[simple-author-box]
İtiraf ediyorum: Nobel ödüllü Orhan Pamuk’un ‘İstanbul’ romanını bir günde okudum ama diğer kitaplarını baştan sona okuyup bitirme sabrını gösteremedim! Çünkü okumuyor çile çekiyordum! Çözemediğim ve sorunu kendimde gördüğüm bir sıkıntı vardı. Meğer kendime haksızlık etmişim!
Elif Şafak’a ise bir türlü ‘ısınamadığım’ için, onun kitaplarını da yarıda bırakmak gibi bir zaman israfında bulundum!
Her iki isimle ilgi rahatlamamı sağlayan kişi, ünlü tarihçimiz Prof. Dr. İlber Ortaylı oldu. Sağ olsun var olsun…
Adını anınca durun!
‘İlber Ortaylı’ deyince durup düşüneceksiniz! Sıradan değil töreden biri!
Ankara’daki son kitap fuarında kendisine ayrılan özel stanttaki imza gününe gittiğimde, milli maç için bilet almaya gelmişlerden daha uzun bir kuyruk vardı!
İşte o İlber Hoca bir panelde konuşurken Elif Şafak ve Orhan Pamuk için etmiş beni rahatlatan cümleleri.
Şafak ve Pamuk…
Yekten, iki yazarın da Türkçesinin bozuk olduğunu söylemiş. Devamı da var:
“Mesela Elif Şafak, İngilizce yazıyor, Türkçe bilmiyor. Bu Türk yazarı sayılmaz. Bizim Nobel alan yazarımızın Türkçesini ben okutamıyorum. Yani ben talebelerime ‘bu romanı okuyun’ demiyorum, ‘okumayın’ diyorum. Orhan Pamuk’u tavsiye etmiyorum çünkü olmaz, Türkçesi bozuk”
Türk ve Türkçe…
Dostlar, birinin kitabını okuyup da o kitabın içinde geziniyor olamamak gerçekten büyük çile! Bir kez daha vurguluyorum: O çilden kurtuldum!
Çünkü İlber Hoca sözlerinin devamında diyor ki:
“Mesela Elif Şafak İngilizce yazıyor, Türkçe bilmiyor. Bu Türk yazarı sayılmaz. Türk’tür tabi ama Türk yazarı sayılmaz.”
Orhan Pamuk konusunda da çok net:
“Türk yazarı falan değil. Nobel alırsa ‘aferin’ dersin ama bununla övünmeyin. Türkçe bilmiyor.”
*Nostaljik ‘kar’lama!
Televizyonda, İstanbul Boğazı’nın donacağı ve insanların buz üzerinden karşıya geçeceği haberini duyup buna örnek fotoğrafları da görünce, arşivimdeki 10 yıl önceye ait, 9 Mart 2011 tarihli fotoğrafı paylaşmak istedim. Ortalık kar, boran. Göz gözü görmüyor.
Fotoğraf net: Otomobilimin kapısından verdiğim bu poz, güneşin ensemizden ayrılmadığı bugünlere bakınca küresel iklim değişikliğinin belgesidir!
Yine böyle kar yağsa da mahsur kalsak!
*
Oldum MU
Toprak idim Bahri oldum
Köylü idim Şehri oldum
Asıl idim Fahri oldum
Ortalıktan çekildim
*
FIKRA
Çocuğunun Türkçesi zayıf olan baba birlikte çalışmayı önerdi. Kızı, ‘olur’ deyince, baba, en zor anladığı konuyu sordu. Çocuk, ‘fiil çekimleri’ deyince Baba, ‘Ooo, çok kolay’ diyerek anlatmaya başladı:
-Bak şimdi. Fiil ‘yıkanmak’ olsun. Çekimini yapalım: Yıkanıyorum, yıkanıyorsun, yıkanıyor, yıkanıyoruz, yıkanıyorsunuz, yıkanıyorlar… Söyle bakalım bu fiil çekimi hangi zamana ait?
-Pazar gününe ait babacığım.