Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yaşama hakkı

[simple-author-box] Anayasamızın 17/1 maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. Maddesi ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 6. maddesi insan hayatının kanun koruması altında olduğunu vurgular. En yaygın söylemle: Yaşama hakkı en temel insan hakkıdır. Bu hak karşısında diğer tüm haklar ‘tali hak’ konumundadır. Bu gerçekler pandemi sürecinde de geçerlidir… Tedbir yetersiz Evet, senin/benim, şunun/bunun, onun hayatı gibi sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının hayatı da önemlidir. Hatta bizlerin sağlıklı olması için onların yaşaması, sağlıklı olması bir ön koşuldur. Bu yüzden, Koronavirüs belasının kasıp kavurduğu her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de bu alanlarda çalışanların sağlıklı olması adına devletimiz üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Aşılamada öncelik tanındığı gibi çalışma koşullarıyla ilgili tedbirler de alınıyor. Yeterli mi derseniz, değil. Alınan tedbirlerin çoğu sıkıntıları ortadan kaldırmaya yetmiyor. Bu durumda çalışanların hakkını, hukukunu arayan, koruyan ve savunan sendikalar giriyor devreye. Raporlandırılıyor Tüm sağlık çalışanları ile birlikte çocuk, yaşlı bakım evleri ile sığınma evleri gibi kurumlarda çalışan personelin yasal haklarını savunan Öz Sağlık İş Sendikası, sahada yaşanan sorunları bir bir tespit ederek çözümü için yetkililere iletiyor. Bunun en somut örneğini Genel Başkan Devlet Sert’in açıklamalarında görmek mümkün. Yaptığı değerlendirmelerde şunları dile getiriyor: “Sahadaki sorunları çalışanlarla birebir görüşerek ‘saha raporu’ haline getirdik. Bu raporu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımıza, bakan yardımcılarımıza sunduk. Dünya Kadınlar Günü için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında çalışan üyelerimizden davet geldi, gittik. Orada ‘saha raporu’muzu Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan’a da takdim ettik.” Neden önemli? Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert’in açıklamasındaki ‘rapor’da yer alan hususlar ile yazının girişindeki ‘yaşama hakkı’ vurgusu, sağlık çalışanlarının risk altındaki hayatları bakımından önem taşıyor. Çünkü Uluslararası Af Örgütü, Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) ve Dünya Küresel Sendikalar Birliği, 2020’de dünya genelinde en az 17 bin sağlık çalışanının koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu. Son acı örnek Bunlar arasında doktor, hemşire, sosyal hizmet elemanı ve diğer çalışanlarla birlikte Türkiye’de de hayatını kaybeden çok sayıda sağlıkçı bulunuyor. Son olarak Giresun A. İlhan Özdemir Eğitim Araştırma Hastanesi’nde Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni olarak çalışan Öz Sağlık-İş Sendikası üyesi Özlem Hun Altürk görevi başında yakalandığı Covid-19 yüzünden hayatını kaybetti. Gereken yapılsın Yukarıdaki gerçeklerden çıkarmamız gereken sonuç: Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının sağlığını koruma adına her türlü önlem alınmalı, onların moralini yüksek tutacak, teşvik edecek hak ve imkanlar sağlanmalıdır. * Anadolu Ajansı Bu gazetenin de abonesi olduğu Anadolu Ajansı 101 yaşında. Kutlu olsun… Dünden bugüne çok farklı özellikleriyle gelip bir dünya devine dönüşen Anadolu Ajansı (AA), Kurtuluş Savaşı gibi büyük yokluk ve yoksunluk içindeki Türkiye’nin gözü, kulağı, sesi oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün neden ‘büyük önder’ olduğunun göstergelerinden biri de AA’dır. Daha Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan verdiği talimatla 6 Nisan 1920’de kurulan Anadolu Ajansı, 101 yıldır Anadolu’nun, Türk dünyasının ve mazlumların sesini dünyaya duyuruyor. Anılarımdaki AA Benim açımdan farklı bir önemi vardır AA’nın. 1974 yılının 15 Eylül günü Necatibey Caddesi Uysal Apartmanının ikinci katındaki Gündem Gazetesi’nde işe başladığımda, AA ile sırt sırtaydık! Ajansın hemen arkamızdaki Hanımeli Sokak’ta bulunan binasına günde en az beş kere gider, gazetemizin kutusuna bırakılmış ‘teksir’ denilen yöntemle basılmış haber ve fotoğrafları alıp büroya getirirdim. Diğer gazeteler bu konuda daha şanssızdı. Çünkü Rüzgarlı Sokak’tan gelip alıyorlardı haber bültenlerini. 45 yıldır saklıyorum O haberlerden sakladıklarım var. Orijinal haliyle arşivimde duruyor. Fotoğrafta gördüğünüz haber kupürü 1970’li yıllardan beri sakladığım hazinelerimdendir! Yayınlarından bazılarını da edindim, faydalanıyorum. Çok yaşayasın Anadolu Ajansı…
Ekleme Tarihi: 14 Nisan 2021 - Çarşamba

Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının yaşama hakkı

[simple-author-box]

Anayasamızın 17/1 maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. Maddesi ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 6. maddesi insan hayatının kanun koruması altında olduğunu vurgular. En yaygın söylemle: Yaşama hakkı en temel insan hakkıdır. Bu hak karşısında diğer tüm haklar ‘tali hak’ konumundadır. Bu gerçekler pandemi sürecinde de geçerlidir…

Tedbir yetersiz

Evet, senin/benim, şunun/bunun, onun hayatı gibi sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının hayatı da önemlidir. Hatta bizlerin sağlıklı olması için onların yaşaması, sağlıklı olması bir ön koşuldur.

Bu yüzden, Koronavirüs belasının kasıp kavurduğu her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de bu alanlarda çalışanların sağlıklı olması adına devletimiz üzerine düşeni yapmaya çalışıyor.

Aşılamada öncelik tanındığı gibi çalışma koşullarıyla ilgili tedbirler de alınıyor.

Yeterli mi derseniz, değil. Alınan tedbirlerin çoğu sıkıntıları ortadan kaldırmaya yetmiyor.

Bu durumda çalışanların hakkını, hukukunu arayan, koruyan ve savunan sendikalar giriyor devreye.

Raporlandırılıyor

Tüm sağlık çalışanları ile birlikte çocuk, yaşlı bakım evleri ile sığınma evleri gibi kurumlarda çalışan personelin yasal haklarını savunan Öz Sağlık İş Sendikası, sahada yaşanan sorunları bir bir tespit ederek çözümü için yetkililere iletiyor.

Bunun en somut örneğini Genel Başkan Devlet Sert’in açıklamalarında görmek mümkün. Yaptığı değerlendirmelerde şunları dile getiriyor:

“Sahadaki sorunları çalışanlarla birebir görüşerek ‘saha raporu’ haline getirdik. Bu raporu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımıza, bakan yardımcılarımıza sunduk. Dünya Kadınlar Günü için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında çalışan üyelerimizden davet geldi, gittik. Orada ‘saha raporu’muzu Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan’a da takdim ettik.”

Neden önemli?

Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert’in açıklamasındaki ‘rapor’da yer alan hususlar ile yazının girişindeki ‘yaşama hakkı’ vurgusu, sağlık çalışanlarının risk altındaki hayatları bakımından önem taşıyor.

Çünkü Uluslararası Af Örgütü, Kamu Hizmetleri Enternasyonali (PSI) ve Dünya Küresel Sendikalar Birliği, 2020’de dünya genelinde en az 17 bin sağlık çalışanının koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu.

Son acı örnek

Bunlar arasında doktor, hemşire, sosyal hizmet elemanı ve diğer çalışanlarla birlikte Türkiye’de de hayatını kaybeden çok sayıda sağlıkçı bulunuyor.

Son olarak Giresun A. İlhan Özdemir Eğitim Araştırma Hastanesi’nde Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni olarak çalışan Öz Sağlık-İş Sendikası üyesi Özlem Hun Altürk görevi başında yakalandığı Covid-19 yüzünden hayatını kaybetti.

Gereken yapılsın

Yukarıdaki gerçeklerden çıkarmamız gereken sonuç: Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının sağlığını koruma adına her türlü önlem alınmalı, onların moralini yüksek tutacak, teşvik edecek hak ve imkanlar sağlanmalıdır.

*

Anadolu Ajansı

Bu gazetenin de abonesi olduğu Anadolu Ajansı 101 yaşında. Kutlu olsun…

Dünden bugüne çok farklı özellikleriyle gelip bir dünya devine dönüşen Anadolu Ajansı (AA), Kurtuluş Savaşı gibi büyük yokluk ve yoksunluk içindeki Türkiye’nin gözü, kulağı, sesi oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün neden ‘büyük önder’ olduğunun göstergelerinden biri de AA’dır. Daha Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan verdiği talimatla 6 Nisan 1920’de kurulan Anadolu Ajansı, 101 yıldır Anadolu’nun, Türk dünyasının ve mazlumların sesini dünyaya duyuruyor.

Anılarımdaki AA

Benim açımdan farklı bir önemi vardır AA’nın. 1974 yılının 15 Eylül günü Necatibey Caddesi Uysal Apartmanının ikinci katındaki Gündem Gazetesi’nde işe başladığımda, AA ile sırt sırtaydık! Ajansın hemen arkamızdaki Hanımeli Sokak’ta bulunan binasına günde en az beş kere gider, gazetemizin kutusuna bırakılmış ‘teksir’ denilen yöntemle basılmış haber ve fotoğrafları alıp büroya getirirdim. Diğer gazeteler bu konuda daha şanssızdı. Çünkü Rüzgarlı Sokak’tan gelip alıyorlardı haber bültenlerini.

45 yıldır saklıyorum

O haberlerden sakladıklarım var. Orijinal haliyle arşivimde duruyor.

Fotoğrafta gördüğünüz haber kupürü 1970’li yıllardan beri sakladığım hazinelerimdendir!

Yayınlarından bazılarını da edindim, faydalanıyorum. Çok yaşayasın Anadolu Ajansı…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.