[simple-author-box] Erol Maraş, taaa Efsane Günaydın Gazetesi yıllarından dostumuz, meslektaşımız. Ankara serüvenini bitirince Gaziantep’te tam bir destan yazdı. Şehrin medya devi bir yapılanmanın mimarlarından oldu. Sevgili dostumuz aynı zamanda bir sosyal medya fenomeni. Ben ona, “acıktıran adam” unvanını verdim! Çünkü Gaziantep mutfağına has yemek fotoğrafı paylaşımlarına bakarken acıktığım ve buzdolabına saldırdığım çok olmuştur! Bu arada, yeri geldikçe ‘sosyal içerikli mesaj’ vermeyi de ihmal etmez. İşte bunlardan biri: Eskiden çorbacılar sayı ile değil, böyle bol ekmek koyarlardı masaya ki garibanın önce gözü doyardı! Şimdi 1 pide veya yarım somunu zorla koyuyorlar, fazla ekmek isteyenden ekstra para alıyorlar. Ya çorbadan başka bir şeye gücü yetmeyen işçiler, öğrenciler, garibanlar nasıl doyacak? Şimdiki paragöz mekâncıların 1 lira bile eksik kazanmaya maalesef hiç tahammülleri yok! Âhilik kültürü ve Esnaflık Ahlakı çoktan bitti, sizler sağ olun! Bazılarının gözü ancak toprakla doyacak mirasçılar ise keyif çatacak bilesiniz. Erol Maraş’ın paylaşımı, Antep paylaşımlarının milli marşına dönüşen şu üçleme ile bitiyor: Yi Mamed Yi,  Vur Haci Vur, Dayan Pirketçi Dayan… ‘Bu da ne demek’ diyorsanız kendisine sorun! * Siyaset kendi âleminde… Mehabet, vahamet Siyaset dünyasının engebeli yollarında ‘kazalar’, dar sokaklarında ‘olaylar’ ve ‘seçkin sınıf’ muhiti eyvanlarında ‘mehabet’ ile ‘vahamet’ yan yana oturuyor! Kimler geldi, geçti Şöyle bir araştırınca gördüm ki; 97 yılda Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk Başbakan İsmet İnönü'nden, son Başbakan Binali Yıldırım’a kadar 27 başbakan görev yapmış… Ve riyaset makamı Bu süreçte 65 hükümet kurulmuş. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan önce 12 cumhurbaşkanı görev yapmış. 13’üncüsü için ittifaklar, pazarlıklar var. Siyaset işte! * Zamazan! Bir mübarek ramazan ayı ve Bayramı daha geldi geçti. Geçen haftaki sayımızın manşetine de yansıyan zam ve enflasyon verileri, bu ramazan ayında da vatandaşın kanını, iliğini emmekten çekinmeyenler olduğunu gösterdi. Geçen yıl da aynı haldeymişiz ki konuyu “Ramazanda zamazan” diye dile getirmiş ve demişim ki: Ramazan’ın hasleti huzur ve berekettir Fırsatçının yaptığı vicdansız harekettir İstenen ucuz sebze, şeker, çay, çöker, ettir Ramazan’ı zamazan yapanları durdurun Tüketiciler mağdur üretici olan da Aracı götürüyor hamuduyla bulanda Ne iş denildiğinde sözü yalan dolanda Zamazancı olana ucuz pazar kurdurun Can eriği can alır pazarlarda şahittim Markete uğradım ki iki katı zahittim Bunu yazmazsam diye kendime bir ahittim Bu zulüm bitmelidir yetkililer yardırın Hırkalım sağlam dur ha kar, boran, yağmur, yaşta Zamazanlar delirmiş akıl komuyor başta Ramazanı mübarek bilen oruçta, işte Mübareği bayrama sağ, salimen erdirin Bu yıl ramazanı koronavirüse ve hayat pahalılığına rağmen öyle ya da böyle tamamlayıp bayram havasıyla yolcu ettik. Darısı gelecek yıla. Virüssüz inşallah…