uzun cümlelerin soluğunu kesiyor rüzgâr
bir el kendi renginde okşuyor gelincikleri
güçlü adımlarla ilerliyor hayat isteğimiz dışında
çıplak seslerle alınyazımıza her dakika
niye bu çırpınış bu dingin atmosferin içinde
zaman hep o yetmeyen zaman üzerimize
uyuyan dehlizlerini niçin bırakıyor evrenin
insan kendiyle konuşur gibi bir telaş bir telaş
hazırlanma telaşı uyku telaşı ölüm telaşı
ama kulak ver! çığlık bu, sessiz bir çığlık
özgür bozlaklarla çınlıyor gecenin dorukları
yorgunuyuz gittiğimiz yolların
dağınık türküler bırakıyoruz karanlığın içine
uzaklara diyorum hep kaçmak çok uzaklara
içimizde kararlı bir yön duygusu olmalı
hayal et resmini çiz çizebilirsen ağacın, bulutun, kayalıkların
tarihe göçebe ruh yazılsın yüzümüzdeki yolculuklar
mısra-ı berceste bir divan şiirine
çünkü bu anlamsız bu heyecansız şehirlerde
yalnızlığa gömülüyor kalp atışları
Varlık / Mart 2015