Türkiye’nin iki gerçeği var…
Birincisi: Türkiye bir deprem ülkesi…
İkincisi. Türkiye bir turizm ülkesi…
***
Birinci gerçek, 1999’daki Marmara Depremi ile 6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremlerle daha derinden anlaşıldı ve geç de olsa gerekenler yapılmaya başlandı…
İkinci gerçek olan ‘turizm’ konusu ise 50 milyonu aşan turist sayısı ve 50 milyar dolar bulan turizm gelirine rağmen bazı bakımlardan gereken ilgiliyi görmüyor.
Konuyu geniş açıdan ele almak istiyorum…
***
Geçen hafta, Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla, Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından bu yıl 5'incisi düzenlenen Medya Kültür, Sanat ve Turizm Buluşmaları vesilesiyle Kars ve Ardahan’daydım. Bir grup gazeteci arkadaşla yöreye ait çok önemli tarihi, kültürel ve turistik yerleri, mekanları gezdik, gördük…
Kars Valisi Kars Valisi Ziya Polat, Kars Belediye Başkanı Ötüken Şenger, Ardahan Ticaret Odası Başkanı Çetin Demirci gibi yöreye hizmet edenlerin dile getirdiği en önemli iki husus; hayvancılık ve turizm konularına destek ve teşvik idi. Bu yönde çok önemli girişimler ve projeler var. Büyük şans…
Ülkemizin en doğusundan en güneyine inmek istiyorum…
***
Türk turizminin başkenti Antalya’dayım ve onlarca yıl öncesinden bildiğim yerleri gezme, görme imkanım oldu.
Antalya turizmde bir dünya markası. Ancak turistik değerlerin korunması, kollanması bakımından bazı aksaklıklar, eksikler hemen göze çarpıyor. Bunlar arasında beni en şaşırtanı Adrasan’da gördüklerim oldu…
***
Şöyle özetlemek isterim:
Adrasan anlatılırken en öz şekilde, “Akdeniz'in Saklı Cenneti” diye tarif edilir ve doğrudur…
Antalya'nın Kumluca ilçesinde yer alan Adrasan Koyu, Akdeniz'in en güzel ve en sakin koylarındandır. Doğası, denizi ve sakinliğiyle binlerce yerli ve yabancı turistiin uğrak yeridir. Adrasan, hem doğa severler hem de huzurlu bir tatil arayanlar için ideal bir yerdir.
Yaklaşık iki kilometrelik plajı, yüzme ve güneşlenme için idealdir…
Ancak son yıllarda bu cennet koy bir tur teknesi istilası altında. 10 yıl önce hiç tekne bulunmayan koya bugün 160’dan fazla demir atmış durumda…
Sahilde bölge insanı bazı insanlarla konuştum. Bunu dev tur şirketlerine, Rus oligarklara, turizm lobilerine bağlayanlar var ama acık gerçek şu: Adrasan, eski Adrasan olmaktan çıkmış…
***
Likya Yolu'nun önemli duraklarından biri olan Adrasan Koyu; doğa yürüyüşleri, tekne turları ve su sporları gibi çeşitli aktiviteler için de harika bir yer. Adrasan'dan kalkan tekne turları, Suluada ve Gelidonya Feneri gibi doğal ve tarihi güzellikleri keşfetme fırsatı sunarken, dev turizm şirketlerinin dikkatini çekiyor, iştahını kabartıyor…
***
Sonuç: Adrasan bir ‘teknepark’ olmuş!
Bu cennet köşenin doğal güzelliklerinin korunmasına bura sakinleri ve işletmeler, duyarlı. Sürdürülebilir turizmi teşvik için bu gereklidir.
Ancak her şeyden önce Adrasan Koyu’nu otantik haliyle korumak gerekmez mi?
Ben sadece dikkat çekmek istedim. Gerisini ilgililer, yetkililer bilir…