Hayat pahali perişan ahali
Geçen haftaki “Pahalılık Virüsü” manşetimiz hem uzun süredir dünya ve Türkiye gündemini işgal eden geçim sıkıntısı hem de bu derde bir derman çağrılarının etkisiyle ilgi gördü…
Normaldi!
Anormal olan neydi? Evet, anormal bir durum vardı…
Normal olmayan husus; etkili önlemlerin bir türlü alınmıyor, alınamıyor, alınanlarınsa bir etkisinin görülemiyor olmasıydı.
Hal ve gidiş…
Yazının başlığından mülhem, özetliyorum, umumi ahval şu idi:
Ülkenin hali
Her şey pahali
N’etsin ahali
Cep de cepken de
Dikiş tutmuyor
Karnedeki ‘hal ve gidiş’ notu ‘zayıf’layınca, olaya el koymak kaçınılmaz olmuştu.
Külliye devrede!
Hal ve gidişin vahametini Cumhurbaşkanı Erdoğan da görmüş olmalı ki; canlı bağlantıyla katıldığı “Türkiye Ekonomi Modeli Yeni Adımlar ve Enflasyon Tedbirleri Tanıtım Toplantısı” vesilesiyle yaptığı konuşmada, “Mal ve hizmetlere uygulanacak KDV oranlarının tespitine ilişkin kararda değişiklik yapılmasına ilişkin kararın yürürlüğe konulmasına 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 28. Maddesi gereğince karar verilmiştir. Ben de şu anda imzamı atıyorum. Böylece inşallah bunu yürürlüğe sokuyoruz. Hayırlı olsun.” dedi.
Bu ‘hayırlı imza’ da ne oluyordu?
Emmiler, teyzeler
Gözlerini ekrana dikmiş Ahmet emminin, Ayşe teyzenin kafasında oluşan ünlem ve soru işaretleri giderilmeliydi.
Evet, ne oluyordu…
Cumhurbaşkanı Erdoğan anlattı, şu oluyordu:
Temel gıda ürününde yüzde 8 olan KDV yüzde 1’e indi…
Et, balık, çay, kahve, peynir, şeker, süt, su, meyve, kuruyemiş gibi temel ürünlerdeki KDV yüzde 1’e indirildi. Hayırlı, uğurlu olsun.
Bundan sonrası
“Bu iş burda bitti” diyebilir miyiz? Başka örneklere bakacak olursak zor.
Zorluğu kolaylaştıran söyle de Cumhurbaşkanı’ndan geldi:
“Bir denetim seferberliği başlatıyoruz. İlgili bakanlıklarımız, fiyatları makul izahı olmayan şekilde artırılmış ürünlerle mücadele edeceklerdir.
Bunu duyan Ticaret Bakanı Mehmet Muş, sosyal medya hesabından, “81 ilimizdeki Ticaret Müdürlüklerimize talimatımızı verdik… Denetimlerimizi daha da yoğunlaştıracağız… Vatandaşlarımızı mağdur eden marketlere en ağır yaptırımları uygulayacağımızdan kamuoyunun hiçbir şüphesi olmasın.”
Bu kadar laf ettik, ‘virüs’ alçağının adını bir kez bile anmadık!
Şu anda tüm kötülüklerin anası durumundaki koronavirüs yüzünden çarşı / pazar, mutfak / cüzdan yanarken alınan önlemlerin fiyatları düşürmesi beklenirken ve bu yöndeki tüm açıklamalar etkisiz kalırken yukarıdaki açıklamalar nasıl bir sonuç verir bekleyip göreceğiz.
*
Elektrifikasyon
Başlık olarak kullandığım kelimenin ne anlama geldiğini bilmeyenleri bilgilendirirken ben de öğrenmiş olayım:
“Elektrik enerjisini endüstri, ulaşım, gündelik yaşama uygulama ve bu enerjiyi her alanda kullanılır hale getirme.”
Fena çarpıldık
Bu hale getirdik getirmesine de; başta sanayiciler olmak üzere hem iş insanlarını hem de işçi, memur, emekli, çiftçi yani toplumun tümünü elektrik çarptı. Hem de çok fena çarptı…
Herhangi bir vatandaşın yaşadığı sıkıntıları bendeniz de yaşıyor ve isyan ediyorum ama sanayicinin, üreticinin hali harap.
“Anlat hele” diyenler bana değil bu işin çilesini çekene, sözcülüğünü yapana kulak versin.
Ahmet Kurt…
İç Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (İÇASİFED) Genel Başkanı Ahmet Kurt, herkesin feryat figan olduğu günlerde yaptığı açıklamayı en somut biçimde örneklendirerek dedi ki:
“30 İşçi çalıştıran bir işletmeye gelen Ocak ayı elektrik tüketim bedeli 43.390 TL. Bu da yetmezmiş gibi; “Tüketim bedelleri arttı, güvence bedellerinin de artırılması gerekir” diyen enerji dağıtım firması, “37.000 TL güvence bedelini de nakit olarak yatır” diyor. Yani 30 kişi çalıştıran bir üretim tesisi Ocak ayında 83.500 TL Elektrik faturası ödeyecek Henüz bunun içinde doğalgaz da yok… Çok iyimser tahminle Aylık 10.000 TL maliyetle işçi çalıştıran bir işletmenin personel masrafının üçte biri kadar enerji maliyeti olacak.”
Numan Kurtulmuş
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un, “2021 yılı içinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hazinesinden milletin, yani bizlerin harcadığımız doğal gaz faturalarının yüzde 75’ini, elektrik enerjisinin yüzde 25’ini devlet ödedi.” Sözlerini okuyunca, hiç ses etmesem mi dedim ama Ahmet Kurt’un örneği de kulaklarımda yankılanırken bir çare arayışım biçareliğe dönüştü.
Kurtuluşu yine Kurtulmuş’ta buldum! Çünkü elektrik faturaları ile ilgili yeni bir düzenleme olabileceğinden söz etti.
*
Eskiye rağmet mi?
İş insanı Bilal Yılmaz, “Elektirik ve doğalgaz faturası çok yüksek gelince çareyi soba kurmakta bulan esnafımızı ziyaretimizden.” notuyla bu fotoğrafı paylaştı. “Eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı” denir ya bu eski ısınma yöntemi yeniden yaygınlaşacak demek ki.
Ekleme
Tarihi: 17 Şubat 2022 - Perşembe
Hayat pahali perişan ahali
Geçen haftaki “Pahalılık Virüsü” manşetimiz hem uzun süredir dünya ve Türkiye gündemini işgal eden geçim sıkıntısı hem de bu derde bir derman çağrılarının etkisiyle ilgi gördü…
Normaldi!
Anormal olan neydi? Evet, anormal bir durum vardı…
Normal olmayan husus; etkili önlemlerin bir türlü alınmıyor, alınamıyor, alınanlarınsa bir etkisinin görülemiyor olmasıydı.
Hal ve gidiş…
Yazının başlığından mülhem, özetliyorum, umumi ahval şu idi:
Ülkenin hali
Her şey pahali
N’etsin ahali
Cep de cepken de
Dikiş tutmuyor
Karnedeki ‘hal ve gidiş’ notu ‘zayıf’layınca, olaya el koymak kaçınılmaz olmuştu.
Külliye devrede!
Hal ve gidişin vahametini Cumhurbaşkanı Erdoğan da görmüş olmalı ki; canlı bağlantıyla katıldığı “Türkiye Ekonomi Modeli Yeni Adımlar ve Enflasyon Tedbirleri Tanıtım Toplantısı” vesilesiyle yaptığı konuşmada, “Mal ve hizmetlere uygulanacak KDV oranlarının tespitine ilişkin kararda değişiklik yapılmasına ilişkin kararın yürürlüğe konulmasına 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 28. Maddesi gereğince karar verilmiştir. Ben de şu anda imzamı atıyorum. Böylece inşallah bunu yürürlüğe sokuyoruz. Hayırlı olsun.” dedi.
Bu ‘hayırlı imza’ da ne oluyordu?
Emmiler, teyzeler
Gözlerini ekrana dikmiş Ahmet emminin, Ayşe teyzenin kafasında oluşan ünlem ve soru işaretleri giderilmeliydi.
Evet, ne oluyordu…
Cumhurbaşkanı Erdoğan anlattı, şu oluyordu:
Temel gıda ürününde yüzde 8 olan KDV yüzde 1’e indi…
Et, balık, çay, kahve, peynir, şeker, süt, su, meyve, kuruyemiş gibi temel ürünlerdeki KDV yüzde 1’e indirildi. Hayırlı, uğurlu olsun.
Bundan sonrası
“Bu iş burda bitti” diyebilir miyiz? Başka örneklere bakacak olursak zor.
Zorluğu kolaylaştıran söyle de Cumhurbaşkanı’ndan geldi:
“Bir denetim seferberliği başlatıyoruz. İlgili bakanlıklarımız, fiyatları makul izahı olmayan şekilde artırılmış ürünlerle mücadele edeceklerdir.
Bunu duyan Ticaret Bakanı Mehmet Muş, sosyal medya hesabından, “81 ilimizdeki Ticaret Müdürlüklerimize talimatımızı verdik… Denetimlerimizi daha da yoğunlaştıracağız… Vatandaşlarımızı mağdur eden marketlere en ağır yaptırımları uygulayacağımızdan kamuoyunun hiçbir şüphesi olmasın.”
Bu kadar laf ettik, ‘virüs’ alçağının adını bir kez bile anmadık!
Şu anda tüm kötülüklerin anası durumundaki koronavirüs yüzünden çarşı / pazar, mutfak / cüzdan yanarken alınan önlemlerin fiyatları düşürmesi beklenirken ve bu yöndeki tüm açıklamalar etkisiz kalırken yukarıdaki açıklamalar nasıl bir sonuç verir bekleyip göreceğiz.
*
Elektrifikasyon
Başlık olarak kullandığım kelimenin ne anlama geldiğini bilmeyenleri bilgilendirirken ben de öğrenmiş olayım:
“Elektrik enerjisini endüstri, ulaşım, gündelik yaşama uygulama ve bu enerjiyi her alanda kullanılır hale getirme.”
Fena çarpıldık
Bu hale getirdik getirmesine de; başta sanayiciler olmak üzere hem iş insanlarını hem de işçi, memur, emekli, çiftçi yani toplumun tümünü elektrik çarptı. Hem de çok fena çarptı…
Herhangi bir vatandaşın yaşadığı sıkıntıları bendeniz de yaşıyor ve isyan ediyorum ama sanayicinin, üreticinin hali harap.
“Anlat hele” diyenler bana değil bu işin çilesini çekene, sözcülüğünü yapana kulak versin.
Ahmet Kurt…
İç Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (İÇASİFED) Genel Başkanı Ahmet Kurt, herkesin feryat figan olduğu günlerde yaptığı açıklamayı en somut biçimde örneklendirerek dedi ki:
“30 İşçi çalıştıran bir işletmeye gelen Ocak ayı elektrik tüketim bedeli 43.390 TL. Bu da yetmezmiş gibi; “Tüketim bedelleri arttı, güvence bedellerinin de artırılması gerekir” diyen enerji dağıtım firması, “37.000 TL güvence bedelini de nakit olarak yatır” diyor. Yani 30 kişi çalıştıran bir üretim tesisi Ocak ayında 83.500 TL Elektrik faturası ödeyecek Henüz bunun içinde doğalgaz da yok… Çok iyimser tahminle Aylık 10.000 TL maliyetle işçi çalıştıran bir işletmenin personel masrafının üçte biri kadar enerji maliyeti olacak.”
Numan Kurtulmuş
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un, “2021 yılı içinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hazinesinden milletin, yani bizlerin harcadığımız doğal gaz faturalarının yüzde 75’ini, elektrik enerjisinin yüzde 25’ini devlet ödedi.” Sözlerini okuyunca, hiç ses etmesem mi dedim ama Ahmet Kurt’un örneği de kulaklarımda yankılanırken bir çare arayışım biçareliğe dönüştü.
Kurtuluşu yine Kurtulmuş’ta buldum! Çünkü elektrik faturaları ile ilgili yeni bir düzenleme olabileceğinden söz etti.
*
Eskiye rağmet mi?
İş insanı Bilal Yılmaz, “Elektirik ve doğalgaz faturası çok yüksek gelince çareyi soba kurmakta bulan esnafımızı ziyaretimizden.” notuyla bu fotoğrafı paylaştı. “Eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı” denir ya bu eski ısınma yöntemi yeniden yaygınlaşacak demek ki.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.