“On dört yaşımdayken karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığımda beni zindana attılar ve orada tam 6 ay bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur.”
Sefalet, Arapça kökenlidir. Sufâla “Aşağı veya aşağıda olma, aşağılık olma sözcüğünden alıntıdır. Sefil de aynı kökten gelir. “Hor, alçak, aşağı tabakadan” sözcüğünden alıntıdır. TDK Türkçe Sözlük’te sefil kelimesi; sefalet çeken, yoksul, alçak, alçak bir biçimde diye tanımlanmış.
Sefalet, insanlık tarihinin evrensel kederinin adı. Bu sefaletin destanı Victor Hugo tarafından 17 yılda yazıldı ve “Les Misérables” adıyla 1862’de Paris’te yayımlandı.
Dünya edebiyatının başyapıtlarından kabul edilen ve günümüzde de çok okunan “Les Misérables” Türkçeye ilk kez, Paris’te yayımlanmasından iki ay sonra Hikâye-i Mağdûrin adıyla kısaltılarak çevrildi. Münif Paşa tarafından kısaltılarak çevrilen eser, Ruznâme-i Ceride-i Havadis gazetesinde yayımlandı. Eser daha sonra Şemsettin Sami’nin başlayıp Hasan Bedrettin’in tamamladığı tam çeviri ile II. Meşrutiyet’ten sonra basıldı. Bu kez eserin adı Sefiller’di ve Türkçede bundan sonra Sefiller olarak kabul gördü.
Victor Hugo, Sefiller’de yaşadığı dönemi en ince ayrıntısına kadar kaleme aldı. Yasa ve merhametin doğasının incelendiği roman Fransız ihtilali, Paris'in mimarisi ve kentsel tasarımı, siyaset, ahlâk felsefesi, antimonarşizm, adalet, din, ailevi ve romantik sevginin türleri ve doğası gibi konuları ele alır. Roman sadece Fransa’da değil, dünya çapında büyük başarı yakaladı. Dünyanın en iyi 5 romanından biri kabul edildi.
Yazımın ilk paragrafı Sefiller’den alıntıdır. Sefiller’de altı çizilen bazı cümleleri paylaşmak isterim.
“Kalabalıklar daima tehlikelidir. İçlerinde mutlaka ruhlarını satan alçaklar bulunur.”
“Bazı insanların yüzüne bakmak, onlardan kuşkulanmak için yeterlidir.”
“Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç.”
“Zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner.”
Düşünce zihnin, hayal hazzın ürünüdür. Düşüncenin yerine hayali koymak yemeğe zehir katmaya benzer.
”Umutsuzluğa kapılan yanılır. İlerlemenin uyanışı kaçınılmazdır ve netice itibarıyla büyüdüğü için uyurken bile yürüdüğü söylenebilir. Yeniden ayağa kalktığında boyunun uzadığı görülür. Nehirler gibi ilerlemenin de daima sakin olduğu söylenemez. Önüne engel koymayın, içine kaya fırlatmayın; engel suyu köpürtür, insanlığı kızıştırır. Çatışmalar bundan kaynaklanır…”
Hugo romanın sonlarına doğru eserin geniş kapsamlı yapısına açıklama getirir:
“Şu anda okuyucunun eli altında bulunan kitap, eksikleri, üstün veya zayıf tarafları ne olursa olsun, bir baştan bir başa bütünü de, teferruatlarında kötülükten iyiliğe, adaletsizlikten adalete, sahtelikten hakikate, geceden gündüze, ihtirastan vicdana, çürümüşlükten hayata, canavarlıktan vazifeye, cehennemden cennete, hiçlikten Tanrıya doğru bir yürüyüştür. Çıkış noktası madde, vardığı nokta ruhtur. Başlangıçta canavar, neticede melektir.”
Dünya Sefalet Endeksi
Victor Hugo’nun romanı 19. Yüzyıl Fransa’sına derinden bakıştır. Dünya Sefalet Endeksi ise, 21. Yüzyıl Türkiye’sinin enflasyon, işsizlik ve faiz röntgenini önümüze koyan veriler bütünüdür.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sunumu gerçekleştirilen “Türkiye Yüzyılı” vizyonunun rüzgârı eserken Dünya Sefalet Endeksi açıklandı.
Gazetelerde yer alan endekse göre, Türkiye 93.3 puanla en yakın takipçisi 89.9 puandaki Arjantin’e fark atarak Sefalet Endeksi’nde birinci oldu.
156 ülkenin yer aldığı endeks sıralamasında üçüncülüğü 41.4 puan ile Güney Afrika alırken onu 23.8 puanla Macaristan, 22.2 puanla Polonya, 17.5 puanla Rusya takip etti.
Dünya Sefalet Endeksi’nde Türkiye 2021 Aralık ayında 156 ülke içinde 21. sırada, Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer almıştı.
Sefalet Endeksi bir ekonominin durumunu ve uygulanan ekonomik politikaların başarısını ölçmekte kullanılan bir endeks. Ülkedeki yıllık enflasyon ve işsizlik oranlarının toplanması ile yıllık sefalet endeksi rakamlarına ulaşılıyor.
İktisatçı yazar ve akademisyen Mahfi Eğilmez, ‘Kendime Yazılar’ bloğunda 22 Ağustos 2022’de “Sefalet Endeksinde Son Durum” başlıklı yazısında bu konuya dikkati çekmiş ve ön tanı koymuştu.
Eğilmez, bazı verilerden hareketle öngörüde bulunmuş, Türkiye’nin sefalet endeksi liginde en üst sıralara taşındığını vurgulamıştı. Eğilmez yazısını, “Bu durumda Türkiye bir süre daha yüksek sefalet endeksiyle yaşamaya devam edecek gibi duruyor.” diye bitirmişti.
Dünya Sefalet Endeksi’ndeki yerimiz başımızı öne eğdirdi, pek az kalan keyfimizi de kaçırdı.
Sefiller’den bir alıntıyla veda edelim:
“Ucuz olan ne kaldı ki? Her şey ateş pahası. Ucuz olan tek şey dünyanın kahrı; dünyanın kahrını çekmek bedava!”
Günün şarkısı Cem Karaca’dan gelsin:
“Hep kahır hep kahır hep kahır hep kahır
Bıktım be!”