[simple-author-box]
Mazileri dedemizin babası yaşında olan ülkelerin godoşluğuna bakıp da tavsamayın!
Bakacağınız yer dedelerimizin yazdığı destanlar olmalı. En çarpıcılarından ve dünyada eşi menendi olmayanlardan biri 18 Mart Çanakkale Zaferidir.
Bu, öyle bir zaferdir ki adını ‘bükülmez’ koydukları gemiler batmış, ‘yenilmez armada’ dedikleri donanmanın mağrur elemanları mağdur olarak canını zor kurtarmıştır.
Diyeceğimi deyim
106 yıl önceki muhteşem zafer ile ilgili çok sayıda etkinlik düzenlendi.
Önce diyeceğimi diyeyim de sonra etkinlikleri hatırlatayım:
Çanakkale geçilmez; kahramanlar güftesi
Vatan için toprağa düşenlerin bestesi
Türkiye’ye kasteden duymalıdır bu sesi:
Yüz altı yıl önceden kararlı ve burdayız
Bu mesajı alan almayana, duyan duymayana iletsin ki emperyal deyyuslar bir puştluk yapıp da canımızı sıkmasın.
Haa, canımızı sıkarlarsa boğazlarını sıkarız o da biline…
Muhteşem etkinlik
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106. yıl dönümü dolayısıyla Ankara’da düzenlenen en geniş çaplı organizasyonlardan biri Ankara Ticaret Odası, Altındağ Belediyesi, Başkent Ankara Meclisi, Çalıkuşları Derneği, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı, Altındağ Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu iş birliğiyle gerçekleştirilen idi.
ATO Başkanı Gürsel Baran’ın burada yaptığı konuşmadaki şu sözü öylesine özlü ki, her şeyi net biçimde anlatıyor:
-Çanakkale ve Sakarya Meydan Muharebesi’ndeki zaferler olmasaydı bugün Ankara da Türkiye de olmayacaktı…
Bu bilinç ile hareket eden ATO, Kurtuluş Savaşı ve Milli Mücadele ruhunu yaşatmak için 2005 yılından bu yana Çanakkale’ye yaklaşık 30 bin ve 2019 yılında Sakarya Meydan Muharebesi’nin gerçekleştiği Polatlı Duatepe’ye 3 bin öğrenci göndermiş. Sağ olsunlar var olsunlar.
Sanem Arıkan…
Ankara Milletvekili Arife Polat Düzgün, Çalıkuşları Derneği Başkanı Avukat Tülay Bekar, EMŞAV Genel Başkanı Abdurrahman Yılmaz’ın da katıldığı programda konuşanlardan biri de Kültür ve Turizm Bakanlığı Daire Başkanı Sanem Arıkan’dı.
Sanem Arıkan’ın sözü üstüne de söz olamaz:
“Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi Çanakkale’de nasıl omuz omuza kardeşçe bu vatan için can verdiyse, aynı birlik ve beraberlik duygusuyla vatanımızı, milletimizi, bayrağımızı, dinimizi, Kuranımızı korumak için gerekirse sonsuza kadar savaşacağız, canımızı feda edeceğiz, yemin ederiz.”
Doymak bilmeyen doymayı bilmeli!
Etkinlikteki konuşmaların ardından Altındağ Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu’nun Türk Sanat Müziği Korosu tarafından hazırlanan oratoryo gösterisi hoş idi fakat Çanakkale’de askerlerin bir öğünü olan hoşaf ve kuru ekmek dağıtılması; doymak bilmezlerin açlığını unutturacak lokmaydı sanki.