-3-
Zeko, donanımlı gelmişti. Hemen mevzuya girdi:
- Bakın arkadaşlar, internet haber siteleri, hızlı, güncel ve çeşitli içerikleriyle bilgi çağının vazgeçilmez platformları arasında yer alıyor. Kullanıcı dostu arayüzleri, multimedya destekleri ve etkileşimli yapıları sayesinde herkes tarafından tercih ediliyor. Güvenilir ve doğru bilgi sunmak önemli…
“Güvenilir ve doğru bilgi sunmak…” konusuna canları sıkılan Salo, Maho ve Cemo, Yapay Zeko’yu ağzı açık dinlerken, Zeko, “Kapsamlı İçerik Çeşitliliği”nden söz etmeye başladı:
- İnternet haber siteleri, çok çeşitli konularda haberler sunar. Politika, ekonomi, spor, teknoloji, sağlık, kültür-sanat ve dünya haberleri gibi geniş bir yelpazede içerik barındırırlar. Bu çeşitlilik, kullanıcıların ilgilerini çeken haberleri bulmalarını ve takip etmelerini kolaylaştırır.
Zeko nefeslenirken, Zeko’ya seslenen sesin sesi duyuldu:
Haber deme onlara
Haber verme bunlara
Seni tefe koyarlar
Çok güvenme şunlara
Üzerine alınmadan sözlerine devam eden Yapay Zeko, “Anlık Güncellemeler”in önemini vurguladı:
- Geleneksel basın organlarına kıyasla, internet haber siteleri, olaylar gelişir gelişmez haberi yayına alabilirler. Bu da kullanıcıların en son bilgilere hızla ulaşmasını sağlar.
Salo, “Haber sitelerinin en büyük avantajlarından biri, haberlerin anlık olarak güncellenmesini editörlere hatırlatalım. Hak geçmesin!” derken, dördüncü ortak yanlarından ayrıldı:
- Allah’a emanet…
Yapay Zeko, konuya ve ortama fena halde konsantre olmuştu. “Multimedya İçerikler”in önemini anlatmaya başladı:
- Görseller, videolar, infografikler ve canlı yayınlar gibi multimedya içerikler, internet haber sitelerinin olmazsa olmazıdır. Bu tür içerikler, haberlerin daha ilgi çekici ve anlaşılır olmasına yardımcı olur. Ayrıca, etkileşimi de sağlar. “Kullanıcı Etkileşimi” çok önemlidir…
Mahcup Maho, “Viral olamıyoruz” deyince Zeko, “Mobil Uyum” konusuna girdi:
- Günümüzde birçok insan haberleri mobil cihazları üzerinden takip ediyor. Bu nedenle, internet haber siteleri mobil uyumlu tasarımlar sunmak zorunda. Mobil uygulamalar ve responsive web tasarımları sayesinde, kullanıcılar istedikleri her yerden ve her cihazdan haberlere erişebiliyor, paylaşabiliyor. Bunun gereklerini yerine getirmek zorundasınız…
“Özelleştirilmiş İçerik”, “Arşiv ve Erişim Kolaylığı” konularını sakin sakin dinleyen ortaklar, “Güvenilirlik ve Doğruluk” konusu bir kez daha vurgulanınca kıvrandı!
***
Televizyonda, “7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail ordusunun saldırıları altındaki Gazze Şeridi'nde öldürülen gazetecilerin sayısı 171’e çıktı.” haberi verilirken, Yapay Zeko, “Bana müsaade” dedi….
Zeko yolcu edildikten sonra Mahcup Maho öneride bulundu:
- Editörlerle çevrim içi toplantı yapalım…
Sopalı Salo:
- Tamam… İyi olur. Eli sopalı birini de bulalım! Hak geçmesin!
Cingöz Cemo:
- Gugıl’ın elinden kurtulmak için başka şansımız yok.
Maho buna itiraz etti:
- Başka bir yol var. SEO haber uzmanı bulacağız.
Sopalı Salo:
- Her ay en az 200-300 dolar ister… Biz önce editörlerle, muhabirlerle görüşelim hele.
Artık çevrim içi toplantı modaydı ve internet üzerinden yüz yüzeymiş gibi yapılabiliyordu.
**
Teknolojik donanımlı hazırlıkları gören Prof. Dr. Kalem Kağıt (F Klavye), gençliğindeki gazete ortamlarını hatırlamış olmalı ki derin bir iç çekti.
- Ooof of!
Bu arada Hay Sana bürosunda cep telefonları, laptoplar açıldı, bağlantı sağlandı, toplantı başladı.
Sopalı Salo:
- Hazır mıyız arkadaşlar?
Editör Fato:
- Hazırız Sopalı Bey!
Mahcup Maho:
- Gugıl Gülo’yu kızdıracak hiçbir şey yapmayalım arkadaşlar. Onun trendsini dikkate alalım. Viral olalım…
Cingöz Cemo:
- Özel haber ve içeriklere önem verelim. Herkeş her gün on tane özel haber yapsın…
Bu talep üzerine sessizliğini bozan Editör Fato tepki gösterdi:
- İnsanlar büronun içine gömülmüşken her gün nasıl on tane özel haber yapacak? Siz hiç günde üç tane haber yazdınız mı?
Sopalı Salo:
- Bilemeyiz valla, yapılacak! Cipiti Celo’nun büroya girmesini da yasaklıyom. Gugıl abim ağzımıza sı…tı. Fato, bu yasak haberini tüm arkadaşlara ilet…
Editör Fato:
- Ben hiçbir gazeteciye Cipiti’ye küsün, bir daha aranıza almayın diyemem. Neticede bir nevi meslektaş. Tüm arkadaşlar duyuyor, yasağı siz duyurun. Ayrıca gruptan bir yasaklama yazısı gönderirseniz, daha sağlam olur…
Cingöz Cemo:
- Abi, bu konu önemli. Yoksa Gugıl Gülo anamızı ağlatır! Ağzımıza sı…
Mahcup Maho:
- Evet… Bu konuyu kökünden halletmemiz gerekiyor…
Sopalı Salo:
- Yasakladım! Cipiti Celo bizim için yok hükmündedir…
Mahcup Maho:
- Feyis Felo feleğimizi şaşırttı. Resmen bizi haraca bağladı… Her ay 10 bin dolar keş para ödüyoruz…
Cingöz Cemo:
- Bundan kurtulmanın bir yolu olmalı…
Editör Fato:
- Medya Reklam Kurumu (MEREK), kriterleri değiştirsin… Tıklanma, görüntülenme, sayfada kalma süresi gibi konularda süre ve sayılar azaltılsın. Kriterlerdeki en önemli ölçü gerçekten özel haber ve içerik üretimi olsun. Bunun denetimi gazetecilerden oluşan görevliler tarafından yapılsın. Güncel haber, fotoğraf ve gündeme ilişkin köşe yazıları kriterlerde önem ve öncelik kazansın. Teknoloji şirketlerine ödenen 10 bin dolar MEREK, patronlar ve çalışanlar arasında pay edilsin…
Cingöz Cemo:
- Abi bizi MEREK ile papaz etme! Başka yol bulalım. Şu yazarları da bu kadar önemseme Alla’sen…
Sopalı Salo, aklına önemli bir şey gelmiş gibi Fato’ya döndü:
- Mutfaktaki çöp bidonunun kapağını buldun mu?
- !!!
***
Tıklama belli bir sayının altında kaldığında MEREK o gün için ilan kesintisi uyguladığı için durumu yakından takip eden sosyal medyada haber pazarlaması yapan Fotoşop Şüko içeri girerek Sopalı Salo’nun kulağına bir şeyler fısıldadı…
Bir anda ayağa fırlayan Salo, çılgına dönmüş gibiydi:
- Arkadaşlar kimse bize tıklamıyor! Kendimize tıklatmamız lazım!
Mahcup Maho ve Cingöz Cemo onun ne dediğini çok iyi biliyordu.
Cemo, durum tespiti yaptı:
- Okuyucu da şerefsiz abi! Hay Sana deyip tıklasanıza…
Maho, öneride bulundu:
- Diğerlerine neden tıklıyorlarsa biz de onu yapalım. Viral olalım. Bize de tıklasınlar!
Sopalı Salo duruma el koyması gerektiğini anlayıp Editör Fato’yu çağırdı. Gelince talimatını verdi:
- Fato, bu işe el at. Kimse bize tıklamıyor. Sıkıntı büyük…
- Salo bey size söylüyorum özel haber ve içerik üretimini artıralım…
- Kim şaapar haberi!
Maho atıldı:
- Kıça/başa sürülen bir ot haberi yok mu? Yoksa da uydurun. Bakın o zaman, bize tıklamak için sıraya giriyorlar mı, girmiyorlar mı?
Cemo, düzeltme yaptı:
- Bize tıklamak için sıraya girmelerine gerek yok abi. İsteyen anında tıklar!
Fotoşop Şüko, “Bugünler için zula ettiğim bir haber vardı” diyerek çareyi sunar:
- Bunu deneyin! Sevgiliniz itiniz olsun…
Maho:
- Harika! Viral oluruz!
Fato:
- Yazının içeriğinde ne var? Sonra yalan, yanlış, yanıltıcı haberden başımıza iş açılmasın?
Cemo:
- Ne iş açılacak abi; insanlara faydalı oluyoruz. Sevgililerin arasını buluyoruz!
Salo:
Tamam bunu güzel bir çalışmayla yükleyin ve Feyis Felo’ya da selamımı söyleyip parasını hemen ödeyin. O gerekeni yapar. Tıklanmaya hazır olun beyler!
Dördüncü ortak “Selamün aleyküm” diyerek içeri girerken Fotoşop Şüko talimatları yerine getirir…
***
Biraz sonra Mahcup Maho’nun sesi duyulur:
- Yaşasın! Herkes bize tıklıyor! Viral olduk!
Salo:
- Tebrikler arkadaşlar. Bir yazıyla 20 bin kişiye kendimizi tıklattık! Biz bu işi biliyoruz…
Cemo:
- Ben demedim mi size…
Editör Fato, “Patron durum kötü” diyerek vaziyetten herkesi haberdar etti:
- Sosyal medyada herkes bizi konuşuyor. Evli kadınlar ve erkekler, sevgililer Hay Sana diyerek hepinizin ağzını sı…yor!
“Patron” lafını üzerine alınan Salo sorar:
- Ne oldukine?
- Sevgilisini kendisine köpek etmek isteyenler, sevgilileri tarafından ısırılmış!
- Ne diyorsun sen?
- Boşanmada, ayrılmada patlama yaşanıyormuş…
Mahcup Maho, bunun sebebini anlamak ister…
- Fotoşop Şüko, o yazıda ne anlatılıyordu?
- Sevgilinizin size kul köle olması için uyurken donuna sabun sokun deniyordu!
Dördüncü ortak bürodan ayrılır:
- Allah’a emanet…
***
Bu iş böyle yürüyemezdi, bi’çare bulmaları gerekiyordu…
Mahcup Maho, kriterlere uygunluk konusunda kesin çözümü bulmuş gibi önerisini dile getirdi:
- SEO haber üretecek birini bulalım. Evet, en kestirme yol bu…
Sopalı Salo:
- Abi 10 bin dolar Feyis Felo’ya, 300 dolar seocuya verince bize ne kalacak? Hak geçmesin!
Editörler ses etmeden çevrim içi toplantı sona ererken sesin sesi geldi:
Medyadan azma, bildiğin kazma
Bir sopa attı, tozu dumana kattı
N’olcek diye beklerken…
Yolunu şaşırdı, seocudan aşırdı…
***
Ekrandan ortama yayılan haber yine sahipsiz kaldı:
- İsrail ordusunun, Gazze Şeridine 7 Ekim 2023’ten bu yana düzenlediği saldırılarda, 16 bin 589’u çocuk olmak üzere toplamda 40 bin 435 Filistinliyi öldürdüğü belirtildi…
***
Ortakların derdi bitmiyordu…
Bir bakanın ziyaretini takip için yurt dışına gönderilecek muhabirin belirlenmesi gerekiyordu.
Salo sordu:
- Arkadaşlar Lüzumlu İşler Bakanıyla yurt dışına kimi gönderelim?
Maho karnından konuştu:
- Sanki bizim dediğimiz olacak. Kalıbımı basarım yine o Yetersiz Yaso gidecek…
Cemo duydu ve hak verdi:
- Bence de… Abi karı gidiyo… Bakan toplantıdayken o ya duşta ya kuaförde ya alışverişte ya kafede. Haberi buradaki arkadaşlar devşiriyor, onun imzasını atıyorlar…
Sopalı Salo:
- Tamam… Yaso’yu gönderiyoruz! Hak geçmesin…
***
Devrisi gün…
Siyasette ‘yumuşama’, ‘normalleşme’ tartışmaları sürerken, erken seçim talepleri de artmaya başlamıştı…
Salo, Lüzumlu İşler Bakanını takip için Berlin’de bulunan Yetersiz Yaso ile görüşüyordu:
- Yaso n’aber? Nasıl gidiyor? Çok haber geçiyor musun?
- Yok ya… Canım çok sıkkın…
- Hayırdır…
- Oradan oraya koştururken ayakkabımın topuğu koptu. Hiç haber yazamadım!
- Canını sıktığın şeye bak. Üzülmene gerek yok. Ben şimdi söylerim masa bir haber toparlar senin imzanla. Haa, bir ayakkabı al fişini de getir. Ben imzalarım, ödemesi yapılır…
Sesi birden değişen Yaso, istediğini koparmış olmanın neşesi ile Salo’nun ayağını yerden kesti!
- Sen harika bir salosun! Yani patronsun. Ben yerden topladığım fişleri getiririm, imzalarsın. Çok teşekkür ederim. Bir isteğin olursa bildir lütfen…
***
Salo telefonu kapatırken dördüncü ortak girdi içeri.
- Selamün Aleyküm…
Mahcup Maho, “Seocu işini ne yapıyoruz” diye hayati meseleyi dile getirince herkes konuya odaklandı.
Sopalı Salo:
- Sen Seocuyu çağır. Arkadaşları da toplarız yarın sabah bir-iki saat konuşup sonuca bağlarız…
Cingöz Cemo:
- Ben namaza gidiyom…
Diğer ortaklar:
- Dur, biz de gelek…
Bu arada televizyon acı bir savaş ve kadın haberini duyurdu boşluğa:
- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Filistin’deki soykırımda hayatını kaybeden kadın sayısı, son 4 yılda yapılan savaş ve katliamlarda hayatını kaybeden kadınların 4 kat fazlası.” dedi.
Dördüncü ortak boş büroya veda etti:
- Allah’a emanet!
***
F Klavye Hoca, bugünkü geziyi noktalarken yarına dair mesaj vermeyi unutmadı:
- Yarınki toplantıyı hep birlikte mutlaka takip etmeliyiz arkadaşlar. Özellikle genç gazetecilerin mevcut durumu ve işleyişi görmesi bakımından önemli bu…
Dağıldılar…
***
Gazeteci, yatağa mı girdi, batağa mı saplandı anlamadı!
Geceyi kendine dar etti…
Büro büro gezdikleri…
Dinleyip de sezdikleri…
İmbiğimden süzdükleri…
Üstüne üstüne gelmeye başladı…
Meslek hayatı boyunca çok şey görmüştü ama genç meslektaşlarıyla birlikte F Klavye Hoca eşliğinde gördükleri, duydukları vücut kimyasını bozmuştu…
Kendini kendine getirmesi gerekiyordu:
Bak dostum hayatta her yolu gördün
Cam, kiremit kıran pek dolu gördün
Taştan çok acıtan dost gülü gördün
Hayatta, meslekte varsın ya sevin
Dedi…
Dedi demesine de kendin bela olmuştu.
Kendini kendisiyle hesaplaşırken bulmuştu:
İnsandır diyerek konuştukların
Bilgedir diyerek danıştıkların
Gölgedir diyerek yanaştıkların
Ne insan ne bilge ne de gölgeymiş
“Tamam, haklısın” dese de kendi kendine laf anlatamıyordu.
Felsefi dizelerden medet umdu:
İnsanı anlamak ne kadar zormuş
İnsan insanları ne kadar yormuş
Bir insan insana ateşmiş, kormuş
İnsan insana kurt kendini yiyen
Duruşu netti: Uyur idim uyandım; diriye sayılmak için…
(DEVAM EDECEK)