Bugüne kadar katılım sağladığım en anlamlı yeni yayımlanmış kitap tanıtım programıyla ilgili izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ankara’ya sevgisini özetle, ‘kara sevda’ olarak tanımlayabileceğim Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan’ı 1990’lardan beri tanırım ve takip ederim. Ankara ve Türkiye’ye hizmet Başkanlığını yaptığı, Türkiye’nin en büyük sivil toplum çatı kuruluşlarından biri olan Başkent Ankara Meclisi, Doğa Koruma Vakfı Başkanlığı ve sair STK’ler ile Ankara’ya hizmet ederken, milletvekili olarak da temsil ettiği Başkent başta olmak üzere Türkiye’ye hizmet sunuyor. Yaklaşık 2.5 yıl bulunduğu, Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av - Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü görevi sırasında öyle şeyler yaşar ki bunları kitaplaştırmasa olmazdı, gereğini yaptı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde AK Parti Ankara Milletvekili olarak; başta Çevre Komisyon üyeliği ile Yurt dışına Kaçırılan Kültür Varlıklarını Araştırma Komisyonu, Hayvan Haklarını Araştırma Komisyonu, İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu Başkan Vekilliği ve Müsilaj Araştırma Komisyon üyeliği görevlerinde bulunan Nevzat Ceylan, ‘doğa dostu bir bürokrat, sivil toplumcu, siyasetçi’ olarak yüklendiği görev ve sorumlulukların tabiata, çevreye dair olanını, “Doğada Ceylan İzi” başlığıyla kitaplaştırdı. Meslektaşlar, dostlar… Kitabın tanıtımı için Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen basın toplantısına katılanlar arasındaydım. İyi ki gitmişim! Değerli gazeteci dostlarım (ANKHABER yazarları) Ahmet Tezcan ve Ahmet Tek ile yine meslektaşlarım Abdulkadir Selvi, TİMBİR Başkanı Süleyman Basa, artık kendini kitap yazmaya vermiş olan Hakan Akpınar, başarılı televizyoncu kardeşim Çetin Altan, Fox TV’den Tülay Ünal Öçten, genç ve başarılı gazeteciler Seda Tolmaç ve Emrah Özcan ile sohbet imkanı bulduk. Ankara Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Mutlu Gürler de Nevzat Ceylan’ın genel müdürlük döneminde basın müşavirliğini yapmış biri olarak hem sohbetimize hem de toplantıya renk ve zenginlik katanlardandı. Zengin bir sohbet havası Anlatılanları dinledikten sonra, kitabın sayfaları arasında sörf yapınca gördüm ki “Doğada Ceylan İzi”, sadece bir kitap değil! Ağlatan / güldüren anıların yaşarken hissettirdikleri… Bürokrasi denen deryada ülkeye, insana, tabiata faydalı olmak isterken başa gelenler… Gazete ve televizyonların doğayla, çevreyle ilgili haberlere bir dönemki bakış açısı… Kitapta yer alan ve yazanları da toplantıda bulunan o döneme ait bazı haberlerin tarihe not düşüyor olması… Gibi özellikler ve bunlar üzerine söylenen sözler basın toplantısını zengin bir sohbet havasına büründürürken, kitabın değeri ve önemiyle ilgili de farklı duygular, düşünceler oluşturdu. Bu vesile ile konunun ‘ağlatan’ bölümünde yer alan ve bazen ‘aşılamaz’ bir duvara dönüşen bürokrasiye ilişkin yaşadığım bir olayı anlatma şansı buldum.   ‘Doğa Koruma Vizyonu’ Nevzat Ceylan, “Doğada Ceylan İzi”ni tanıtırken; -Bugünkü adı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü olan o dönemki Milli Parklar ve Av - Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü dönemindeki çalışmaları… -Bürokrasi hatıraları… -Doğayı korumak için görüş ve faaliyetlerini… Anlattı. Tecrübesiyle bir ‘Doğa Koruma Vizyonu’ oluşturan Nevzat Ceylan, görev yaptığı dönemde oluşturulan çok sayıdaki mili park, kaçak avcılarla mücadele, yaban hayvanlarına sahip çıkma, ülkemizde ilk kez düzenlenen fotoğraf avcılığı gibi hizmetlerini kitapta kayıt altına almakla kalmadı, toplantıda sohbet konusu yaptı. Öneriler, değerlendirmeler Basın toplantısında; Ahmet Tezcan’ın, “Bu kitaptan 10 tane çocuk kitabı çıkar, çıkmalı” önerisi… Ahmet Tek’in, Ankara’yı bir ‘dereler şehri’ olarak tarif etmesi ve bazı derelerin kurtarılabilirliğine yönelik kapı aralaması… Hakan Akpınar’ın, “Bu kitap tüm kütüphanelerde yerini almalı” değerlendirmesi… Süleyman Basa’nın, “Atmaca” konusunu açması… Ayıları esaretten kurtaran operasyonun başarıyla sonuçlandığının anlaşılması önemliydi… Kitap, Nevzat Ceylen’ın deyimi ile “Genç bürokratlara, bürokrat adaylarıyla, doğa korumaya gönül vermişlere, yolunu bulmaya çalışan meslek profesyonellerine ilham verici bir eser.”  Kalemine, yüreğine sağlık.