En büyük EGO!
“Benim EGO'm çok büyüktür!” başlıklı yazım 16 Aralık 2021’de ANKHABER’de yayımlanınca kurum tarafından gösterilen ilgiyle kabaran egom, 19 Aralık 2020 tarihinde yazdığım fakat arşive paketlediğim için yayımlanmamış bir başka yazıma rastlayınca ‘yayınla’ dedi! İki yıl önce 78. Yıl vesilesiyle şunları yazmışım:
Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü’nün 78. Kuruluş Yılıymış. Bu özel gün / yıl çeşitli etkinliklerle kutlanmış.
Eyvallah!
Beni ilgilendiren yanı başka…
EGO, 1942 yılında kurulmuş…
Çarptım, böldüm, topladım, çıkardım: Benden 16 yaş büyük!
Hayır hayır! Beni ilgilendiren yanı bu da değil!
Gökçekışla’dan…
Gökçekışla Köyü, Yozgat derken geldiğimiz Ankara’nın kenar mahalleleri çocuk ruhumuza korku salan bir ıssızlık, sessizlik içindeydi.
Zamanla korkumuzu yendik…
Bunda EGO’nun büyük etkisi, katkısı vardır!
Belki de bu yüzden, ‘EGO’ dendiğinde yüreğim titrer, ruhum çalkalanır.
Çok severim kendisini!
Yıllaaar önce…
1960’lı yılların birinde, babam Avni Erkılıç, Keçiören’deki Atatürk Sanatoryumu Hastanesinin biraz ilerisinde bir gecekondu yapmıştı. Oraya taşındık ama ne elektrik ne su ne de yol vardı…
Evimizin beş metre üstünden geçen keçi yolu, o zaman köy olan Bağlum ile şehrin irtibatını sağlayan tek ‘yol’du.
O yoldan gelip geçenlerden hatırladığım tek kişi ise Ayşe Ana idi. Cılız ve cüce bu yaşlı kadın eşeğine yüklediği süt ve yoğurdu şehirlilere götürür, işi bitince köyüne dönerdi. Eşeğe bindiğini hiç görmedim. Bugünkü aklımla, sanıyorum, geçimini sağlayan hayvana büyük saygı duyuyordu…
EGO derken nerelere gittik…
Aslında çok uzağa gitmedik!
Sanatoryum Hastanesinin bir kilometre uzağındaki evimizin yolu yoktu ama Hastaneye kadar gelen bir yol vardı. O günkü haliyle tam bir sanatoryum konumundaydı. Şimdi binalarla kuşatılmış durumda…
Neyse…
Müjdeli bir tören
Bir gün bir haber geldi, dediler ki, Hastaneye kadar otobüs seferi olacak. Mahalliler için çok önemli olan bu haber üzerine herkes Atatürk sanatoryumunun önüne akın etti.
Kenar mahalle veletleri olarak biz de oradaydık. Davul, zurna, şenlik vardı…
Bu tören, evimizin çok yakınına kadar belediye otobüsünün sefer düzenleyeceği müjdesi imiş!
Müjdesi diyorum çünkü bunun ne büyük bir hizmet olduğunu kısa süre sonra anladım.
Ufuktepe’nin ürkütücü ıssızlığına gömülüp yaşarken birden bire şehirle bağlantımız olmuş, başka mahalleler, başka insanlar görmeye başlamıştık.
Sosyalleşmeye, okumaya, gezip dolaşmaya başlamıştık.
İnkar etmeyeyim, EGO sayesinde.
Alkaş’ın sözleri…
78. Kuruluş Yıldönümünde konuşan EGO Genel Müdürü Nihat Alkaş’ın, “EGO’nun iş yapabilme kapasitesini güçlendirmeye ve ayağa kaldırmaya çalışıyoruz” sözlerini okuyunca, içimden, “Ohooo Genel Müdürüm biz EGO’nun gücünü 55 yıl önce gördük” diyesim geldi.
Gördüğümde yüzüne söyleyeceğim: Sayın Alkaş, törende vatandaşları bindirdiğiniz 1987 model belediye otobüsleri ile nostaljik bir yolculuk yaptırmış olabilirsiniz ama biz ondan önce de EGO konforu yaşıyorduk!
Konfor dedim de…
Benim sözünü ettiğim dönemin EGO otobüsleri inanılmaz mazot kokardı. Koku alma duyusu zayıf olan bendeniz bile bazen yarı yolda inmek zorunda kalırdı!
Sayın Alkaş törende, “Yer altından giden hafif raylı sistemler olarak adlandırılan ANKARAY ve Türkiye’nin ilk metrosu da EGO Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştiriliyor” demiş ya, olabilir!
Beni ilgilendiren sözleri şu:
“EGO Genel Müdürlüğü 16 Aralık 1942 tarihinde kuruldu. EGO Genel Müdürlüğü hem Ankara’mız için hem de ülkemiz için marka olmuş bir kuruluş. Örneğin Türkiye’deki ilk troleybüs şebekesi bizim tarihimizde yer alıyor.”
O troleybüslere binmiş, elektrik kesilince ya da tel ile irtibatı sağlayan makara yerinden çıkınca çokça yolda kalmış biri olarak, yine de diyorum ki: En büyük EGO!
*
…Ve 2022 EGO’su…
Düne dair yaptığımız ve kimi zaman yolda kaldığımız troleybüslü EGO yolculuğunu son teknoloji ürünü modern otobüslerle tamamlayalım.
Ankara Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre ulaşımda konforu ve güvenliği sağlamak amacıyla başlatılan toplu ulaşım filosunu genişletme çalışmaları tüm hızıyla yol alıyor.
Buna göre, Başkan Mansur Yavaş’ın ısrarlı mücadelesiyle Başkent’e kazandırılacak olan 377 otobüsten teslim süreci tamamlanan 15’i solo, 20’si körüklü toplam 35 yeni otobüs daha yoğun hatlarda sefere başladı.
Bunun 2013 yılından sonra bir ilk olması, 9 yıllık açığın kapanması ve Başkentlilerin ulaşım sorununun bitmesi bakımından önemli.
EGO Genel Müdürü Nihat Alkaş, gelen talepler başta olmak üzere saha denetim elemanlarının yaptıkları gözlemler neticesinde yeni otobüslerin yoğunluk tespit edilen hatlara verildiğini belirttiği bilgilendirmesinde şu mesajları verdi:
“Kent içi toplu ulaşımı rahatlatmak ve toplu ulaşımla ilgili Ankara’mızın sorunlarını çözebilmek amacıyla göreve başladığımız andan itibaren kapsamlı bir çalışma yaptık. Bu çalışma neticesinde Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile bir projeye başladık. Bu proje kapsamında 273 tanesi CNG’li, 28 tanesi ise dizel olmak üzere toplam 301 adet otobüs teslim edilmiş olacak. 2022 yılı haziran sonuna kadar bu araçların hepsi Ankara'ya ulaşmış ve Ankaralı hemşehrilerimize hizmet vermeye başlayacak.”
*
Ali Bozdağ’ı da kaybettik
Son bir yıl içinde o kadar çok meslektaşımı, dostumu kaybettim ki, bu vefatlar ruh halimi derinden etkiledi.
Bunca kaybın etkisiyle, sosyal medya hesaplarımda kullandığım sırıtık fotoğraftan bile rahatsız oldum, değiştirdim…
Ali Bozdağ…
Bizleri üzüntüye boğan son isim Yozgatlı Dernekler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı, Mamak Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürü, gazeteci, yazar, şair kardeşim Ali Bozdağ oldu. Bozdağ, geçirdiği kalp krizi sonucu genç yaşında aramızdan ayrıldı.
Dostlara veda edişten daha doğrusu dostların veda edişinden duyduğum üzüntü ölüm korkusundan değil, hayatın güzelliklerine, yarım kalmış kitapları tamamlayamadan, yarı başlı bırakıp gidecek olmayadır!
Kitabi hüzün
Ali Bozdağ dostum, sosyal yanı güçlü, çok yazan ve kelimelere hükmeden bir şairdi. Son eseri ise ilk romanı “Ayazdaki Düşler” oldu.
Bu kitap güzelliğinin acı yanı, Ali Bozdağ’ın sosyal medya hesabından yaptığı, “ROMANIMIZ NİHAYET BASILIP İNTERNET SATIŞ SİTELERİNDE VE KİTABEVLERİ'NİN RAFLARINDAKİ YERİNİ ALDI” paylaşımından iki gün sonra hayata gözlerini yummasıdır.
Ali’nin vefatı bir başka Ali’nin, değerli dostum ve meslektaşım Ali Öcal’ın ölümünü hatırlattı. Ali Öcal’ın “İlham Veren Hayatlar” isimli kitabının editörlüğünü yapıyordum. İşimi bitirip müjdeyi vermeme iki gün kala vefat etmişti Ali Öcal. Allah rahmet eylesin.
Yarım kalmış kitaplarımı tamamlamayı hızlandırsam iyi olacak…
Baş sağlığı
Ali Bozdağ, Mamak eski Belediye Başkanı Mesut Akgül döneminde Basın Müşaviri, mevcut Başkan Murat Köse döneminde Halkla İlişkiler Müdürü olarak görev yapıyordu.
Murat Köse Başkan’ın şahsında tüm mesai arkadaşlarına, Yozgatlı Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Ahmet Koç nezdinde tüm hemşehrilerine ve tüm sevenleri ile kederli ailesine baş sağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun.
Ekleme
Tarihi: 20 Ocak 2022 - Perşembe
En büyük EGO!
“Benim EGO'm çok büyüktür!” başlıklı yazım 16 Aralık 2021’de ANKHABER’de yayımlanınca kurum tarafından gösterilen ilgiyle kabaran egom, 19 Aralık 2020 tarihinde yazdığım fakat arşive paketlediğim için yayımlanmamış bir başka yazıma rastlayınca ‘yayınla’ dedi! İki yıl önce 78. Yıl vesilesiyle şunları yazmışım:
Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü’nün 78. Kuruluş Yılıymış. Bu özel gün / yıl çeşitli etkinliklerle kutlanmış.
Eyvallah!
Beni ilgilendiren yanı başka…
EGO, 1942 yılında kurulmuş…
Çarptım, böldüm, topladım, çıkardım: Benden 16 yaş büyük!
Hayır hayır! Beni ilgilendiren yanı bu da değil!
Gökçekışla’dan…
Gökçekışla Köyü, Yozgat derken geldiğimiz Ankara’nın kenar mahalleleri çocuk ruhumuza korku salan bir ıssızlık, sessizlik içindeydi.
Zamanla korkumuzu yendik…
Bunda EGO’nun büyük etkisi, katkısı vardır!
Belki de bu yüzden, ‘EGO’ dendiğinde yüreğim titrer, ruhum çalkalanır.
Çok severim kendisini!
Yıllaaar önce…
1960’lı yılların birinde, babam Avni Erkılıç, Keçiören’deki Atatürk Sanatoryumu Hastanesinin biraz ilerisinde bir gecekondu yapmıştı. Oraya taşındık ama ne elektrik ne su ne de yol vardı…
Evimizin beş metre üstünden geçen keçi yolu, o zaman köy olan Bağlum ile şehrin irtibatını sağlayan tek ‘yol’du.
O yoldan gelip geçenlerden hatırladığım tek kişi ise Ayşe Ana idi. Cılız ve cüce bu yaşlı kadın eşeğine yüklediği süt ve yoğurdu şehirlilere götürür, işi bitince köyüne dönerdi. Eşeğe bindiğini hiç görmedim. Bugünkü aklımla, sanıyorum, geçimini sağlayan hayvana büyük saygı duyuyordu…
EGO derken nerelere gittik…
Aslında çok uzağa gitmedik!
Sanatoryum Hastanesinin bir kilometre uzağındaki evimizin yolu yoktu ama Hastaneye kadar gelen bir yol vardı. O günkü haliyle tam bir sanatoryum konumundaydı. Şimdi binalarla kuşatılmış durumda…
Neyse…
Müjdeli bir tören
Bir gün bir haber geldi, dediler ki, Hastaneye kadar otobüs seferi olacak. Mahalliler için çok önemli olan bu haber üzerine herkes Atatürk sanatoryumunun önüne akın etti.
Kenar mahalle veletleri olarak biz de oradaydık. Davul, zurna, şenlik vardı…
Bu tören, evimizin çok yakınına kadar belediye otobüsünün sefer düzenleyeceği müjdesi imiş!
Müjdesi diyorum çünkü bunun ne büyük bir hizmet olduğunu kısa süre sonra anladım.
Ufuktepe’nin ürkütücü ıssızlığına gömülüp yaşarken birden bire şehirle bağlantımız olmuş, başka mahalleler, başka insanlar görmeye başlamıştık.
Sosyalleşmeye, okumaya, gezip dolaşmaya başlamıştık.
İnkar etmeyeyim, EGO sayesinde.
Alkaş’ın sözleri…
78. Kuruluş Yıldönümünde konuşan EGO Genel Müdürü Nihat Alkaş’ın, “EGO’nun iş yapabilme kapasitesini güçlendirmeye ve ayağa kaldırmaya çalışıyoruz” sözlerini okuyunca, içimden, “Ohooo Genel Müdürüm biz EGO’nun gücünü 55 yıl önce gördük” diyesim geldi.
Gördüğümde yüzüne söyleyeceğim: Sayın Alkaş, törende vatandaşları bindirdiğiniz 1987 model belediye otobüsleri ile nostaljik bir yolculuk yaptırmış olabilirsiniz ama biz ondan önce de EGO konforu yaşıyorduk!
Konfor dedim de…
Benim sözünü ettiğim dönemin EGO otobüsleri inanılmaz mazot kokardı. Koku alma duyusu zayıf olan bendeniz bile bazen yarı yolda inmek zorunda kalırdı!
Sayın Alkaş törende, “Yer altından giden hafif raylı sistemler olarak adlandırılan ANKARAY ve Türkiye’nin ilk metrosu da EGO Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştiriliyor” demiş ya, olabilir!
Beni ilgilendiren sözleri şu:
“EGO Genel Müdürlüğü 16 Aralık 1942 tarihinde kuruldu. EGO Genel Müdürlüğü hem Ankara’mız için hem de ülkemiz için marka olmuş bir kuruluş. Örneğin Türkiye’deki ilk troleybüs şebekesi bizim tarihimizde yer alıyor.”
O troleybüslere binmiş, elektrik kesilince ya da tel ile irtibatı sağlayan makara yerinden çıkınca çokça yolda kalmış biri olarak, yine de diyorum ki: En büyük EGO!
*
…Ve 2022 EGO’su…
Düne dair yaptığımız ve kimi zaman yolda kaldığımız troleybüslü EGO yolculuğunu son teknoloji ürünü modern otobüslerle tamamlayalım.
Ankara Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre ulaşımda konforu ve güvenliği sağlamak amacıyla başlatılan toplu ulaşım filosunu genişletme çalışmaları tüm hızıyla yol alıyor.
Buna göre, Başkan Mansur Yavaş’ın ısrarlı mücadelesiyle Başkent’e kazandırılacak olan 377 otobüsten teslim süreci tamamlanan 15’i solo, 20’si körüklü toplam 35 yeni otobüs daha yoğun hatlarda sefere başladı.
Bunun 2013 yılından sonra bir ilk olması, 9 yıllık açığın kapanması ve Başkentlilerin ulaşım sorununun bitmesi bakımından önemli.
EGO Genel Müdürü Nihat Alkaş, gelen talepler başta olmak üzere saha denetim elemanlarının yaptıkları gözlemler neticesinde yeni otobüslerin yoğunluk tespit edilen hatlara verildiğini belirttiği bilgilendirmesinde şu mesajları verdi:
“Kent içi toplu ulaşımı rahatlatmak ve toplu ulaşımla ilgili Ankara’mızın sorunlarını çözebilmek amacıyla göreve başladığımız andan itibaren kapsamlı bir çalışma yaptık. Bu çalışma neticesinde Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile bir projeye başladık. Bu proje kapsamında 273 tanesi CNG’li, 28 tanesi ise dizel olmak üzere toplam 301 adet otobüs teslim edilmiş olacak. 2022 yılı haziran sonuna kadar bu araçların hepsi Ankara'ya ulaşmış ve Ankaralı hemşehrilerimize hizmet vermeye başlayacak.”
*
Ali Bozdağ’ı da kaybettik
Son bir yıl içinde o kadar çok meslektaşımı, dostumu kaybettim ki, bu vefatlar ruh halimi derinden etkiledi.
Bunca kaybın etkisiyle, sosyal medya hesaplarımda kullandığım sırıtık fotoğraftan bile rahatsız oldum, değiştirdim…
Ali Bozdağ…
Bizleri üzüntüye boğan son isim Yozgatlı Dernekler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı, Mamak Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürü, gazeteci, yazar, şair kardeşim Ali Bozdağ oldu. Bozdağ, geçirdiği kalp krizi sonucu genç yaşında aramızdan ayrıldı.
Dostlara veda edişten daha doğrusu dostların veda edişinden duyduğum üzüntü ölüm korkusundan değil, hayatın güzelliklerine, yarım kalmış kitapları tamamlayamadan, yarı başlı bırakıp gidecek olmayadır!
Kitabi hüzün
Ali Bozdağ dostum, sosyal yanı güçlü, çok yazan ve kelimelere hükmeden bir şairdi. Son eseri ise ilk romanı “Ayazdaki Düşler” oldu.
Bu kitap güzelliğinin acı yanı, Ali Bozdağ’ın sosyal medya hesabından yaptığı, “ROMANIMIZ NİHAYET BASILIP İNTERNET SATIŞ SİTELERİNDE VE KİTABEVLERİ'NİN RAFLARINDAKİ YERİNİ ALDI” paylaşımından iki gün sonra hayata gözlerini yummasıdır.
Ali’nin vefatı bir başka Ali’nin, değerli dostum ve meslektaşım Ali Öcal’ın ölümünü hatırlattı. Ali Öcal’ın “İlham Veren Hayatlar” isimli kitabının editörlüğünü yapıyordum. İşimi bitirip müjdeyi vermeme iki gün kala vefat etmişti Ali Öcal. Allah rahmet eylesin.
Yarım kalmış kitaplarımı tamamlamayı hızlandırsam iyi olacak…
Baş sağlığı
Ali Bozdağ, Mamak eski Belediye Başkanı Mesut Akgül döneminde Basın Müşaviri, mevcut Başkan Murat Köse döneminde Halkla İlişkiler Müdürü olarak görev yapıyordu.
Murat Köse Başkan’ın şahsında tüm mesai arkadaşlarına, Yozgatlı Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Ahmet Koç nezdinde tüm hemşehrilerine ve tüm sevenleri ile kederli ailesine baş sağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.