[simple-author-box]
Ankara, Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar Kale ve civarından oluşuyordu.
Geçim kaynağı ise tarım ve hayvancılıktı.
Başkent ilan edilmesinin ardından değişti, gelişti. Bugün tam bir sanayi, eğitim, teknoloji kentine dönüşmüş durumda. Bunun yanında tarım da sürekli gelişiyor.
Ankara ekonomisinde öne çıkan alanları şöyle sıralamak mümkün: Kereste, mobilya, lake, döşeme, makarna, un, bitkisel yağ, süt ürünleri, şeker, şarap, bira, çimento, traktör, tarım aleti ve makineleri, motor, boya, tuğla, kiremit, orman ürünleri, madeni eşya, dokuma.
Ankara’nın, rulman ve seri halde dişli üretimini uzun süre tek başına gerçekleştirdiğini çok az kişi bilir. İlaç ham maddesi morfin ile diyaliz makinesinin üretimi de uzun süre sadece Ankara’da yapıldı.
Ankara bir zamanlar sadece barut fabrikasına sahipti.
Bugün ise Türkiye’nin en büyük savunma sanayi projelerinin uygulandığı alana dönüştü.
1984’te kurulan Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAİ) ile büyük bir atılım yapan Ankara; TAI, MKEK, ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN, TUSAŞ gibi kamu kuruluşlarının yanı sıra özel sektöre ait çok sayıda kurum ve kuruluşun da ev sahibi.
OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi 2008 yılından beri hizmette.
*
‘Fok yok’ deniyordu, varmış
Geçenlerde AA’nın geçtiği “Gökova Körfezi’ndeki bir mağarada 5 Akdeniz foku görüldü” başlıklı haberi okuyunca bir anı geldi hatırıma.
Önce güzel haberi özetleyeyim:
Akdeniz Koruma Derneğince Muğla’nın Gökova Körfezi’nde 5 yıl önce başlatılan izleme projesi güzel sonuçlar vermeye başlamış ve bu çerçevede ilk kez bir mağarada 3 yetişkin dişi ve 2 yavru Akdeniz foku aynı anda görüntülenmiş.
Haberin sonunda bu durum için ‘ekipleri heyecanlandırdı’ deniyor.
Ben bu heyecanı çok iyi bilirim!
15 yıl önceydi. Alanında Türkiye’nin iyilerinden olan yeğenim Bodrum’da turistleri ‘dalma’ turuna çıkarıyordu. Bir tura ben de katıldım. Sabah erkenden limana vardık, tekneye bindik. Kısa sürede hareket ettik. Birbirinden lüks otellerden ‘dalacak’ turistleri topladık ve önceden belli olan koya doğru yol almaya başladık.
Bir ara kaptanın yanına çıktım. Konuyu yazacağım ya hem fotoğraf çekiyorum hem de kaptana sorular soruyorum. Denizin, güneşin, doğanın güzelliğine şahitlik eden gözlerim uzaklara dalınca suyun üstünde bir şeyin hareket ettiğini gördüm.
“Kaptan bu nedir” diye sormamla birlikte, teknenin direksiyonunu yani dümeni bırakıp, “Foook!” diye bağırarak dışarı çıktı!
Herkes kaptan köşküne doluştu.
Doğal olarak ortada fok kalmadığı için sadece yorumlar havada uçuşuyordu.
Kaptan sürekli “Foktu, Akdeniz fokuydu” diye söylenip duruyordu.
Meğer çok uzun zamandır buralarda Akdeniz foku görünmüyormuş.
Herkes nesli tükendi diye üzülürken bendenizin denizin üzerinde gördüğü kaptanın piarını yaptığı ‘fok görme hadisesi’, AA’nın geçtiği haberle bugün karaya çıkmış oldu!
Foklara kıymayın efendiler…
*
Oldum MU
Ferah idim Darda oldum
Gökte idim Yerde oldum
Elde idim Yârda oldum
Olmaz deme yârsiz olmaz