Av. Merve Acar
Köşe Yazarı
Av. Merve Acar
 

Mirastan çıkarma

Bir kişinin sahip olduğu tüm mal varlığı değerleri (tereke), ölümü anında mirasçılarına geçer. Bir kişi, yasal yollarla ya da miras bırakanın (muris) sağlığında yaptığı bir takım yasal işlemlerle mirasçı sıfatını kazanabilir. Muris sağ iken mirası ile ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmadı ise, tüm mal varlığı kanunda belirlenen şekliyle yasal mirasçıları arasında paylaştırılacaktır. Miras bırakan sağlığında mirasının nasıl paylaştırılacağına kendi karar verdi ise, iradesi dikkate alınarak paylaştırma yapılır.  Kişinin alt soyu (çocukları, torunları, evlat edindiği kişi), eşi ve eğer alt soyu yok ise anne-babası saklı paylı mirasçılarıdır. Yapılan ölüme bağlı tasarrufla(vasiyetname ya da bir miras sözleşmesi), kanunda belirlenen oranlar altında ya da hiç miras payı alamamaları halinde dava açarak saklı paylarının kendilerine verilmesini isteyebilirler. Saklı paylı mirasçıların mirastan hiç ya da saklı paylarında daha az oranda miras payı alabilmeleri için muris tarafından mirastan çıkarılmaları gerekmektedir. Bunun yapılabilmesi için de kanun belli sebepler ve belli şartlar öngörmüştür. Miras bırakan, bir vasiyetname ya da bir miras sözleşmesi ile saklı paylı mirasçısını üç durumda saklı payını almaktan mahrum bırakabilir. Mirasçı, miras bırakana ya da yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse; Burada kastedilen suç, ceza hukuku anlamında kanunda suç olarak tanımlanmış bir fiildir. “Ağır” bir suç olması ise, ceza hukuku anlamında cezanın yüksekliğinden değil, aile bağlarını koparabilecek kadar büyük bir elem ve kedere sebebiyet vermesi gerektiği anlamına gelmektedir. Örneğin “hakaret” suçu, ceza hukuku anlamında çok ağır cezalar gerektirmez ancak aile bağlarını tamamen koparabileceği için mirastan çıkarmaya konu edilebilir. Suçu oluşturan fiil, hukuka aykırı ve kasıtlı olarak gerçekleştirilmiş olmalıdır. Burada miras bırakanın yakınları yalnızca aile üyeleri ya da akrabaları değil, duygusal ve sosyal açıdan güçlü bağlar kurduğu kişileri kapsamaktadır.  Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse; Aile hukuku, aile üyelerinin birbirlerine karşı bir takım hak ve yükümlülükleri olduğunu kabul etmektedir. Bu yükümlülüklerin önemli ölçüde ihlal edilmesi halinde miras bırakan, bu durumu mirastan çıkarma tasarrufuna konu edebilir. Örneğin, sebepsiz yere kendisini yıllardır aramayan, ziyaret etmeyen çocuğunu mirastan çıkarabilir. Miras bırakan, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altsoyunu, saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır. Muris, mirastan çıkarma iradesini ortaya koyduğu ölüme bağlı tasarruf işleminde mutlaka, yukarıda sayılan mirastan çıkarma nedenlerinden hangisine dayandığını açık bir şekilde belirtmelidir. Aksi takdirde mirastan çıkarma işlemi geçersiz olacaktır. Yukarıda sayılan sebepler dışında bir sebeple saklı paylı mirasçının mirastan çıkarılması söz konusu olamayacaktır. Kişinin murisin iradesine aykırı olarak bir kişiyle evlenmesi/evlenmemesi, istemediği bir işle ya da sanatla uğraşması, istemediği bir yerde yaşaması gibi durumlar bu tasarrufun konusunu oluşturamaz.
Ekleme Tarihi: 17 Şubat 2022 - Perşembe

Mirastan çıkarma

Bir kişinin sahip olduğu tüm mal varlığı değerleri (tereke), ölümü anında mirasçılarına geçer. Bir kişi, yasal yollarla ya da miras bırakanın (muris) sağlığında yaptığı bir takım yasal işlemlerle mirasçı sıfatını kazanabilir. Muris sağ iken mirası ile ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmadı ise, tüm mal varlığı kanunda belirlenen şekliyle yasal mirasçıları arasında paylaştırılacaktır. Miras bırakan sağlığında mirasının nasıl paylaştırılacağına kendi karar verdi ise, iradesi dikkate alınarak paylaştırma yapılır.  Kişinin alt soyu (çocukları, torunları, evlat edindiği kişi), eşi ve eğer alt soyu yok ise anne-babası saklı paylı mirasçılarıdır. Yapılan ölüme bağlı tasarrufla(vasiyetname ya da bir miras sözleşmesi), kanunda belirlenen oranlar altında ya da hiç miras payı alamamaları halinde dava açarak saklı paylarının kendilerine verilmesini isteyebilirler. Saklı paylı mirasçıların mirastan hiç ya da saklı paylarında daha az oranda miras payı alabilmeleri için muris tarafından mirastan çıkarılmaları gerekmektedir. Bunun yapılabilmesi için de kanun belli sebepler ve belli şartlar öngörmüştür. Miras bırakan, bir vasiyetname ya da bir miras sözleşmesi ile saklı paylı mirasçısını üç durumda saklı payını almaktan mahrum bırakabilir. Mirasçı, miras bırakana ya da yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse; Burada kastedilen suç, ceza hukuku anlamında kanunda suç olarak tanımlanmış bir fiildir. “Ağır” bir suç olması ise, ceza hukuku anlamında cezanın yüksekliğinden değil, aile bağlarını koparabilecek kadar büyük bir elem ve kedere sebebiyet vermesi gerektiği anlamına gelmektedir. Örneğin “hakaret” suçu, ceza hukuku anlamında çok ağır cezalar gerektirmez ancak aile bağlarını tamamen koparabileceği için mirastan çıkarmaya konu edilebilir. Suçu oluşturan fiil, hukuka aykırı ve kasıtlı olarak gerçekleştirilmiş olmalıdır. Burada miras bırakanın yakınları yalnızca aile üyeleri ya da akrabaları değil, duygusal ve sosyal açıdan güçlü bağlar kurduğu kişileri kapsamaktadır.  Mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse; Aile hukuku, aile üyelerinin birbirlerine karşı bir takım hak ve yükümlülükleri olduğunu kabul etmektedir. Bu yükümlülüklerin önemli ölçüde ihlal edilmesi halinde miras bırakan, bu durumu mirastan çıkarma tasarrufuna konu edebilir. Örneğin, sebepsiz yere kendisini yıllardır aramayan, ziyaret etmeyen çocuğunu mirastan çıkarabilir. Miras bırakan, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altsoyunu, saklı payının yarısı için mirasçılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır. Muris, mirastan çıkarma iradesini ortaya koyduğu ölüme bağlı tasarruf işleminde mutlaka, yukarıda sayılan mirastan çıkarma nedenlerinden hangisine dayandığını açık bir şekilde belirtmelidir. Aksi takdirde mirastan çıkarma işlemi geçersiz olacaktır. Yukarıda sayılan sebepler dışında bir sebeple saklı paylı mirasçının mirastan çıkarılması söz konusu olamayacaktır. Kişinin murisin iradesine aykırı olarak bir kişiyle evlenmesi/evlenmemesi, istemediği bir işle ya da sanatla uğraşması, istemediği bir yerde yaşaması gibi durumlar bu tasarrufun konusunu oluşturamaz.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.