[simple-author-box]
Amerika’da seçimi ‘eşekler’ kazanınca yazmayı düşündüğüm bu yazıyı teşvik eden başka şeyler de oldu. Yazıya, “Amerika’da seçimi ‘eşekler’ kazanınca” diye girmem bir kabalık değil, aksine işin özüne cuk diye oturuyor. Önce şunu bilelim: Amerikalı Demokrat Parti’nin amblemi neden eşek? “Demokratik Eşek” diye bir tabir var. Nasıl? 1828’de Demokrat Andrew Jackson’ın kampanyası sırasında rakipleri kendisine ‘Jackass’, yani ‘eşek’ deyince, Jackson bu güzel hayvanı kampanyasında kullanıyor. Posterlerine bastırıyor. Böylece “Demokratik Eşek” için yol açılmış oluyor. Yani Amerika’da seçimi gerçekten ‘eşek’ler kazandı!
Eşek severler…
Yazıyı teşvik eden hususlardan biri daha doğrusu ikisi, iki ünlü ismin eşek edinmiş olması.
“Sezen Aksu, yalısında eşek besliyor” başlıklı haber ile “Cem Boyner evinde Eşek Besliyor” başlıklı bir başka haber, çok sevdiğim bu hayvanı kalemime dolamam gerektiğini söyledi!
Sezen Aksu ‘Boza’ adlı sıpayı Kanlıca’daki yalısında beslerken, ‘Boza ve anası’ notuyla sosyal medya hesabı üzerinden bir de fotoğraf paylaştı ki eşek de şöhret oldu.
Cem Boyner ise evinin bahçesinde eşeğe ve yavru sıpaya bakım sağlıyor. O da yeni doğan ve ‘Kömür’ adını koyduğu sıpa ile fotoğrafını sosyal medya hesabından “Maşallah Maşallah” diye paylaşınca, Kömür de şöhreti yakaladı. Şanslı eşekler!
Yazıma geleyim
İnsana en faydalı hayvan hangisi dense, eşeği tek geçeceğimi başka yazı ve ortamlarda belirtmiştim! Çünkü kendisini insanlığa adamış, uygarlığa katkı sunmuş bu mahlûk olmasa işimiz çok zordu.
Birine ‘nasılsın, neler yapıyorsun’ dediğinizde, “Eşşek gibi çalışıyorum” derse, bu, eşeğe hakaret değil, aksine, onun çalışkanlığına işarettir…
Biri, birine, “eşşek herif” diye hakaret etmeye çalışıyorsa, bırakın insanlık onda kalsın! Çünkü eşek o seviyeye inmez…
Birine, “eşşekoğlu eşşek” diyerek babalanan varsa, bırakın! Kendinden menkul!
Biri, birine bir hatasını anlatırken, “ben bir eşeğim” diye sızlanıyorsa bırakın, ağlasın!
Biri size “seni eşşek sudan gelene kadar döverim” tehdidi savuruyorsa, kaçın! Çünkü eşşek çok çalıştığı için çok su içer. Hem de kibarca içer, süze süze. Dönüşü de ağırdır. Onun için o dayağı göze almayın!
Feylesofa yoldaş!
Geçenlerde Pirdaş ile sohbet ederken, “Nasreddin Hoca eşeğe neden ters biner” sorusunu yöneltti.
Soruyla cevap verdim: Neden?
Anlattı. Birisi bunu Nasreddin Hoca’ya sormuş. Cevap:
-Siz önümde yürüseniz arkanızı bana dönmüş olacaksınız ki saygısızlık olur. Ben önde gitsem, bu sefer de ben size arkamı çevirmiş olacağım ki bu da doğru değildir…
Ben sırıtırken Pirdaş bir soru daha yöneltti: Aristo, Nasreddin Hoca’dan yüzyıllar önce neden ters binermiş eşeğe?
Ciddileştim ve cevabım aynı soru oldu: Neden?
Anlattı, Aristo demiş ki:
-Arkamdan gelenleri görmek için.
Demişler ki:
-O zaman hem önünü hem de gideceğin yeri göremezsin ama…
Demiş ki:
-Eşek görüyor ya!
Kazak Abdal’a sorma
Eşeği saldım çayıra Otlaya karnın doyura
Diyen Kazak Abdal’ın eşek ile bir sorunu yok! Onun derdi, gördüğü düşü hayra yoranlarla. Ve de, “Münkir münafıkın soyu” ile. Çünkü “Yıktı harap etti köyü”. O zaman,
Mezarına bir tas suyu Dökenin de…
‘Yanılıyorsun’ diyen varsa tavsiye etmem ama ozana sorsun. Çünkü diyor ki:
Kazak Abdal söz söyledi Cümle halkı dahleyledi Sorarlarsa kim söyledi Soranın da…
Sözü uzatmadan son söz: Eşşeğin hakkını eşşeğe teslim etmek gerek! İnsan görünümlülere değil…
***
FIKRA
Eşek sudan geline kadar
Adamın biri, çocuklu komşusunun kapısını çaldı ve “Gürültünüzden bıktık, usandık. Bunlar benim çocuğum olsa, eşek sudan gelinceye kadar döverdim.” dedi. Komşu rahat: “Bunlar sizin çocuğunuz olsa ben de eşek sudan gelinceye kadar döverdim.”