“Dünyada iki alem vardır. Görünen ve görünmeyen alem… İkincisinin varlığı birincisinin ki kadar kesindir. Görünmeyen alemlere inanmayanlara, onları eleştirmeksizin, acırım…”
(La Martin)
Genel ve bilinen astrolojinin temeli burçlar, evler ve gezegenlerdir. Doğum haritaları bu temel bilgiler kullanılarak, çeşitli astrolojik tekniklerle ve hesaplamalarla yorumlanır. Ve aslında somut bir olgudan (gezegenler ve uzay hayal ürünü değiller neticede…) uzay-mekan sentezlemesi yapılarak, eş zamanlılık ilkesiyle dünyevi konularda kaderimizi anlamaya çalışırız. Hepinizin bildiği gibi doğum haritalarımızdan evlenme ihtimalimiz, kariyer hayatımız veya sağlık koşullarımız olasılıklar çerçevesinde açığa çıkıyor. Bir astrolojik danışmanlık alanlar buraya kadar olan kısmı çok iyi anladılar.
Peki ya ötesi…
Hayat dünyevi amaçlardan mı oluşuyor? Yani bizler sadece para kazanmak, iş güç sahibi olmak, evlenmek, anne-baba olmak için mi bu dünyaya enkarne olduk? Ya da salt amaç bu muydu? Değinmek istediğim ilk nokta işte tam da burası… Bir ruhunun olduğunu ve bu ruhun bir misyonu olduğunu fark etmeni istiyorum bu yazıda… Bu dünyaya gelmeden önce senin ruhun hangi anlaşmaya imza attı? Neden buradasın? Misyonu ne? Belki de bu dünyaya şu an takıntı haline getirdiğin ve bir türlü başarıyı yakalayamadığın o konu için enkarne olmadın.
Değinmek istediğim ikinci noktayla daha da diplere ineceğiz. Doğum haritanda sezgilerini, manevi alanlarını, psişik güçlerini, altıncı hissini, rüyalarını, üçüncü gözünü kullanabilme becerini, hatta varsa medyumik yeteneklerini, öte alemlerle irtibata geçebilme yetilerini, bilinçaltı kayıtlarını, inanıyorsan geçmiş yaşantılarını, atalardan getirdiğin karmik yüklerini görüp yorumlayabildiğimizi biliyor muydun? Bir kişinin astroloji haritasında ilk baktığım şeylerden birisi bu temalar diyebilirim aslında…
Çünkü senin kariyerindeki başarın da, evlilikteki istikrarın ve huzurun da, kazandığın paranın bereketi de hatta iyi bir anne-baba olabilmen de bunlara bağlı…
Örneğin, bilinçaltı bozuk bir kişinin ilişkilerinde denge ve uyumu yakalaması ya da sakral çakrası blokajlı bir kişinin anne-baba olması o kadar zor ki…
Diyelim ki bir astrolog sana hayatının en şanslı yılı, bu yıl dedi ve sen de çok mutlu oldun. İyi güzel de sen bu şansı yakalayabilecek ruh, karma, bilinçaltı, sezgi, misyon ve maneviyatı taşıyor musun bakalım? Tüm bunları kapsamlı bir şekilde düşünmelisin. Kilit orada… Kilit kırılabilir mi?
Evet tabii ki. . . Bir şeyin köküne iner ve o şeyin görünmeyen tarafını kurcalarsan, görünen taraf daha güzel hale gelir. Farkındalık ve idrak oluşur. Astroloji işte bu anlamda çok önemli…
Öbür türlüsü falcılık olurdu ki; astroloji fal değildir! Astroloji cüzi iradeni doğru kullanabilmen için bir kılavuz, külli’den gelen anlaşmalarını idrak edebilmen için bir fenerdir.
***
PlütoKova’ya geçmişken bu yazının ortaya çıkışı da muhteşem bir eş zamanlılık oldu.
(Plüto: En derine inme, Kova: Astroloji)
Mutlu günler dilerim.