Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müdürlüğü, “80. Kuruluş Yıl Dönümü”nü kutlama etkinlikleri çerçevesinde Genel Müdür Sayın Nihat Alkaş’ın ev sahipliğinde, Hizmet İyileştirme ve Kurumsal Gelişim Dairesi Başkanı Ayten Gök hanımefendinin organizasyonu ile gerçekleştirilen “Basının Gözünden EGO” sohbetinin konuşmacılarındandım.
Moderatörlüğünü Hürriyet Ankara’dan Murat Yılmaz dostumuzun yaptığı sohbete tat katan diğer dostlar Anadolu Ajansı’ndan Ömer Olcay ile Dünya Gazetesi’nden (Nasıl Bir Ekonomi) Mehmet Kaya idi…
O güzel ortamda, ABB’nin bir büyük projesine, oluşturulmaya başlanan Hacıkadın Şehir Ormanı’na dikkat çekmiş, proje alanının 50 yıl öncesine dair anılarımı anlattıktan sonra, EGO’nun buraya sefer düzenlemesinin önemine vurgu yapmıştım.
Projeyle ilgili kardeş yayınımız Haber Heybesi’nde yayımlanacak olan, “Dünde saklı orası; Hacıkadın Deresi” başlıklı yazımdan söz etmiştim.
İŞTE O YAZI…
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin servis ettiği ve okuyucularımıza internet sitemizden ulaştırdığımız “Hacıkadın Şehir Ormanı Ankaralılarla Buluşuyor” (23.10.2022) başlıklı haberi okuyunca 50 yıl önceye gittim!
Ankara Büyükşehir Belediyesi, 148 hektarlık bir alana kurulu olan “Hacıkadın Şehir Ormanı”nı Başkentlilerle buluşturmaya hazırlanıyor olabilir ama oranın dününü en iyi bilen birkaç kişiden biri bendeniz olmalı!
Değişik vesilelerle yazdım, bazı Keçiören belediye başkanlarını şaşırtan televizyon sohbetlerinde bulundum ama bu haberin zihnimde, ruhumda yaşattıkları farklı oldu.
Anlaşılan, söz konusu orman tamamlandığında, her yaş ve cinsiyette insanın ihtiyaç duyduğu eğlenceye, dinlenceye imkan veren bir tesisler bütünü çıkacak ortaya.
Benim için önemli!
Bendenizi etkileyen şey şu:
Dün, suyun yeşerttiği bir patikaya sahip, kanyonun zirvesinden başlayıp geniş bir alana yayılan ve üzerinde tek tük Ankara armudu ağaçları bulunan araziyle çevrili Hacıkadın Deresi, bugün bir şehir ormanına dönüştürülüyor.
Bu ayrıntılar sizler için ‘sıradan’ olabilir ama bendenizi dünde bir yolculuğa çıkardı…
O zamanlar…
Ankara’nın Başkent olma özelliğine yakışmayan bir sefalet içindeki Keçiören’in Ufuktepe ve havalisinde yer alan gecekonducular insani koşullardan uzaktı.
İki elin parmaklarını geçmeyecek veletler olarak akşam karanlığına kadar dolaşırdık. Yürümenin, ayakta durmanın zor olduğu yamaçlardan aşağı doğru baktığımızda göz alabildiğine uzanan boşluğun içine serpiştirilmiş yazlık konaklar bize esrarengiz görünür; bayramlarda el öpmeye gittiğimizde tabak içinde uzatılan şeker ve bozuk paralardan payımızı alınca müthiş keyiflenirdik.
Her yer bizimdi sanki! Agaçlara, bağlara, bahçelere dalar, meyve/sebze yolardık! Bir de uzaklığına aldırış etmeden Hacıkadın Deresi’ne gider, çimerdik…
Amerikan filmlerindeki derin kanyonları andıran yarıkların dibindeki suda kurbağa, balık avlar kanyonun zirvelerindeki kartal yuvalarına çıkardık.
50 yıl önce bu gizemli arazide tek bir kulübe vardı. Uzun, yeşil otların arasında yer alan bu yapıda kim yaşıyor bilmiyorduk ama ıssız/sessiz ve de ürkütücü bu ortamda o kulübenin varlığı güven veriyordu bize.
Biz gidiyoruz, o…
Hacıkadın Deresini birlikte sayısız kereler ziyaret ettiğimiz arkadaşlar Türkiye’nin, dünyanın dört bir yanına dağıldı. İçlerinde ölenler bile oldu ama sözünü ettiğim habere göz atınca gördüm ki çocukluğumuzun neşeli günlerine sahne olan, Ankara’nın gerçek doğa harikası mekanlarından Hacıkadın Deresi, geleceğe bambaşka bir çehre ile miras kalacak…
Keçiören’de 1 milyon 480 bin metrekare bir alana sahip olan ve ABB tarafından 25 yıllığına kiralanan “Hacıkadın Şehir Ormanı”yla ilgili Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin medyaya servis ettiği haberde o kadar çok ayrıntı var ki, anlaşılan ortaya güzel bir yaşam alanı çıkacak.
Ziyaret şart oldu
Vay arkadaş! Şu işe bakın! Bir zamanlar balıkların, kurbağaların, yengeçlerin, yılanların, kartalların mekanı olan Hacıkadın Deresi, eğlencenin binbir türüne ev sahipliği yapacak gizemli bir dünyaya dönüşüyor…
Bitsin de ziyaret edelim…