Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Sakıp Sabancı ve ülkedeki yabancı!

Rahmetli Sakıp Sabancı, ekonominin gerçeklerini yaşayarak öğrenmiş, yapılması gerekenleri piyasa koşullarıyla bellemiş ve uygulamış biriydi… Merhum; klasik ‘burjuva’ tanımından uzak ve fakat ‘komprador’ çemberini kendince çevirerek, yüzyıldır yaratılmak istenen ‘milli burjuvazi’ tanımının içine dalmayı başarmıştı! Sabancı, meselelere ‘yabancı’ değildi! O yüzden, “Bak gardaşııım…” diye başlayan söylemleri, sempatik yüzüne bir ciddiyet katar, bu ciddiyet sözünü daha bir dikkatle dinletirdi… Çünkü merhum Sabancı’nın işi/gücü yatırımdı. Sıradan bir insan yatırımın önemini bilmeyebilir ama bir iş insanı bu önemden kendisini kurtaramaz! Mümkünü yoktur bunun… Sabancı ile yabancı Yatırımlarıyla merhum Sabancı’yı, ‘ev alarak vatandaş olmak isteyen’ yabancıyı (kıyas olmasa bile) Türkiye gerçekleri ile yan yana getirmeye çalışacağım bu yazının ilham kaynağı bir başka iş insanı Fesih Zeki Mert oldu. Çünkü Zeki Bey, konut üretimine hız ve kalite getirme konusunda kararlı olmanın ötesinde uygulayıcı konumda. İstanbul’da 1.000 konutluk proje ile Bingöl’de 140 dairelik bir başka projenin kısa süre içinde, yani bu yıl bitmeden tamamlanacak olması bunun kanıtı. Zeki Beyin işi konut yapmak ve satmak ama diyor ki: -Ben, vatandaş olmak isteyen yabancıya konut satmam! Neden diye sorduğumda gerekçesini anlatıyor: -Yabancıların sadece vatandaş olmak için konut alması, insanlarımızı perişan ediyor. Ev fiyatları fahiş fiyatlara fırlıyor, kiralar akıl almaz boyutlara ulaşıyor… Konunun bir de, “Yabancıların konut sahibi olmak istemesi bir yönüyle mikro / bölgesel diğer yönüyle küresel bir saldırıdır” boyutu var ki; dövize, demografiye, enflasyona ve sair alanlara etkisiyle bu ayrı bir yazı konusudur. Farklı yabancılar “Hiçbir yabancıya konut satmaz mısınız” dediğimde ise, “Türkiye’de yaşayan, yaşamak zorunda olan; yani; vatandaş olmak için değil barınmak için konut almak isteyenlere satış yapıyoruz elbette” cevabını veriyor. Vatandaş olmak için konut satışına karşı çıkarken dile getirdiği; -Yabancının dolarına köle olmamak gerekir… -Kimsenin günahkarı değiliz… -Bir bedel ödemek zorunda kalmamalıyız… Şeklindeki değerlendirmeler de üzerinde düşünülesi türden… ‘Yabancı’laşma! Değerlendirmelerindeki ‘yabancı’ kavramına bakışıyla ilgili vurguyu hatırlattığımda ise her şey daha da netleşiyor: -Ben de başka ülkelere ‘yabancı’ olarak gittim. Oralarda işçi oldum, iş kurdum. Çok büyük başarılara imza attım, atıyorum. Bu yüzden biliyorum ve diyorum ki: Bir ülkeye bir yabancının gelmesi tehlike değildir. Yeter ki ya parasıyla gelip yatırım yapsın ya da hayallerini gerçekleştirmek için projeler geliştirsin, uygulama imkanları arasın, bulsun. Yaptığım değerlendirmelere bir ‘ırkçılık’ ya da ‘milliyetçilik’ yaklaşımı gibi değil, Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunlara gerçekçi çözüm önerileri olarak bakılmalı…   Sosyal menfaat…   Fesih Zeki Mert’in, “Benim Türkiye’de yaptığım yatırımlardaki anlayışım halkımızın hayrına olan sosyal menfaate yöneliktir” sözleri, ayağı havada kalan değil yere basan bir tavrın gereği. Diyor ki: -Bu yüzden, inşa ettiğimiz binadan 20 daire satın almak isteyen birine satış yapmadım. Kimseye böyle satış yapmam. Alacaksa bir tane alacak. Her şey para değildir. Bu fedakar halkı düşünmek hepimizin asli görevidir… Anlayan, anlamayan Halkı düşünme adına daha ne desin, daha ne yapsın? Demek istediğimi atalar demiş: Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!
Ekleme Tarihi: 13 Eylül 2022 - Salı

Sakıp Sabancı ve ülkedeki yabancı!

Rahmetli Sakıp Sabancı, ekonominin gerçeklerini yaşayarak öğrenmiş, yapılması gerekenleri piyasa koşullarıyla bellemiş ve uygulamış biriydi…

Merhum; klasik ‘burjuva’ tanımından uzak ve fakat ‘komprador’ çemberini kendince çevirerek, yüzyıldır yaratılmak istenen ‘milli burjuvazi’ tanımının içine dalmayı başarmıştı!

Sabancı, meselelere ‘yabancı’ değildi!

O yüzden, “Bak gardaşııım…” diye başlayan söylemleri, sempatik yüzüne bir ciddiyet katar, bu ciddiyet sözünü daha bir dikkatle dinletirdi…

Çünkü merhum Sabancı’nın işi/gücü yatırımdı. Sıradan bir insan yatırımın önemini bilmeyebilir ama bir iş insanı bu önemden kendisini kurtaramaz! Mümkünü yoktur bunun…

Sabancı ile yabancı

Yatırımlarıyla merhum Sabancı’yı, ‘ev alarak vatandaş olmak isteyen’ yabancıyı (kıyas olmasa bile) Türkiye gerçekleri ile yan yana getirmeye çalışacağım bu yazının ilham kaynağı bir başka iş insanı Fesih Zeki Mert oldu.

Çünkü Zeki Bey, konut üretimine hız ve kalite getirme konusunda kararlı olmanın ötesinde uygulayıcı konumda.

İstanbul’da 1.000 konutluk proje ile Bingöl’de 140 dairelik bir başka projenin kısa süre içinde, yani bu yıl bitmeden tamamlanacak olması bunun kanıtı.

Zeki Beyin işi konut yapmak ve satmak ama diyor ki:

-Ben, vatandaş olmak isteyen yabancıya konut satmam!

Neden diye sorduğumda gerekçesini anlatıyor:

-Yabancıların sadece vatandaş olmak için konut alması, insanlarımızı perişan ediyor. Ev fiyatları fahiş fiyatlara fırlıyor, kiralar akıl almaz boyutlara ulaşıyor…

Konunun bir de, “Yabancıların konut sahibi olmak istemesi bir yönüyle mikro / bölgesel diğer yönüyle küresel bir saldırıdır” boyutu var ki; dövize, demografiye, enflasyona ve sair alanlara etkisiyle bu ayrı bir yazı konusudur.

Farklı yabancılar

“Hiçbir yabancıya konut satmaz mısınız” dediğimde ise, “Türkiye’de yaşayan, yaşamak zorunda olan; yani; vatandaş olmak için değil barınmak için konut almak isteyenlere satış yapıyoruz elbette” cevabını veriyor.

Vatandaş olmak için konut satışına karşı çıkarken dile getirdiği;

-Yabancının dolarına köle olmamak gerekir…

-Kimsenin günahkarı değiliz…

-Bir bedel ödemek zorunda kalmamalıyız…

Şeklindeki değerlendirmeler de üzerinde düşünülesi türden…

‘Yabancı’laşma!

Değerlendirmelerindeki ‘yabancı’ kavramına bakışıyla ilgili vurguyu hatırlattığımda ise her şey daha da netleşiyor:

-Ben de başka ülkelere ‘yabancı’ olarak gittim. Oralarda işçi oldum, iş kurdum. Çok büyük başarılara imza attım, atıyorum. Bu yüzden biliyorum ve diyorum ki: Bir ülkeye bir yabancının gelmesi tehlike değildir. Yeter ki ya parasıyla gelip yatırım yapsın ya da hayallerini gerçekleştirmek için projeler geliştirsin, uygulama imkanları arasın, bulsun. Yaptığım değerlendirmelere bir ‘ırkçılık’ ya da ‘milliyetçilik’ yaklaşımı gibi değil, Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunlara gerçekçi çözüm önerileri olarak bakılmalı…

 

Sosyal menfaat…

 

Fesih Zeki Mert’in, “Benim Türkiye’de yaptığım yatırımlardaki anlayışım halkımızın hayrına olan sosyal menfaate yöneliktir” sözleri, ayağı havada kalan değil yere basan bir tavrın gereği.

Diyor ki:

-Bu yüzden, inşa ettiğimiz binadan 20 daire satın almak isteyen birine satış yapmadım. Kimseye böyle satış yapmam. Alacaksa bir tane alacak. Her şey para değildir. Bu fedakar halkı düşünmek hepimizin asli görevidir…

Anlayan, anlamayan

Halkı düşünme adına daha ne desin, daha ne yapsın?

Demek istediğimi atalar demiş:

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.