Büyük krizlerle boğuştuğumuz 2001 yılındaki gelişmeler, 20 yılı aşkın devam edecek AK Parti iktidarının kapılarını aralıyormuş da haberimiz yokmuş! Zaten o tarihte ortada AK Parti diye bir parti de yoktu! Böyle bir ortamda, meslektaşlarımın neredeyse üçte ikisi işsiz kalmışken, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” dolayısıyla yazdığım bir yazının başına şu dörtlüğü döktürmüşüm:
Yasamız var kağıtta
Tasamız var ağıtta
Ört ki ölem arkadaş
Bize yer yok hayatta
Böylesine arabesk bir bıkkınlık, yılgınlık içindeyken mesleği hakkını vererek yürütmek mümkün değildi elbette…
GAZETECİ BAŞBAKAN VE…
Bülent Ecevit Başbakanken ve de ortalık yangın yeriyken kaleme aldığım, “Gazeteci Başbakan'ın ülkesindeki / Gazeteciler mezarlığı!” başlıklı yazımdan bir cümle hatırlatıp bugüne gelmek istiyorum:
“Bende bir zamanlar gazeteciydim diyen bir başbakana sahip olan ve 3 ay içinde 4 bin gazetecisi işsiz kalmış bir başka ülke var mıdır bilmiyorum ama ülkemiz şu anda maalesef bu acı gerçeği yaşıyor.”
22 YIL SONRA KÜTAHYA…
O karanlık günlerden bugünlere ışınlanınca, Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla, Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından düzenlenen “Medya Kültür Sanat ve Turizm Buluşmaları” için Kütahya’da buldum kendimi…
Kütahya Belediye Başkanı Prof. Dr. Alim Işık’ın anlattıkları, daha yaşanır bir şehrin müjdecisiydi elbette ama KSMD Başkanı İbrahim Gökdemir’in projeye yüklediği ‘tanıtma’ misyonunu üstlenen gazetecilere de büyük görevler düşüyordu…
HOŞ BİR SOHBET ORTAMI
Ömrümü adadığım mesleğin geleceği olan genç arkadaşların heyecanı ve ilgisi görülmeye değerdi.
Yazının girişinde hatırlattığım ortamdan bugüne yaşadıklarım zihnimden film şeridi gibi akıp giderken, genç gazeteciler Esra Doğan, Kardelen Uçak ve Cansel Yıldız ile sohbetteydik…
Biri, hayatın önüne çıkardığı engelleri dozer gibi ezip geçmiş; diğeri, hayallerini gerçekleştirmek için coşku denizine dalmış, öteki, bu işte ben de varım kararlılığıyla ant içmiş gibiydi…
Hayata ve mesleğe ilişkin çok şey konuştuk…
Kanaatim odur ki: Kütahya büyük doping olmuş meslektaşlarıma…
Gezi boyunca şehrin altını üstüne getirmeleri, fotoğraf çekip notlar almaları bunun kanıtıydı…
Hatta Ankara’ya döndükten sonra Kardelen Uçak’ın ‘word’ desteği, popüler deyimle, notlarımla helalleşmemi sağladı!
Tecrübeli Zehra Şahindokuyucu da mesleki heyecanda gençlerden aşağı değildi…
BİR GERÇEK VARDIR Kİ…
Gazetecilik ite/kaka yapılacak bir meslek değildir. Hakkını vermezsen o hakkı senin elinden alır!
İlham veren, haber ve yazı için teşvikte bulunan Kütahya’da olmak çoğumuzun yazma isteğini tahrik etti. Ankara’ya döndükten sonra ortaya çıkan konuya ilişkin haberler gazete sayfaları bu teşvik ve tahrikin ürünü olsa gerek…
Sonuçta;
Mesleğimin geleceğine…
Meslektaşlarımın daha çok istihdam imkanı bulacağı ortamların çoğalacağına…
Kütahya gibi değerlerin her dem tanıtılma imkanı bulacağına dair umudum arttı.