Arabuluculuk
Son günlerde sıkça karşımıza çıkan bir soru. Nedir bu arabuluculuk? Neden dava şartıdır? Ben dava açmak istiyorum, neden arabulucuya gitmek zorundayım?
Binlerce yıl önce yaşayan insanlar, kendi istekleriyle bağımsızlıklarının bir kısmından vazgeçmiş ve aralarında yaşanan uyuşmazlıkları çözme yetkisini otoriteye bırakmışlardır. Bu söz edilen, toplumsal sözleşmenin çok basit bir tanımıdır.
Hukuk Devletinde kişilerle kişiler arasında ve kişilerle otorite arasında olan uyuşmazlıkların çözümü için yazılı hukuk kuralları vardır. Hukukun üstünlüğü gereği, hiç kimse uyuşmazlıklarını kendi kurallarıyla çözemez. Yargı yetkisi olan mahkemelere gidilir, yargıç sorunu anlar, tarafları dinler ve ispatlayabildikleri ölçüde haklarını teslim eder. Yargılama hak temellidir ve son kararı tarafsız ve bağımsız olan yargıç, hukuk kuralları çerçevesinde kendi özgür vicdani kanaati ile verir.
Modern dünyanın neredeyse tamamında uygulanan sistem budur. Teoride mükemmel bir sistem gibi görünse de uygulama noktasına gelindiğinde bir takım aksaklıklar söz konusu olabilmektedir. Dava sayılarının çokluğu, yargılama için uyulması zorunlu usuller, yargılama süresi ve giderleri göz önüne alındığında dava açmak her zaman çok tercih edilebilir bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olmayabilir.
Bunun içindir ki son dönemde tüm dünya alternatif uyuşmazlık çözümlerine büyük önem vermektedir. Bu alternatif uyuşmazlık çözümlerinden bir tanesi de arabuluculuktur.
Arabuluculuk, en basit tanımıyla tarafsız bir 3. Kişinin, tarafları bir araya getirerek menfaatleri doğrultusunda bir anlaşmaya varmaları konusunda onlara yardımcı olmasıdır. Yani arabulucu yargıç değildir, karar vermez. Karar, tarafların kendi kararıdır. Arabulucu kim haklı, kim haksız bununla ilgilenmez. İlgilendiği tek şey, tarafların dostane bir çözüm bularak uyuşmazlığı çözebilmeleridir. Arabuluculuk hak temelli değil, menfaat temellidir. Yani taraflardan biri kazanırken diğeri kaybetmek zorunda değildir. Her ikisi de kazanabilir. Daha pratik, daha hızlı ve daha ucuzdur.
Arabuluculuk kural olarak, tarafların iradesine bağlıdır. Yani arabulucuya başvurup başvurmamak, orada bulunmak ya da orayı terk etmek, anlaşıp anlaşmamak tamamen tarafların özgür iradesine bağlıdır.
Peki o zaman nedir bu dava şartı olan arabuluculuk? Belki biraz yaygınlaştırmak, bilinilirliğini artırmak adına, belki biraz da mahkemelerin iş yoğunluğunu azaltmak adına “şimdilik” iş hukuku, ticaret hukuku ve tüketici hukuku vb. alanlara giren birçok dava için getirilmiş, istisnai olarak tarafların sadece başvuru özgürlüğünü bir miktar sınırlayan, ancak geri kalan kısmını yine kendi iradesine bırakan bir ön koşuldur. Dava şartı olan arabuluculukta arabulucuya gidersiniz, anlaşamama ve hatta anlaşmak için hiçbir çaba göstermeme halinde bile artık davanızı açabilirsiniz. Aylarca, belki de yıllarca mahkeme kararını beklemeden menfaatlerinize kavuşma şansınız varsa kesinlikle değerlendirilmesi gereken, sorununuza çözüm olacak bir yöntem olabilir.
Sadece dava şartı olarak mı arabuluculuk kurumunu kullanabiliriz? Tabi ki hayır! Elverişli olan tüm hukuki uyuşmazlıklarda profesyonel ihtiyari arabulucular yardımıyla taraflar arasındaki anlaşmazlıklar giderilebilir. Bu anlaşmaların belli şartlar sağlandıktan sonra ilam niteliğinde olmaları tarafları hukuki koruma altına almaktadır.
Çok daha ekonomik ve hızlı olan, başta arabuluculuk olmak üzere tüm alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin önümüzdeki yıllarda hayatımızda daha aktif bir rol oynayacağını söyleyebiliriz.
Ekleme
Tarihi: 13 Ocak 2022 - Perşembe
Arabuluculuk
Son günlerde sıkça karşımıza çıkan bir soru. Nedir bu arabuluculuk? Neden dava şartıdır? Ben dava açmak istiyorum, neden arabulucuya gitmek zorundayım?
Binlerce yıl önce yaşayan insanlar, kendi istekleriyle bağımsızlıklarının bir kısmından vazgeçmiş ve aralarında yaşanan uyuşmazlıkları çözme yetkisini otoriteye bırakmışlardır. Bu söz edilen, toplumsal sözleşmenin çok basit bir tanımıdır.
Hukuk Devletinde kişilerle kişiler arasında ve kişilerle otorite arasında olan uyuşmazlıkların çözümü için yazılı hukuk kuralları vardır. Hukukun üstünlüğü gereği, hiç kimse uyuşmazlıklarını kendi kurallarıyla çözemez. Yargı yetkisi olan mahkemelere gidilir, yargıç sorunu anlar, tarafları dinler ve ispatlayabildikleri ölçüde haklarını teslim eder. Yargılama hak temellidir ve son kararı tarafsız ve bağımsız olan yargıç, hukuk kuralları çerçevesinde kendi özgür vicdani kanaati ile verir.
Modern dünyanın neredeyse tamamında uygulanan sistem budur. Teoride mükemmel bir sistem gibi görünse de uygulama noktasına gelindiğinde bir takım aksaklıklar söz konusu olabilmektedir. Dava sayılarının çokluğu, yargılama için uyulması zorunlu usuller, yargılama süresi ve giderleri göz önüne alındığında dava açmak her zaman çok tercih edilebilir bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olmayabilir.
Bunun içindir ki son dönemde tüm dünya alternatif uyuşmazlık çözümlerine büyük önem vermektedir. Bu alternatif uyuşmazlık çözümlerinden bir tanesi de arabuluculuktur.
Arabuluculuk, en basit tanımıyla tarafsız bir 3. Kişinin, tarafları bir araya getirerek menfaatleri doğrultusunda bir anlaşmaya varmaları konusunda onlara yardımcı olmasıdır. Yani arabulucu yargıç değildir, karar vermez. Karar, tarafların kendi kararıdır. Arabulucu kim haklı, kim haksız bununla ilgilenmez. İlgilendiği tek şey, tarafların dostane bir çözüm bularak uyuşmazlığı çözebilmeleridir. Arabuluculuk hak temelli değil, menfaat temellidir. Yani taraflardan biri kazanırken diğeri kaybetmek zorunda değildir. Her ikisi de kazanabilir. Daha pratik, daha hızlı ve daha ucuzdur.
Arabuluculuk kural olarak, tarafların iradesine bağlıdır. Yani arabulucuya başvurup başvurmamak, orada bulunmak ya da orayı terk etmek, anlaşıp anlaşmamak tamamen tarafların özgür iradesine bağlıdır.
Peki o zaman nedir bu dava şartı olan arabuluculuk? Belki biraz yaygınlaştırmak, bilinilirliğini artırmak adına, belki biraz da mahkemelerin iş yoğunluğunu azaltmak adına “şimdilik” iş hukuku, ticaret hukuku ve tüketici hukuku vb. alanlara giren birçok dava için getirilmiş, istisnai olarak tarafların sadece başvuru özgürlüğünü bir miktar sınırlayan, ancak geri kalan kısmını yine kendi iradesine bırakan bir ön koşuldur. Dava şartı olan arabuluculukta arabulucuya gidersiniz, anlaşamama ve hatta anlaşmak için hiçbir çaba göstermeme halinde bile artık davanızı açabilirsiniz. Aylarca, belki de yıllarca mahkeme kararını beklemeden menfaatlerinize kavuşma şansınız varsa kesinlikle değerlendirilmesi gereken, sorununuza çözüm olacak bir yöntem olabilir.
Sadece dava şartı olarak mı arabuluculuk kurumunu kullanabiliriz? Tabi ki hayır! Elverişli olan tüm hukuki uyuşmazlıklarda profesyonel ihtiyari arabulucular yardımıyla taraflar arasındaki anlaşmazlıklar giderilebilir. Bu anlaşmaların belli şartlar sağlandıktan sonra ilam niteliğinde olmaları tarafları hukuki koruma altına almaktadır.
Çok daha ekonomik ve hızlı olan, başta arabuluculuk olmak üzere tüm alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin önümüzdeki yıllarda hayatımızda daha aktif bir rol oynayacağını söyleyebiliriz.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.