Ankara’daki gazetecilerin, yapımı on yıllar süren Bolu Tüneli’nden sonra en çok imza attığı haber konularından biri de Ankara’dan yurtdışına doğrudan uçuş ile ilgili taleplerin dile getirildiği açıklamalardır. Buna son örnek, konuya en hassas kuruluşlardan biri olan Ankara Ticaret Odası’ndan geldi. ATO Başkanı Gürsel Baran, Kızılay’dan Otonomi ve Esenboğa Havalimanına metro ulaşımının şart olduğunu bir kez daha dile getirdi. Ziyaret vesilesiyle Haber Malum: ATO Başkanı Gürsel Baran, Yönetim Kurulu Üyeleriyle Birlikte, Ankara Otonomi Oto Galericiler Sitesi’ni ziyaret ederek, ATO’nun 50 No’lu Motorlu Kara Taşıtı Satıcıları Meslek Komitesi Başkanı da olan Otonomi Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erkoç ile aynı Komite’nin Üyesi ve Otonomi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Niyazi Berktaş ve Otonomi’de faaliyet gösteren tacirleri ziyaret etti. Ziyarette ATO Başkan Yardımcısı Temel Aktay, ATO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi M. Ülkü Karakuş, ATO Yönetim Kurulu Üyeleri Adem Ali Yılmaz, Mehmet Fatih Çetinkaya, Halil İlik ve Nuh Acar da hazır bulundu. Ticaret yavaşlıyor ATO Başkanı Gürsel Baran mesajını öyle net verdi ki sağır sultanın kulağının pası açılmıştır! Dedi ki: “Otonomi ve Esenboğa Havalimanı her gün binlerce insanımıza hizmet ediyor. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitemizin kampüsü bu bölgede. Fuar alanı tamamlandığında trafiğe giren kişi sayısı katlanarak artacak. Kızılay’dan Esenboğa Havalimanı güzergahında metro hattının bulunmayışı Ankara’nın ticaret ve turizminin gelişimini yavaşlatıyor.” Otonomi’nin getirdiği hareketlilik, Havalimanı ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile Akyurt bölgesinde görülen canlanma görmezden gelinecek gibi değil. Günlük 30 bin yolcunun giriş-çıkış yaptığı Esenboğa’ya metro yapılması yönünde daha önce çağrıda bulunduklarını hatırlatan Baran, çağrısını bir kez daha dile getirdi. Erkoç’un isteği… Otonomi Başkanı Aydın Erkoç’un otomobil satışlarının, yetki belgeli işletmelerce sürdürülmesinin sektörün düzeni ve kayıt dışılığın önlenmesi açısından önemli olduğunu belirtmesi ve “Yetkisiz galeri kalmasın” sözleri de bu vesile ile kayıt altına alınmalı… * Günbegün… O gün, bugün Vatandaş pişmiş tavuk gibi yolunurken, Dünya Kuş Günü’nün kutlandığını gördüm. Çoğu kişinin uçası gelmiştir! 19 Kasım (Dünya Tuvalet Günü) olaydı neyi gelirdi siz tahmin edin! Neyse biz bu haftaya dönelim… Baklava deseni 8 Ocak, “Baklava Deseni Günü”ymüş. Hemen baklava fiyatını araştırdım. Evlere servis yapan bir firma fıstıklı baklava fiyatında 150 TL’nin üzerine bir çarpı atmış 99,96 TL’den satıyor. Demek ki ‘100 TL’ psikolojik sınır! Bu sistemde para üstü diye bir şey de olmadığı için bozuk para sıkıntısı çekilmiyor ama vatandaşın çekecek çilesi varmış! Yerse, yesin yiyebilirse… Haa, aynı gün aynı zamanda “Masanı Temizleme Günü”ymüş. Baklavaları yedikten sonra masayı temizlemeyi unutmayın! Bizim günümüz Takvim yapraklarını kopara kopara 10 Ocak’a vardım: Çalışan Gazeteciler Günü! Çalışmayan, çalışamayan meslektaşlarımıza ayıp edilen bir gün. Yaprağı atarken gözüme çarptı; bu gün aynı zamanda “Bitter Çikolata Günü” imiş. Enerji çarpması Fesuphanallah çekip devrisi güne yürüdüm: 11 Ocak Enerji Tasarrufu Haftası… İster istemez doğalgaza konutlarda yüzde 25, elektrik üreten santrallara yüzde 15 ve sanayiye yüzde 50 zam geldi hatırıma. Bir de zammı yapan BOTAŞ’ın eski Müdürü Gökhan Yardım’ın sanayiciye uyarısı: “Yüzde 50 zam geldi diye hesap yapmayın. Yoksa ay sonu çarpılırsınız!” Müdür beyin dediklerini dikkate almazsanız, zam, faturanıza yüzde 80 olarak yansıyabilirmiş… Canım sıkıldı ANKHABER’in yayın günlerini kapsayan haftadan kaçıp ertesi güne,14 Ocak’a sığındım. Uluslararası Uçurtma Günü’ymüş. Oh be! Hava şartları uygun olursa dağ / bayır, çayır / çimen ve elbette gökyüzüyle buluşacağım! Uçurtmayı vurmazlarsa! * Bembeyaz bir Ankara gülüşü! Koronavirüs belası dünyaya sarıp da her yer ve her şey gibi kutsal toprakları ziyareti de engelleyince, konuyla ilgili haber ve yorumlarda kullanmak için bu fotoğrafı arşivde çok aramış fakat bulamamıştım. Geçenlerde başka bir şey ararken rast gelince, geç de olsa değerlendireyim dedim. Fotoğrafta iki kişi var; biri,  Ankaralı Dernekler Federasyonu’nun Genel Başkanı ve Alternatif Yakıt Sistemleri ve İşadamları Derneği’nin Başkanı Celalettin Uludağ. Diğeri ise kara Afrika’nın kara talihli yüz milyonlarca kara derilisinden biri. 2015’teki Hac farizasında öyle bir dostluk oluşmuş ki, Celalettin Uludağ’dan dostuna yansıyan Ankara enerjisi Hac huzuru ile birleşip muhteşem bir gülücüğe dönüşmüş. Ömrü uzun olasıca Celalettin Başkan’ın kendisini koronavirüs belasından koruduğunu ve sağ salim aramızda olduğunu biliyorum… Afrikalı dostunun da aynı şansı bulmuş olduğunu umarak ve dileyerek sizleri Ankara gülüşü ile baş başa bırakıyorum…