap, güveçte kuru erikli dana kavurma, safranlı, etli şah pilav, nar gibi kızarmış lokum etler, lüle dedikleri kuzudan tavuktan bambaşka bir lezzet..
Hepsi Azerbaycan mutfağından.
Bir de slogan üretmişler: Yemeğiniz ilacınız olsun, yoksa ilaçlarınız yemeğiniz olur.
Hararetle tavsiye ederim. Hele yemeğin sonunda üzerine halis Buta zeytinyağı gezdirilmiş sade dondurma sizi şaşırtacaktır eminim. Bu nefis dondurma sadece ve sadece Buta da, o da Ankara’da.
Böyle bir lezzet yok…
Ekleme
Tarihi: 22 Eylül 2021 - Çarşamba
Benim güzel Ankara’m!
[simple-author-box]
Ankara’yı Ankara’da yaşayanlar bile bilmiyor desem ne dersiniz? İlçelerini söylemiyorum, merkezi. Gaziosmanpaşa’dan başını çıkarıp İsmetpaşa Mahallesini görmemiş bir yığın Ankaralı gördüm. Varlığından dahi habersizler.
İlçelerin tamamını gördüm” diyene ben zaten rastlamadım. “Ankara’yı her yönüyle bilirim” diyene de madalya takmak gerek!
Evet, hepimizin bildiği bir yer var Ankara’da: Kızılay! Herkesin bir şekilde Kızılay’a işi düşüyor ve orada yollar kesişiyor. Ötesi de var Ankara’nın…
Sadece İNCEK semtini dolaşmaya ve anlamaya bir gün yetmez billahi. Bambaşka bir Ankara kurulmuş İncek’te. Ultralüks villalar göz kamaştırıyor. Ansızın bir demir kapı uzaktan kumanda ile açılıyor ve muhteşem bir arabayla moda bir genç kız yahut bir delikanlı geçip gidiyor önünüzden. Moda dergisinin kapağından düşmüşçesine fırlayıveriyor, şaşırıp kalıyorsunuz. Kapı otomatik kapanana kadar gördüğünüz ev manzarası zaten her şeyi anlatmaya yetiyor.
Sadece İncek mi, Başkent’in dört bir yanı, yakın köyleri.. Hafta sonu barbekü partisinde şen kahkahalar yükselen özel muhteşem villalar, çiftlikler göz kamaştırıyor adeta..
Millet şehirden bıkmış, Ankara’dan taşmış sanki.
***
Ben de geçen hafta bir yerde çok şaşırdım; Batıkent’te… Haydar Aliyev parkını ilk kez gördüm, “yuh” dedim kendime.
Azerbaycan Petrol Şirketi Socar yapmış, Ortasına da Kardeş Azerbaycan’ın banisi, Cumhur Reisi, Devlet ve siyaset adamı merhum Haydar Aliyev’in bir heykelini dikmişler.
Ağaçları, yeşilliği, manzarası, kuş cıvıltıları arasından duyulan kardeş Azerbaycan şarkıları insanı mest etmeye yetiyor. Tar Sanatçısı Elçin de hususi konseri ile bizi mest etti. Semt sakinlerinin tabiatla sarmaş. Ortamın tesiri yüzlerinden belli.. Çocuklar, anneler, babalar cıvıl cıvıl insanlar. Bilhassa akşamüzerleri kombine yeşil manzaranın tadını çıkarmak için uygun bir vakit.
***
Tadı deyince; parkın içindeki Azerbaycan mutfağı Buta’dan söz açmaz isek haksızlık etmiş oluruz. “Buta” sır bir kelime ve yerinde öğreniliyor.
Ne yapmak istiyorsunuz; hafta sonu dehşet bir sabah kahvaltısı mı?!
Ya da mükellef bir öğle ya da akşam yemeği?
Enfes Buta kebap, güveçte kuru erikli dana kavurma, safranlı, etli şah pilav, nar gibi kızarmış lokum etler, lüle dedikleri kuzudan tavuktan bambaşka bir lezzet..
Hepsi Azerbaycan mutfağından.
Bir de slogan üretmişler: Yemeğiniz ilacınız olsun, yoksa ilaçlarınız yemeğiniz olur.
Hararetle tavsiye ederim. Hele yemeğin sonunda üzerine halis Buta zeytinyağı gezdirilmiş sade dondurma sizi şaşırtacaktır eminim. Bu nefis dondurma sadece ve sadece Buta da, o da Ankara’da.
Böyle bir lezzet yok…
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.