Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Ata/Türk’tü ve yaptıkları kendi gibi benzersizdi

Söylemlerimizle, eylemlerimizle, yüreğimizle, ruhumuzla, yumruğumuzla emperyalizme savaş açtığımız gençlik yıllarımızda, yani dün; bugün heykelleri yıkılan Marx’ın, Lenin’in, Mao’nun ve sair isimlerin posterleri önünde selam dururken; dünyanın en büyük antiemperyalist lideri, emperyalizmi cephelere gömmüş komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bihaber olmanın utancını yaşıyorum. Biliyorum ki dönem geçliğinin tümü aynı duygular içindedir bugün… Hayatını, günlüklerini, Türk Milleti için yaptıklarını, diktatörlüklerin hüküm sürdüğü bir dönemde çağdaş bir yönetim şekli olan cumhuriyeti ilan edişini, kadınlarımıza sağladığı hakları okudukça ve de böyle bir lidere sahip olduğumuz için duyduğum gurur abidesi yükseldikçe, dün içinde yaşadığım kodesin utanç duvarı da yıkıldı! *** Bu duygu ve düşüncelerimi sele dönüştüren son hitap, bir kitap oldu. Değerli dost, entel değil entelektüel ve Atatürkçülüğü sermaye değil ilke edinmiş isimlerin başında gelen Prof. Dr. Gökhan Çapoğlu’nun, “Atatürk Cumhuriyeti’ni Yeniden Kurmak” isimli kitabı, insanı, düne dair değerlendirmelerin içine çektiği gibi bugüne ve yarına ilişkin soru ve sorunlara kafa yormayı da sağlıyor. *** Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdikten sonra Denver Üniversitesinde mastırını, California Üniversitesi Berkeley Ekonomi Bölümünde doktorasını tamamlayan; parlak akademik kariyerini ‘doçent’ ve ‘profesör’ unvanlarıyla taçlandıran Gökhan Çapoğlu, “iktisat profesörü, araştırmacı / yazar, akademisyen, milletvekili / Genel Başkan / siyasetçi” gibi özellikleriyle hep hayatın ve gelişmelerin içinde yer almış bir yurtsever. Bir süre Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesinde öğretim üyeliği,  Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkan Danışmanlığı, Vergi Konseyi Üyeliği, Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyeliği ve Fakülte Kurulu Üyeliği, Stratejik Araştırmalar Vakfı Kurucu Başkanlığı gibi özellikleri; bilgisini, birikimini ülkesi ve milleti için kullanma sevdasına sürükledi kendisini. Bu sevdanın en olgun ürünlerinden biri olan “Atatürk Cumhuriyeti'ni Yeniden Kurmak” kitabı, 182 sayfa boyunca konuyu didikleyen, sorular soran ve sorduran bir eser… Bir siyasetçi olarak, “Türkiye, nitelik ve öngörü yeteneği olmayan koltuk düşkünü siyasetçilere mahkûm mudur?” sorusu ne kadar genel ise o kadar da güncel değil mi? Sosyal demokratların ‘Atatürkçülük’ tavrını, siyasal İslamcıların Atatürk ve cumhuriyet karşıtlığını, bu ve daha pek çok unsurun, “Ulus-devlet ve laiklik için neden tehdit oluşturduklarını” irdeleyerek çıkarımlarda bulunan Gökhan Çapoğlu; yaptığı toplama / çıkarma, çarpma / bölmelerin ardından eşittir işaretini koyuyor ve şu soruyu sorma gereği duyuyor: - Atatürk Cumhuriyeti’ni Yeniden Kurma zamanı gelmedi mi? Demek ki, Türkiye Cumhuriyetine can veren ‘ulus-devlet’ özelliği ve ‘laiklik’ ilkesiyle ilgili bir sorun hatta tehlike var… *** Gazi Mustafa Kemal Atatürk, çağdaşları arasında benzersiz bir liderdi. Bu özelliği, aramızdan ayrılışının ardından yaşananlar hele bugünlerde CHP içinde görülen ‘6 Ok’ tartışmalarıyla bugün daha derinden hissediliyor. ‘Laiklik’ ilkesini tüm inançlara saygıyla; ‘halkçılık’ ilkesini söylemleri ve eylemleriyle; ‘Cumhuriyetçilik’ ilkesini kurduğu devlet ve tercih ettiği yönetim şekliyle; ‘Milliyetçilik’ ilkesini kucaklayıcı anlayış ile; ‘Devletçilik’ ilkesini kurduğu dev tesisler ve sürdürülebilirlikle; ‘Devrimcilik / İnkılapçılık’ ilkesini yıktığı tabularla gösteren Atatürk; antiemperyalist tavrını o canavarla savaşarak ve ‘tam bağımsızlık’ ile pratikte göstermişti. Bugün bu ilkelerin ve duruşun tartışılıyor olması, üstüne üstlük cumhuriyet kazanımlarının tehlikeye girmesi, ülke sınırlarının tehdit altında bulunması, “Atatürk Cumhuriyeti’ni Yeniden Kurmak” gereğini masaya getiriyor. Masaya yatırılan konu hepimiz için hayati öneme sahip olduğu için eline ‘neşter’ alanların da yetkin ve vatansever olmasını şart kılıyor… *** Atatürk’ün 10 Kasım 1938’e ölümünün ardından, hemen 11 Kasım’da “mesai arkadaşlarının tasfiyesi ile başlayan süreç, bugün Atatürk Cumhuriyeti’nin tasfiyesi noktasına gelmiş”se; nutuk atmak değil Nutuk’u yeniden okumak gerekiyor. Aksi takdirde, ölümünün ardından karşı devrimin nasıl başladığını, izlenen politikalarla Türkiye’nin geleceğini nasıl ipotek altına aldığını, Köy Enstitülerinin ortadan kaldırılmasının önem ve anlamını kavramamız zor olur… Pankuş Yayınları arasında yayımlanan ve ikinci baskısı yapılan, “Atatürk Cumhuriyeti'ni Yeniden Kurmak” kitabı bu zorluğu kolaylaştırıyor…
Ekleme Tarihi: 03 Eylül 2023 - Pazar

Ata/Türk’tü ve yaptıkları kendi gibi benzersizdi

Söylemlerimizle, eylemlerimizle, yüreğimizle, ruhumuzla, yumruğumuzla emperyalizme savaş açtığımız gençlik yıllarımızda, yani dün; bugün heykelleri yıkılan Marx’ın, Lenin’in, Mao’nun ve sair isimlerin posterleri önünde selam dururken; dünyanın en büyük antiemperyalist lideri, emperyalizmi cephelere gömmüş komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bihaber olmanın utancını yaşıyorum. Biliyorum ki dönem geçliğinin tümü aynı duygular içindedir bugün…

Hayatını, günlüklerini, Türk Milleti için yaptıklarını, diktatörlüklerin hüküm sürdüğü bir dönemde çağdaş bir yönetim şekli olan cumhuriyeti ilan edişini, kadınlarımıza sağladığı hakları okudukça ve de böyle bir lidere sahip olduğumuz için duyduğum gurur abidesi yükseldikçe, dün içinde yaşadığım kodesin utanç duvarı da yıkıldı!

***

Bu duygu ve düşüncelerimi sele dönüştüren son hitap, bir kitap oldu. Değerli dost, entel değil entelektüel ve Atatürkçülüğü sermaye değil ilke edinmiş isimlerin başında gelen Prof. Dr. Gökhan Çapoğlu’nun, “Atatürk Cumhuriyeti’ni Yeniden Kurmak” isimli kitabı, insanı, düne dair değerlendirmelerin içine çektiği gibi bugüne ve yarına ilişkin soru ve sorunlara kafa yormayı da sağlıyor.

***

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdikten sonra Denver Üniversitesinde mastırını, California Üniversitesi Berkeley Ekonomi Bölümünde doktorasını tamamlayan; parlak akademik kariyerini ‘doçent’ ve ‘profesör’ unvanlarıyla taçlandıran Gökhan Çapoğlu, “iktisat profesörü, araştırmacı / yazar, akademisyen, milletvekili / Genel Başkan / siyasetçi” gibi özellikleriyle hep hayatın ve gelişmelerin içinde yer almış bir yurtsever.

Bir süre Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesinde öğretim üyeliği,  Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkan Danışmanlığı, Vergi Konseyi Üyeliği, Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyeliği ve Fakülte Kurulu Üyeliği, Stratejik Araştırmalar Vakfı Kurucu Başkanlığı gibi özellikleri; bilgisini, birikimini ülkesi ve milleti için kullanma sevdasına sürükledi kendisini.

Bu sevdanın en olgun ürünlerinden biri olan “Atatürk Cumhuriyeti'ni Yeniden Kurmak” kitabı, 182 sayfa boyunca konuyu didikleyen, sorular soran ve sorduran bir eser…

Bir siyasetçi olarak, “Türkiye, nitelik ve öngörü yeteneği olmayan koltuk düşkünü siyasetçilere mahkûm mudur?” sorusu ne kadar genel ise o kadar da güncel değil mi?

Sosyal demokratların ‘Atatürkçülük’ tavrını, siyasal İslamcıların Atatürk ve cumhuriyet karşıtlığını, bu ve daha pek çok unsurun, “Ulus-devlet ve laiklik için neden tehdit oluşturduklarını” irdeleyerek çıkarımlarda bulunan Gökhan Çapoğlu; yaptığı toplama / çıkarma, çarpma / bölmelerin ardından eşittir işaretini koyuyor ve şu soruyu sorma gereği duyuyor:

- Atatürk Cumhuriyeti’ni Yeniden Kurma zamanı gelmedi mi?

Demek ki, Türkiye Cumhuriyetine can veren ‘ulus-devlet’ özelliği ve ‘laiklik’ ilkesiyle ilgili bir sorun hatta tehlike var…

***

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, çağdaşları arasında benzersiz bir liderdi. Bu özelliği, aramızdan ayrılışının ardından yaşananlar hele bugünlerde CHP içinde görülen ‘6 Ok’ tartışmalarıyla bugün daha derinden hissediliyor.

‘Laiklik’ ilkesini tüm inançlara saygıyla; ‘halkçılık’ ilkesini söylemleri ve eylemleriyle; ‘Cumhuriyetçilik’ ilkesini kurduğu devlet ve tercih ettiği yönetim şekliyle; ‘Milliyetçilik’ ilkesini kucaklayıcı anlayış ile; ‘Devletçilik’ ilkesini kurduğu dev tesisler ve sürdürülebilirlikle; ‘Devrimcilik / İnkılapçılık’ ilkesini yıktığı tabularla gösteren Atatürk; antiemperyalist tavrını o canavarla savaşarak ve ‘tam bağımsızlık’ ile pratikte göstermişti.

Bugün bu ilkelerin ve duruşun tartışılıyor olması, üstüne üstlük cumhuriyet kazanımlarının tehlikeye girmesi, ülke sınırlarının tehdit altında bulunması, “Atatürk Cumhuriyeti’ni Yeniden Kurmak” gereğini masaya getiriyor.

Masaya yatırılan konu hepimiz için hayati öneme sahip olduğu için eline ‘neşter’ alanların da yetkin ve vatansever olmasını şart kılıyor…

***

Atatürk’ün 10 Kasım 1938’e ölümünün ardından, hemen 11 Kasım’da “mesai arkadaşlarının tasfiyesi ile başlayan süreç, bugün Atatürk Cumhuriyeti’nin tasfiyesi noktasına gelmiş”se; nutuk atmak değil Nutuk’u yeniden okumak gerekiyor. Aksi takdirde, ölümünün ardından karşı devrimin nasıl başladığını, izlenen politikalarla Türkiye’nin geleceğini nasıl ipotek altına aldığını, Köy Enstitülerinin ortadan kaldırılmasının önem ve anlamını kavramamız zor olur…

Pankuş Yayınları arasında yayımlanan ve ikinci baskısı yapılan, “Atatürk Cumhuriyeti'ni Yeniden Kurmak” kitabı bu zorluğu kolaylaştırıyor…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.