Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Erdoğan için: Yetiş Azimet!

[simple-author-box] Artık ABD Başkanı olan Joe Biden’ın New York Times'da yayımlanan bir röportajında, “Türkiye’de muhalefeti destekleyerek AK Parti iktidarını değiştireceğini” söylemesi yeri göğü yıktı ama Yeşiller’den Almanya Federal Parlamento Başkan Yardımcısı Claudia Roth’un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik baskıların artırılmasını talep etmesi pek ilgi görmedi. Azimet Köylüoğlu Roth, Türkiye açısından bildik biri. 1990’lı yıllarda zırt pırt gelir, ayar vermeye çalışır, kafasına göre ziyaretler gerçekleştirir, mesajlar dillendirirdi. O dönemde, ülkenin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu idi. Sivas Milletvekili olan Köylüoğlu çok renkli bir kişilikti. Renkliliği sadece giyim kuşamına değil söylemlerine de yansırdı. Şoke eden sözler Roth’un, Türkiye’ye gelişlerinden birinde yolu Azimet Köylüoğlu’nun makamına düştü. Ziyarette, insan hakları konusunda Türkiye’yi eleştiren Roth’un sözü bitince sazı eline alan Azimet Köylüoğlu, (mealen) demişti ki: Bak Roth, bizim atalarımız hiç hak yemezdi. Viyana kapılarına dayanırken geçtikleri yerlerdeki bağdan / bahçeden bir şey koparır, toplarsa onun ücretini ağaç dibine bırakır ya da bir beze koyarak dalına bağlardı… Roth bu sözler karşısında apışmış, ‘konumuz bu değil’ tavrı takınmış, yaşadığı anlık şok gülüşmelerle tedavi edilmişti! Erdoğan’a öneri Biden ve Roth gibilerin hedef tahtasındaki Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azimet Köylüoğlu’nu kendisiyle ilgili dış tehditleri savuşturma danışmanlığına mı atasa? 30 yıl sonra geldiğimiz nokta: Yetiş Azimet! *** Beşiktaşlı, yeşil ve Roth’ası Türkiye! Almanların Türkiye’ye bakışıyla ilgili söyleyecek çok şey var ama konumuz Claudia Roth olduğu için, kendisiyle ilgili bir hususu da arşivden aktarayım. Belek’te tatil… 2001 yılı Ağustos ayıydı ve Roth, Alman Birlik 90 / Yeşiller Partisi Eşbaşkanıydı. Pek çok Alman gibi tatil için Türkiye’de, Belek’teydi. Gazetecilerle sohbet ederken demişti ki: Türkiye’nin mutlaka Avrupa Birliği'ne girmesi lazım… Bu görüşün sebebini açıklarken demişti ki: Çünkü biz Almanya’da Türklerle birlikte yaşıyoruz… Bu konuda ne yapılmasıyla ilgili olarak da demişti ki: Ama bunun için özel bir ilgi beklemeyin… Yanında Azimet Köylüoğlu olmadığı için rahattı! Beşiktaş taraftarı Roth, tatilini geçirdiği Belek yöresinde deniz kaplumbağalarının (caretta caretta) korunmasına yönelik çabaları 1985 yılından beri yakından takip ettiğini ve övgüye değer bulduğunu söylemişti. Roth, bir soru üzerine de, Beşiktaş taraftarı olduğunu söylemişti. *** Köylüoğlu ama ‘köylü’ değildi Madem köşemizi Azimet Köylüoğlu ile süsledik devam edelin. 12 Eylül darbesinin cunta lideri Kenan Evren yargılanırken, 2012 yılı Nisan ayında bir açıklama yapmış ve “Ahı gitmiş vahı kalmış Evren’le hesabım yok” demişti. İyi de hesabı kiminleydi? “12 Eylül döneminin vali, emniyet, sıkıyönetim komutanlarından hesap sorulmalı. Ahı gitmiş vahı kalmış Evren ve Şahinkaya ile benim hesabım yok. Onlar tarihin çöp sepetinde yerlerini almışlardır.” Bir de… “Kurucu iktidar insanları öldürme yetkisi veriyor mu? Bu cellatlık, insafsızlıktır. Bu cunta şefleri ileride mahkûm olacaklarından mallarını CIA şeflerine kaçıracaklardır.” Araştırıldı mı acaba? Yani böyle mi oldu? Ne bileyim, yani, ünlü ciyacılar 15 Temmuz ihanetinde adalarda değil miydi?
Ekleme Tarihi: 13 Ocak 2021 - Çarşamba

Erdoğan için: Yetiş Azimet!

[simple-author-box]

Artık ABD Başkanı olan Joe Biden’ın New York Times'da yayımlanan bir röportajında, “Türkiye’de muhalefeti destekleyerek AK Parti iktidarını değiştireceğini” söylemesi yeri göğü yıktı ama Yeşiller’den Almanya Federal Parlamento Başkan Yardımcısı Claudia Roth’un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik baskıların artırılmasını talep etmesi pek ilgi görmedi.

Azimet Köylüoğlu

Roth, Türkiye açısından bildik biri. 1990’lı yıllarda zırt pırt gelir, ayar vermeye çalışır, kafasına göre ziyaretler gerçekleştirir, mesajlar dillendirirdi.

O dönemde, ülkenin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu idi.

Sivas Milletvekili olan Köylüoğlu çok renkli bir kişilikti. Renkliliği sadece giyim kuşamına değil söylemlerine de yansırdı.

Şoke eden sözler

Roth’un, Türkiye’ye gelişlerinden birinde yolu Azimet Köylüoğlu’nun makamına düştü.

Ziyarette, insan hakları konusunda Türkiye’yi eleştiren Roth’un sözü bitince sazı eline alan Azimet Köylüoğlu, (mealen) demişti ki: Bak Roth, bizim atalarımız hiç hak yemezdi. Viyana kapılarına dayanırken geçtikleri yerlerdeki bağdan / bahçeden bir şey koparır, toplarsa onun ücretini ağaç dibine bırakır ya da bir beze koyarak dalına bağlardı…

Roth bu sözler karşısında apışmış, ‘konumuz bu değil’ tavrı takınmış, yaşadığı anlık şok gülüşmelerle tedavi edilmişti!

Erdoğan’a öneri

Biden ve Roth gibilerin hedef tahtasındaki Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azimet Köylüoğlu’nu kendisiyle ilgili dış tehditleri savuşturma danışmanlığına mı atasa?

30 yıl sonra geldiğimiz nokta: Yetiş Azimet!

***

Beşiktaşlı, yeşil ve Roth’ası Türkiye!

Almanların Türkiye’ye bakışıyla ilgili söyleyecek çok şey var ama konumuz Claudia Roth olduğu için, kendisiyle ilgili bir hususu da arşivden aktarayım.

Belek’te tatil…

2001 yılı Ağustos ayıydı ve Roth, Alman Birlik 90 / Yeşiller Partisi Eşbaşkanıydı. Pek çok Alman gibi tatil için Türkiye’de, Belek’teydi.

Gazetecilerle sohbet ederken demişti ki: Türkiye’nin mutlaka Avrupa Birliği'ne girmesi lazım…

Bu görüşün sebebini açıklarken demişti ki: Çünkü biz Almanya’da Türklerle birlikte yaşıyoruz…

Bu konuda ne yapılmasıyla ilgili olarak da demişti ki: Ama bunun için özel bir ilgi beklemeyin…

Yanında Azimet Köylüoğlu olmadığı için rahattı!

Beşiktaş taraftarı

Roth, tatilini geçirdiği Belek yöresinde deniz kaplumbağalarının (caretta caretta) korunmasına yönelik çabaları 1985 yılından beri yakından takip ettiğini ve övgüye değer bulduğunu söylemişti.

Roth, bir soru üzerine de, Beşiktaş taraftarı olduğunu söylemişti.

***

Köylüoğlu ama ‘köylü’ değildi

Madem köşemizi Azimet Köylüoğlu ile süsledik devam edelin. 12 Eylül darbesinin cunta lideri Kenan Evren yargılanırken, 2012 yılı Nisan ayında bir açıklama yapmış ve “Ahı gitmiş vahı kalmış Evren’le hesabım yok” demişti.

İyi de hesabı kiminleydi?

“12 Eylül döneminin vali, emniyet, sıkıyönetim komutanlarından hesap sorulmalı. Ahı gitmiş vahı kalmış Evren ve Şahinkaya ile benim hesabım yok. Onlar tarihin çöp sepetinde yerlerini almışlardır.”

Bir de…

“Kurucu iktidar insanları öldürme yetkisi veriyor mu? Bu cellatlık, insafsızlıktır. Bu cunta şefleri ileride mahkûm olacaklarından mallarını CIA şeflerine kaçıracaklardır.”

Araştırıldı mı acaba? Yani böyle mi oldu?

Ne bileyim, yani, ünlü ciyacılar 15 Temmuz ihanetinde adalarda değil miydi?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.