Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Osman Köksal’ın hiçbir işi ‘boş’ değildi; bilgiler belge oldu

Bazı insanlar öyledir; yaptığı hiçbir şey boş ya da boşuna değildir. Merhum Osman Köksal ağabey de öyleydi… 31 Temmuz 2000 tarihli, “Yılmaz Göksoy’dan yetkililere çağrı: Yozgat bağları kurtarılmalıdır” başlıklı haberime vesile olan yaşanmışlık da öyleymiş! ‘miş’ dememin sebebi, haberi yaparken gazetecilik heyecanı içindeydim ama bugün bu haberlere bakınca görüyorum ki, Osman Köksal ağabey tarihe not düşmemi sağlamış… Bürosunda sohbet ederken araç gönderip aldırdığı ve benimle birlikte Gökçekışla’ya gönderdiği araştırmalarıyla meşhur emekli öğretmen ve eski il Milli Eğitim Müdürü Yılmaz Göksoy’un anlattıkları bugün bile geçerli olan değerlendirmelere ve çağrılara haizdir. Tamam, Yılmaz Göksoy hocamız Yozgat’ın sorunları hakkında, havaalanı, üniversite ve hızlı tren konuları üzerine de sözler etti ama Yozgat’ın bağlarıyla ilgili söyledikleri çok çarpıcıydı. Bugün bakımsızlıktan ‘dağ’ halini almış olan alanlar, komşu köye kadar uzanan birbirinden farklı ve lezzetli üzümlerin yetiştiği bağlarla doluydu. Ben çocukluğumdan hatırlıyorum ama bunu en iyi bilenlerden biri de Osman Köksal ağabeydi…   Yozgat ve Gökçekışla bağları   Yılmaz Göksoy hocamın anlattıklarının haberime yansımış halini hem hocamızın hem de Osman ağabeyin aziz hatırası adına özetliyorum: - Yozgat bağlarının kurtarılması gerekir ve bu zor değildir. Bakım yapıldığı takdirde bağlar birkaç yıl içinde ürün veremeye başlar… - (2000 yılında) Kısa süre öncesine kadar 600 civarındaki köyden 400’ünde bağcılık yapılıyordu… - Yoğun göç, kırağı, pekmez ve diğer mamuller için malzeme sıkıntısı yüzünden cazibe kayboldu… - Konya Hadim, Gaziantep ve Tokat Zile’de bağcılığı teşvik edici uygulamalar sonuç verdi. Bu Yozgat’ta da tatbik edilebilir.   Bilinmesi gereken ilkler   Yılmaz Göksoy hocamızla ilgili Yozgat Gazetesindeki (10.08.2019) yazımın “Bir de İlkler Var...” ara başlığının altındaki bilgileri meraklıları için hatırlatmak istiyorum: -Köyün ilk lise mezunu abisi... -Köyün ilk öğretmeni de abisi Hüseyin Göksoy. Üç gün Gökçekışla üç gün Türkmen Araplısı’nda ders veriyormuş. -Gökçekışla’da okul olarak kullanılan ilk yer ise dedesine ait bir oda... -Gökçekışla’da 1914’te savaş yıllarında inşa edilen cami, 1933’te yörenin ilk çatılı camisi haline getirilmiş... Bu Cami ‘Hüccetli’ imiş. Yani çevre köylüler de Cuma ve Bayram Namazları için burada toplanır ve padişah fermanları bu camilerde okunurmuş... Cami’nin ustası da Yozgat’ın Mimar Sinan’ı diye anılan Sabit Usta. Sabit Usta’nın pek çok eseri bulunmasına rağmen şimdi ayakta kalan tek eseri bu cami imiş. Diğerleri çeşitli sebeplerle yok edilmiş. Ayakta kalan bu esere sahip çıkılmasını istiyor Yılmaz Göksoy. Köylüler askere alınacağı için alelacele yapılmış bu cami. Ardından da seferberlik başlamış. Seferberliğe köyden 87 kişi gitmiş ve hepsi de şehit olmuş. -Köye ilk yakalı gömleği Trablus’tan Rıza Bey getirmiş... -Eskinin Bağdat Yolu, şimdinin Atatürk Yolu, Yavuz Sultan Selim’den sonra ilk defa Padişah Abdülhamit tarafından bakımı yaptırılarak modern bir hale getirilmiş... -1961’de Yozgat köylerinin ilk çatılı devlet okulu da Gökçekışla’da yapılmış. ABD-UNICEF yardımıyla yapılan 16 uygulama bahçesi bulunuyormuş. Şimdi bu okul da yok... Yozgat’ın büyük bir bölümünün Kuvayı Milliye taraftarı olduğunu ve bu alanda büyük kahramanlıklar gösterdiğini de anlatan Yılmaz Göksoy, dedeleri gibi daha birçok kişinin bu kahramanlıklarından ve sağladığı katkılardan dolayı ödüllendirildiğini söylüyor.   Mekanları cennet olsun   Çok önemsediğim bu bilgilerin bugün bir belgeye dönüşmesinin sebebi, Osman Köksal ağabeyin vesile olduğu buluşma ve Yılmaz Göksoy hocamızın anlattıklarıdır. Ruhları şad, mekanları cennet olsun…
Ekleme Tarihi: 26 Mart 2023 - Pazar

Osman Köksal’ın hiçbir işi ‘boş’ değildi; bilgiler belge oldu

Bazı insanlar öyledir; yaptığı hiçbir şey boş ya da boşuna değildir. Merhum Osman Köksal ağabey de öyleydi…

31 Temmuz 2000 tarihli, “Yılmaz Göksoy’dan yetkililere çağrı: Yozgat bağları kurtarılmalıdır” başlıklı haberime vesile olan yaşanmışlık da öyleymiş!

‘miş’ dememin sebebi, haberi yaparken gazetecilik heyecanı içindeydim ama bugün bu haberlere bakınca görüyorum ki, Osman Köksal ağabey tarihe not düşmemi sağlamış…

Bürosunda sohbet ederken araç gönderip aldırdığı ve benimle birlikte Gökçekışla’ya gönderdiği araştırmalarıyla meşhur emekli öğretmen ve eski il Milli Eğitim Müdürü Yılmaz Göksoy’un anlattıkları bugün bile geçerli olan değerlendirmelere ve çağrılara haizdir.

Tamam, Yılmaz Göksoy hocamız Yozgat’ın sorunları hakkında, havaalanı, üniversite ve hızlı tren konuları üzerine de sözler etti ama Yozgat’ın bağlarıyla ilgili söyledikleri çok çarpıcıydı. Bugün bakımsızlıktan ‘dağ’ halini almış olan alanlar, komşu köye kadar uzanan birbirinden farklı ve lezzetli üzümlerin yetiştiği bağlarla doluydu. Ben çocukluğumdan hatırlıyorum ama bunu en iyi bilenlerden biri de Osman Köksal ağabeydi…

 

Yozgat ve Gökçekışla bağları

 

Yılmaz Göksoy hocamın anlattıklarının haberime yansımış halini hem hocamızın hem de Osman ağabeyin aziz hatırası adına özetliyorum:

- Yozgat bağlarının kurtarılması gerekir ve bu zor değildir. Bakım yapıldığı takdirde bağlar birkaç yıl içinde ürün veremeye başlar…

- (2000 yılında) Kısa süre öncesine kadar 600 civarındaki köyden 400’ünde bağcılık yapılıyordu…

- Yoğun göç, kırağı, pekmez ve diğer mamuller için malzeme sıkıntısı yüzünden cazibe kayboldu…

- Konya Hadim, Gaziantep ve Tokat Zile’de bağcılığı teşvik edici uygulamalar sonuç verdi. Bu Yozgat’ta da tatbik edilebilir.

 

Bilinmesi gereken ilkler

 

Yılmaz Göksoy hocamızla ilgili Yozgat Gazetesindeki (10.08.2019) yazımın “Bir de İlkler Var...” ara başlığının altındaki bilgileri meraklıları için hatırlatmak istiyorum:

-Köyün ilk lise mezunu abisi...

-Köyün ilk öğretmeni de abisi Hüseyin Göksoy. Üç gün Gökçekışla üç gün Türkmen Araplısı’nda ders veriyormuş.

-Gökçekışla’da okul olarak kullanılan ilk yer ise dedesine ait bir oda...

-Gökçekışla’da 1914’te savaş yıllarında inşa edilen cami, 1933’te yörenin ilk çatılı camisi haline getirilmiş... Bu Cami ‘Hüccetli’ imiş. Yani çevre köylüler de Cuma ve Bayram Namazları için burada toplanır ve padişah fermanları bu camilerde okunurmuş... Cami’nin ustası da Yozgat’ın Mimar Sinan’ı diye anılan Sabit Usta. Sabit Usta’nın pek çok eseri bulunmasına rağmen şimdi ayakta kalan tek eseri bu cami imiş. Diğerleri çeşitli sebeplerle yok edilmiş. Ayakta kalan bu esere sahip çıkılmasını istiyor Yılmaz Göksoy. Köylüler askere alınacağı için alelacele yapılmış bu cami. Ardından da seferberlik başlamış. Seferberliğe köyden 87 kişi gitmiş ve hepsi de şehit olmuş.

-Köye ilk yakalı gömleği Trablus’tan Rıza Bey getirmiş...

-Eskinin Bağdat Yolu, şimdinin Atatürk Yolu, Yavuz Sultan Selim’den sonra ilk defa Padişah Abdülhamit tarafından bakımı yaptırılarak modern bir hale getirilmiş...

-1961’de Yozgat köylerinin ilk çatılı devlet okulu da Gökçekışla’da yapılmış. ABD-UNICEF yardımıyla yapılan 16 uygulama bahçesi bulunuyormuş. Şimdi bu okul da yok...

Yozgat’ın büyük bir bölümünün Kuvayı Milliye taraftarı olduğunu ve bu alanda büyük kahramanlıklar gösterdiğini de anlatan Yılmaz Göksoy, dedeleri gibi daha birçok kişinin bu kahramanlıklarından ve sağladığı katkılardan dolayı ödüllendirildiğini söylüyor.

 

Mekanları cennet olsun

 

Çok önemsediğim bu bilgilerin bugün bir belgeye dönüşmesinin sebebi, Osman Köksal ağabeyin vesile olduğu buluşma ve Yılmaz Göksoy hocamızın anlattıklarıdır.

Ruhları şad, mekanları cennet olsun…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.