[simple-author-box] Dünya çapında şöhrete sahip müzelere ev sahipliği yapan Ankara, yeni ve çok önemli bir müzeye daha kavuşuyordu ki koronavirüs belası her şeyi altüst etti. Önemi ve anlamı şuradan kaynaklanıyor; müze olacak binada Türkiye Cumhuriyet’in ilk Hazine ve Kasa Odası da bulunuyordu. Bu muhteşem mekân çok az kişinin bildiği, gördüğü bir yerdi ve bazı şanslı gazeteciler olarak girip, gezip, görme imkanı bulmuştuk. Bu özel günü ve gözlemlerimi paylaşmak istiyorum: Müze Ankara’nın göbeğinde, Ulus’taki eski Başbakanlık binasının en alt katında yer alacak. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) tarafından kullanılan binada müzenin oluşturulmasına yönelik çalışmalar devam ediyor(du). Nasıl öğrendik? Heyecan verici bu sürecin bir vesilesi olmalıydı elbette. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünün desteği, Kültür Sanat Muhabirleri ASBÜ iş birliğiyle organize edilen “Anadolu Tarihi ve Kültür Değerleri Anlama Çalıştayı” vardı. Davetliydik gittik… Etkinlik başlamadan önce Üniversite yerleşkesinin civarı ve içini gezme imkânı bulduk. Şaşırtıcı mekânlar, bilgi ve belgeler gördük. Üniversitenin etkinlik yapılacak binasının önünde kümelenmişken olduğum yerde bir daire çizdim. Daracık alanda halk arasında ‘Belkıs Minaresi’ de denen Julianus Sütunu, Hükümet Meydanına adını veren ve içinde, kullanılmışlığından kaynaklı bir Atatürk Odası bulunan Hükümet Konağı, sağımızda şimdi Üniversite Kurumlarının bulunduğu eski Sümerbank binası, hemen yanımızda tarihi hadiselerin cereyan ettiği bugünün üniversitesi dünün Başvekâlet Binası. Birazdan altını üstüne getireceğiz! Adım başı tarih, kültür Biz yerin yüzü ile haşır neşir iken mihmandarımız ASBÜ Müze Koordinatörü Necati Güner’in ünlemesi ve işareti ile yerin altına baktık! Gördük ki Hükümet Konağının önünde, üzerinde durduğumuz kalın cam zeminden Roma Hamamının suyolları geçiyor… Valilik binasının iki yüz metre ötesindeki Kale manzaralı Hacı Bayram Veli Camii ve Çankırı Caddesi üzerindeki Roma Harabeleri, İlk Meclis, Büyük Millet Meclisi binaları ve sair mekânları hatırlayıp mühim bir adrese dalmanın heyecanına kapıldım… Başvekâlet Binasındaki Kasa Dairesini yani Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Hazine Odası’nı göreceğiz. Göreceğimiz yer bir müze haline getirilerek ziyarete açılacak. Biz gezerken hazırlıklar tüm hızıyla sürüyordu. Burada mühim belgeler sergilenecek. Hazine ve Kamu Maliyesi Tarihi konulu bir sergi sahası oluşturulacak. Ankara Valiliği ve Başbakanlık Devlet Arşivleri’nin sağlamış olduğu destekler projenin sorunsuz devamına imkan veriyor. Tarihi değeri ve önemi 1925’lerin sonlarında yapılmış, Cumhuriyet’in hazinesinin korunduğu ilk Kasa Dairesi bu sergi alanında ilk kez sergilenmiş olacak. Necati Güner, tarihi önemi büyük, devletin önemli bilgi ve belgelerinin saklandığı odayla ilgili bilgiler verirken, 1927-1934 yılları arasında tam 7 yıl devletin ‘Hazine ve Kasa Odası’ olarak kullanılan odanın 90 yıl sonra yeniden açılacağını, açıldığını anlattı. Ayrıca, ilgilenenler için önemli olmalı, hâlihazırda kasada saklanan geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerine ait istikrazlar (borçlanmalar), sigorta poliçeleri ve benzeri belgelerden derlenmiş olan ve Türk iktisat tarihine ışık tutacak önemli bir seçki de sergi alanında yer alacak. Böylece Ankara yeni bir müze ile daha taçlanacak. Öncelikle virüsü kovmak gerekiyor… Başlıktaki ‘masa’ ve ‘kedi’ ne derseniz; kasanın içine girince sağda bir masa ve bir manken görevli vardı. Masa o! Kedi de gerçek kedi. Kasanın içinde bizimle tur attı. Arkadaşlarla hatıra fotoğrafı bile çektirdi…