Başkent Ankara’daki Antik Roma Tiyatrosu’nun restorasyon çalışmalarında sona gelindi. Arkeopark Projesi içerisinde bulunan Roma Tiyatrosu 1. ve 2. derece sit alanında olduğu için çalışmalar hassasiyetle yürütülüyor.
Sona doğru…
Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan restorasyon çalışmaları tamamlandığında Başkent önemli bir özellik ve etkinlik alanı daha kazanacak.
Çalışmalarla ilgili olarak daha önce değişik vesilelerle medyaya ve ANKHABER’e değerlendirmelerde bulunan ABB Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir Ödemiş, son olarak, “Roma Tiyatrosu restorasyonu sona doğru yaklaşıyoruz” bilgisini verdi.
Gece fotoğrafı
Başkan Bekir Ödemiş’in gönderdiği gece çekilmiş fotoğraf, Ulus Tarihi Kent Merkezi içerisinde yer alan ve Hacı Bayram-ı Veli ile Ankara Kalesi arasında bulunan Antik Roma Tiyatrosu’nun restorasyon çalışmaları tamamlandıktan sonra Ankara’ya güzellik ve değer katacağının kanıtı.
Uğrak yeri olur
Arkeopark Projesi kapsamında 2020`de başlanan restorasyon çalışmalarıyla Cumhuriyetin 100. yılında Başkent turizmine kazandırılması hedefleniyor. Çalışmalar bittikten sonra oluşacak alan üzerinde konserler ve birçok etkinlik düzenlenecek.
*
Hey gidi o günler hey!
Başkent Ankara’nın dereleri son olarak en kapsamlı biçimde Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan’ın “Doğada Ceylan İzi” isimli kitabını kamuoyuna tanıttığı basın toplantısında gündeme gelmiş, toplantıya, yazarlarımızdan Ahmet Tezcan ve Ahmet Tek ile bendeniz de katılmıştık.
200 dere kurudu
Ahmet Tek’in “Ankara’da bir dönem 200 dere olduğu söyleniyor” sözü üzerine Nevzat Ceylan, “Bu derelerden birkaçı kurtarılamaz mı” sorusunu gündeme getirmişti. Bu konuyu ANKHABER olarak çeşitli vesilelerle gündeme getireceğiz ama yine gazetemiz yazarlarından Ankara Kent Konseyi Ankara Kalesi Çalışmaları Meclis Sözcüsü Şevket Bülend Yahnici’nin bir paylaşımındaki bilgiler ve fotoğraf okuyana, görene “Hey gidi o günler hey” dedirten özellikte, güzellikteydi.
Dönem Ankara’sı
İşte Sayın Yahnici’nin paylaştığı o fotoğraf ve bilgiler:
Su sorunu olan Ankara’da çeşme yalaklarında çamaşır yıkanmasına izin verilmezdi. Kadınlar ya Hatip Çayı’na ya da İncesu’ya gider yıkarlardı çamaşırlarını. İncesu’nun geçtiği ve bugün TED Koleji’nin olduğu yerdeki “Yahudi köprüsü” adlı köprü ve etrafı çamaşır yeriydi. Hatip Çayı’nda ise Şimdiki Ankara hastanesi ile Bentderesi arasında yıkanırdı çamaşırlar. Çünkü o noktadan sonra tabakhaneler başladığından ve mezbaha bulunduğundan derenin suyu kirlenirdi. Perşembe ve Cuma günleri tatil, Salı da uğursuz sayıldığından o günler çamaşır yıkanmazdı.
Çamaşır günü ciddi bir örgütlenme gerektirirdi. Kazanlar, odunlar, yiyecekler, çaydanlıklar eşeklere yüklenir çamaşır yerine gidilirdi. Yer ateşi yakılır, kazanlar üçayak üstüne yerleştirilir, kaynatılan çamaşır kille ovulup tokaçlanırdı. Kadınların çamaşır tokaçlarken yaptıkları cinsel göndermelerle dolu el şakaları da H. Z. Koşay’ın “Ankara Budun Bilgisi” kitabında anlatılmaktadır. Zenginler ise çamaşırlarını kendi konaklarının avlusunda yıkarlar ve bu toplumsal meşakkatli işten uzak dururlardı. Ördeklerin yüzdüğü bu fotoğrafta kadınlar Ördekçi köprüsünde çamaşır yıkıyorlar.