Son yıllarda ‘yapay zeka’ ve ‘dijital dönüşüm’ ya da ‘endüstri 4.0’; hatta; yeni rakamlarla, formüllerle ifade edilen gelişmeler dikkat çekiyor. Bu yolla çalışma hayatımıza, gündelik yaşamımıza dahil olan robotlar insanların hayatını kolaylaştırıyor gibi görünse de bir insan ve emek düşmanlığı da söz konusu!
Çünkü alın teri dökmüyorlar, bakacak bir aileleri, gerçekleştirmek istedikleri hayalleri yok! ‘Doğdukları’ anda iş buluyorlar! 7/24 çalışıyorlar, üretiyorlar. Zam, sosyal hak, sendika da istemiyorlar! Yani sahiplerini zengin, daha da zengin yapmak için kurgulanmış metal yığınları ayrılmaz parçamız oldu! Ruhsuzlar! En yüce değer olan ‘emek’, onlar için hiç durmadan yerine getirilmesi gereken bir ‘görev’. Öyle kurgulanmışlar…
Dr. Osman Yıldız’ın değerlendirmesi
Uzun zamandır değinmek istediğim bir konuydu bu.
HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Dr. Osman Yıldız’ın, 6 Ekim 2022 tarihinde ITUC PERC Gençlik Komitesi tarafından düzenlenen, “Dijitalleşme Çağında Genç İstihdamı’nın Dönüşümü” temalı konferansta yaptığı konuşma, yazmayı düşündüğüm gelişmelerin merkezine emekçileri özellikle de gençleri oturmamı sağladı.
Dr. Osman Yıldız; HAK-İŞ Gençlik Komitesi Başkanı Av. Hamdi Abdullah Koçoğlu, delege ve Başkan Yardımcısı adayı olarak Hizmet-İş Sendikası Uluslararası İlişkiler Uzmanı Burhan Yıldız ve Hizmet-İş Sendikası Uluslararası İlişkiler Uzman Yardımcısı Fatma Zehra Shab’ın da gözlemci olarak katıldığı etkinlikte, ‘küreselleşme’ ve ‘dijital dönüşüm’ konularının önemini hatırlattıktan sonra, ‘kadın’ ve ‘gençlik’ ile ilgili HAK-İŞ’in yaptığı başarılı işleri, uygulamaları ve Genel Başkan Mahmut Arslan’ın bu konulara hassasiyetini aktardı.
“HAK-İŞ adeta genç arkadaşlarımız için bir okul, bir aile, promosyon, kariyer kuruluşu olarak görev yapmaktadır.” sözleri bunun en çarpıcı kanıtı.
Bu yazının konusu gereği, Dr. Osman Yıldız’ın, “Önemli olan gençlerin yetkin, kendine yeterli ve özgüvenli; kendini her koşulda ifade edecek şekilde yetiştirmeleridir.” sözlerini, hem sendikal hareket hem de çalışma hayatının ‘emek’ yanıyla değerlendirmek istiyorum.
Gençlik geleceğimizdir…
Her işte geleceğimiz gençlerdir.
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti gençlere emanet etmesi sıradan bir ‘görevlendirme’ değildir!
O da biliyordu ki, naçiz vücudu bir gün toprak olacak ama kurduğu Cumhuriyet gençler sayesinde ilelebet yaşayacak…
Üretim ve istihdamda olduğu gibi sendikal hareketin geleceği de gençlerin omuzlarında yükselecek.
Bu noktada düşünülmesi gereken birinci husus şu: Geleceğin dünyasında vasıfsız insana, niteliksiz emeğe yer yok. Hatta onlar, ‘atıl’ olarak görülecek. Gelişmelere bakılırsa bu da çok uzun bir zaman almayacak…
KOBİ’lerde dijital dönüşüm
İstihdam ve üretim üssü KOBİ’lerden on binlerce hatta yüz binlerce işçi çalıştıran işletmelere kadar herkes ‘dijital dönüşüm’ peşinde. Dünyada bu konuda çok ilerilere giden ülkeler, markalar var.
Bilişim Sanayicileri Derneği TÜBİSAD’ın hazırladığı “Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2021 Raporu”, ülkemizin dijitalleşme notunun bir önceki yıla göre 3,03’ten 3,24’e yükseldiğini gösteriyor. ‘Az’ gibi görünen bu oran, ivme kazanacak bir süreç ile bambaşka noktalara varacaktır.
Türkiye’de gerek sanayi gerekse hizmet sektöründe faaliyet gösteren 7 bin büyük şirket var. KOBİ’lerin sayısı ise 3,2 milyonu buluyor.
KOBİ deyip geçmeyin! Türkiye’de sanayi ve hizmet sektörlerindeki girişimlerin yaklaşık yüzde 99,8’i KOBİ’lerden oluşurken, toplam istihdamın yüzde 72’si ve toplam cironun yaklaşık yüzde 50’si de bu işletmelerde.
İşte bu KOBİ’lerin yüzde 85’i temel dijitalleşme sürecini tamamlamış durumda.
Bu hızlı artışın en büyük etkeni hatta etmeni virüs salgını ve bu yüzden getirilen yasaklamalar, kısıtlamalardır.
İşverenler işini virüs bulaşan insana değil, bir yazılıma, bir yapay zekaya, bir robota yaptırmak istiyor!
Robotlar ve cobotlar…
Bu alandaki teknoloji öylesine gelişti ve gelişiyor ki, 1999’da ortaya çıkan ‘Cobot’ söylemi, iş birliği ve robot kelimelerinin birleşmesinden oluşurken, robottan farkı, insanlarla etkileşim içinde olması.
Bu çerçevedeki tanımı şöyle: Cobot veya kolaboratif robotlar, ortak çalışma alanında insanlarla etkileşime girerek güvenli bir şekilde çalışmayı sağlayan robotlar.
Son zamanlarda medyaya yansıyan “İşçi robotlar geliyor” türü haberler, tüm bu gelişmeler ‘emek’ üzerindeki baskının ne kadar artacağını gösteriyor.
Demek istediğim şey söz konusu haberlerde net biçimde yer alıyor. Buna göre: Robot teknolojileri üzerindeki çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Son dönemde birçok firma daha önce hiç olmadığı kadar insansı robotlar üzerine odaklandı. Hatta Elon Musk, insansı robot örneği Tesla Optimus’un tanıtımını yaptı. Bu tanıtımda otomobil fabrikasında çalışan robotların gösterilmesi, akıllara ‘robot işçi’ kavramını getirdi.
İşçi de zincir de kalmayacak!
Geçen yüzyıla damgasını vuran, “Dünyanın bütün işçileri birleşin” ya da “Zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok” söylemleri vardı. Robotik gelişmeler sonunda birleşecek ‘işçi’ ve kaybedilecek ‘zincir’ kalmayacak gibi!
Konuyu farklı yönleriyle değerlendirmeye devam edeceğim…