Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Bir ateş yanar ki özde, yürekte…

Politika Kasabasının Siyaset Bulvarında dolaşırken, bünyemde gezinen aşk, hasret, direniş, umut kurtları ruhumu kemirmeye başladı… *** Alacakaranlıkta yürürken… “Yorgun Demokrat” misali, “Ağladıkça…” “Acılara Tutunmak” ne zormuş… “Nereden Bileceksiniz…” Dalmışım! “Hani Benim Gençliğim” diyerek Millet Bahçesine varmışım… *** Bugün; Kokuşmuş söylemlere… Politik eylemlere… Karnım tok… Ahmet Kaya ve dostlarıyla hasbihal için bahçenin uzak bir köşesine konuşlandım… *** Sevdiğime; “Maviye çalar gözlerin” demek isterdim… Yangın mavisine Rüzgarda asi Körsem Senden gayrısına yoksam Bozuksam Can benim düş benim Ellere nesi Hadi gel… Derken, “Ay karanlık”tı! “İtten aç yılandan çıplak” kalakaldım… *** Sevdiğime; “Hava nasıl oralarda” dedim, ağustostaydık ama “Haziranda ölmek zor” dedi… Ben; “Hep sonradan” gelir aklıma, “Senin yüzünden” derken; o; neymiş, merakındaydı… Diyaloğumuz ilginçti: - Merhaba… - Merhaba… - Herkes kendi işine… - Bu mu yani… - Kalan kalır… - Ne demek istiyorsun? - Dağlarına bahar gelmiş memleketimin… - Yaz ortasındayız… - Olsun! Hasretinden prangalar eskittim… (Dokunmak istedim…) - Dokunma yanarsın! (Farkında değildi…) - İçimde ölen biri var… *** Yolum verep, halim haraptı ve; Demek istediğim denmezden idi Yemek istediğim yenmezden idi Bir ateş yanar ki özde, yürekte Türkü çığırsam da sönmezden idi Mukadderat işte… Susayım dedim! Sustum…
Ekleme Tarihi: 28 Temmuz 2024 - Pazar

Bir ateş yanar ki özde, yürekte…

Politika Kasabasının Siyaset Bulvarında dolaşırken, bünyemde gezinen aşk, hasret, direniş, umut kurtları ruhumu kemirmeye başladı…

***

Alacakaranlıkta yürürken…

“Yorgun Demokrat” misali, “Ağladıkça…”
“Acılara Tutunmak” ne zormuş…
“Nereden Bileceksiniz…”

Dalmışım! “Hani Benim Gençliğim” diyerek Millet Bahçesine varmışım…

***

Bugün;
Kokuşmuş söylemlere…
Politik eylemlere…
Karnım tok…

Ahmet Kaya ve dostlarıyla hasbihal için bahçenin uzak bir köşesine konuşlandım…

***

Sevdiğime;

“Maviye çalar gözlerin” demek isterdim…
Yangın mavisine
Rüzgarda asi
Körsem
Senden gayrısına yoksam
Bozuksam
Can benim düş benim
Ellere nesi
Hadi gel…

Derken, “Ay karanlık”tı!
“İtten aç yılandan çıplak” kalakaldım…

***

Sevdiğime;

“Hava nasıl oralarda” dedim, ağustostaydık ama “Haziranda ölmek zor” dedi…

Ben; “Hep sonradan” gelir aklıma, “Senin yüzünden” derken; o; neymiş, merakındaydı…

Diyaloğumuz ilginçti:

- Merhaba…
- Merhaba…
- Herkes kendi işine…
- Bu mu yani…
- Kalan kalır…
- Ne demek istiyorsun?
- Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…
- Yaz ortasındayız…
- Olsun! Hasretinden prangalar eskittim…
(Dokunmak istedim…)
- Dokunma yanarsın!
(Farkında değildi…)
- İçimde ölen biri var…

***

Yolum verep, halim haraptı ve;

Demek istediğim denmezden idi
Yemek istediğim yenmezden idi
Bir ateş yanar ki özde, yürekte
Türkü çığırsam da sönmezden idi

Mukadderat işte… Susayım dedim! Sustum…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
sami gökçe
(29.07.2024 13:40 - #392)
kalemine sağlık dostum
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.