Ankara’nın nesini seversin diye sorsalar, Yahya Kemal’den ilham alarak “Yozgat’a dönmesini” derim!
Şaka bir yana, insanların yaşadığı yeri sevmesi, saygı duyması ve mümkünse faydalı olması gerekir.
PARA GEREKMEZ
Bunları yapmak için para harcamaya, kendinizi paralamaya gerek yok!
Biraz samimiyet, biraz sevgi, spor olsun türünden küçük bir çaba yeter de artar bile…
Kendimi bu konuda şanslı sayarım!
Evet, Ankara’da da bulundum, gerektiğinde de gider gelirim ama Yozgat benim hem doğduğum hem de doyduğum yer olduğu için, bu şehre karşı bir sorumluluk duyarım…
BİR ‘DOKUNUŞ’…
Sokak hayvanlarına özellikle soğuk kış günlerinde sahip çıkmak, beslenmelerine yardımcı olmak, bir ‘DOKUNUŞ’ sağlamak beni mutlu eder…
Ramazan aylarında o mübarek günlerin ruhumuza yüklediği huşu ile yardıma muhtaç kim varsa ulaşmak, ihtiyacını gidermek, hayatına bir ‘DOKUNUŞ’da bulunmak huzur verir…
NE BİLEYİM…
Cehirlik’te lalelerin, Çamlık’ta eşsiz çamların ve pınarların, şehrin her köşesine dağılmış tarihi ve turistik yerlerin fotoğrafını çakmak, paylaşmak ve tanıtımına katkı sunmak da yaşadığı yere faydalı olmak açısından önemsediğim faaliyetlerdir…
Şehri yönetenler, iş insanları, medya mensupları ile ilişkilerimde de hemşehrilerime ve yaşadığım şehre faydalı olmayı gözetirim…
Eksikler, aksaklıklar, insan ilişkilerinde gördüğüm yanlışlar yok mu?
Var elbette…
‘BEN’ VE ‘SEN’…
Bu eksiklerin giderilmesi yönünde kendimce gösterdiğim gayreti de önemserim…
Hep eleştirerek bir yere varılamayacağını bildiğim için, gördüğüm eksikleri dile getirirken, elimden gelen bir şey varsa o konuda çözüm üretmeye, katkı sunmaya da çalışırım…
Yazı hey ‘ben’ üzerine kuruldu ama ‘sen’ de ‘sen’ üzerine kurulu bir hayat yaşarsan derdimiz azalır, huzurumuz çoğalır.