[simple-author-box]
Tamam hocam! Türk’üz türkü çığırırız da, o çığlığın yaktığı yürekten yükselen alev ve dumanı görmezden gelene de selam vermeyiz! Ne de olsa “Melali anlamayan nesle aşina değiliz”! Mesela;
Hep sen mi ağladın hep sen mi yandın Diye soran Neşet Ertaş’a verdiğin cevap ona;
Ben de gülemedim yalan dünyada Dedirtiyor ve sen hâlâ bön bakıyorsan, seni utandırmadan o kendi halini netleştirir:
Sen beni gönlünce mutlu mu sandın Ömrümü boş yere çalan dünyada
Olabilir, kafan karışıktır, dermansız dertlerin vardır. Bu yüzden; Ah yalan dünyada yalan dünyada Yalandan yüzüme gülen dünyada
Dizelerini sıradan bir nakarat olarak algılayabilir, “Benim derdim dünyadan büyük. Gece gündüz ağlıyorum, bu Neşet de ne diyor” çaresizliğine düşmüş olabilirsin. Büyük Usta, kendi halini usulünce anlatır:
Sen ağladın canım ben ise yandım Dünyayı gönlümce olacak sandım Boş yere aldandım boşuna kandım İrengi gözümde solan dünyada
Sen ağlaya ağlaya yaşarken, o diyeceğini deyip, diyeceklerini paketleyip gitmiştir. Gitmeden, hem halini hem de gidişini öyle bir anlatmıştır ki kimse onun kadar ‘Garip’ olamaz:
Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı Garip bülbül gibi feryadım kaldı Alamadım eyvah muradım kaldı Ben gidip ellere kalan dünyada
*
Dünya güzel, hayat yaşanası fakat biri yürek yakan dizelerle;
Efkârım zor gelir dile Sözüm sohbetim merd ile Nice onulmaz derd ile Koydunuz baş başa beni
Diyorsa, Orta Anadolu’nun bu muhteşem türküsünü bizlere kazandıran Feyzi Halıcı ve Mürsel Sinan, sazı da sözü de Musa Eroğlu’na vererek ilk dörtlüğü hatırlatır hemen:
Ettiler Dost Nazarında Esir Göze Kaşa Beni Sorgusuz Can Pazarında Yazdılar En Başa Beni
*
‘Dost nazarı’ elbette önemlidir ama ‘dili’ de en az nazarı kadar önemlidir. Yar, yaren arıyorsanız nazarıyla görüp, sazıyla çalıp, diliyle söyleyen ulu ozan Pir Sultan’a kulak verin derim:
Pir sultan abdalım dağlar ben olsam Üstü mor sümbüllü bağlar ben olsam Âlem çiçek olsa arı ben olsam Dost dilinden tatlı bal bulamadım
*Bedavaya gülmek yok!
Ben;
Hayat gülenlere acıyı salmaz Gülmeyi bilmeyen ölmeyi bilmez Ölüm gülenlere gizlice gelmez Gülerken olmalı ölümüm benim
Derken; kıymetli dostumuz, meslektaşımız, Kırşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Emin Turpçu paylaşmıştı. Fazla söze ne hacet:
“Şu hayatta bana; ‘Güler misin!’ diyen tek kişi, fotoğrafçı oldu. O da parasını istedi be hocam!”
*Uzaylı mıyız?
Perseverance adlı uzay aracının keşif için Mars’a inmesinin ardından, “NASA mühendislerinin Mars'tan toplanan kayaçları incelemek için Türkiye’deki Salda Gölü’nü kullanıyor” haberleri yayımlandı. Salda’daki mineral ve tortular Mars’ın Jezero Krateri’nde de bulunuyormuş.
Sonunda hepimiz uzaylı olmayalım?!