“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” derler ama toplum olarak her şeyi o kadar çabuk unutuyoruz ki; yaşadığımız bir olumsuzluk hatta büyük acılara bulandığımız depremleri bile kısa süre içinde unutup rant peşinde koşanların tuzağına düşüyoruz…
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin yarattığı can kayıpları, yıkım, korku, çaresizlik bunun en büyük kanıtı oldu.
Bundan sonrası için umutsuzluk girdabına girip çırpınmak değil, bilimin sunduğu umut yolunda ilerlemek gerekiyor…
Yaşadığımız felaketi özellikle organize sanayi bölgelerinin önemi açısından değerlendirmek istiyorum.
YAŞANAN YIKIMLARA RAĞMEN
Öncelikle Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu OSBÜK’ün Başkanı Memiş Kütükçü’nün depremin üçüncü günü verdiği şu bilgiyi paylaşmak isterim:
-Depremde 2 OSB’de 11 fabrika yıkıldı…
Bunun yanında depremin vurduğu kentlerdeki sanayicilerin mesajı da medyada şu şekilde yer aldı:
-Bazı fabrikalar yıkıldı, bazı OSB’lerde ise sadece birkaç duvar çatladı ama tüm bölge ağır yaralı…
Böyle bir ortamda bile OSB’ler devletin, milletin, toplumun, bireyin umudu durumunda. Çünkü OSB’lerde adeta bir yaşam malzemesi seferberliği yaşanıyor; depremzedeler için 7/24 mesai yapılıyor.
Bazı organize sanayi bölgeleri, üretim hatlarını afetzedelere barınma için tahsis ederken pek çoğu da konteyner ve çadır imalatıyla deprem bölgesindeki insanlara yaşam alanı oluşturmaya çalışıyor.
Yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen depremlerin yaralarını sarmak için harekete geçen OSB’ler gıda, kışlık giysi, battaniye, ısıtıcı ve hijyen maddeleri başta olmak üzere pek çok yaşamsal ürünün bölgeye ulaşmasını sağlıyor…
MANŞETİMİZDEKİ YAZI VE…
Bunlar bölge insanın yaralarını sarmak, umudunu arttırmak, hayata tutunmasını sağlamak açısından çök önemli.
Sonrası için önemli olan ise, gazetemizin manşetine taşıdığımız, İç Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri (İÇASİFED) Genel Başkanı Ahmet Kurt’un yazısında vurguladığı gibi, depremle yıkılan bölge ekonomisinin ayağa kaldırılmasında Ankara’daki OSB’lerin üstleneceği roldür.
Cumhuriyet şehri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara’ya yakışan da budur…