sen dans ederken üzerime düşen gün bir damla kan gibi
batırıyor güneşi. sesinde melodik bir tını
çıkageldin tarihten
biraz ölümsüz biraz insan, dağı ve denizleri bırakıp.
ormanlardan seyre dalarak gökyüzünü, ünledin
doğanın damıttığı müzikle çizdim ben cennetinin resmini
saçlarımda yakut gözlerim zümrüt.
bir şiir kadar güzeldin sen ve hep on sekizinde. olsun! dur, gitme
yaşamaktan sıkılıp
uzun kışlardan sonra açar kiraz bembeyaz pespembe dersin sanki bir gelin
doğru zamanlı bir başlangıç. ömrünün kısalığı zıt düşse de seninle
kar altında yürümek gibidir mis kokularla dalından tek tek dökülen
çiçeklerin.
gözlerime alaca bir renk sakladım gel birleştirelim sihrimizi
zamanı gelmiştir
en savaşçı halimizle üfleseydik ihtişamını gizlice mammatusların
gök gürültüsü, sağnak yağış incitir güzelliğini bilirim
anladım ki bir başka çekincenmiş tılsımın eksileceği
nefesindeki.
gördüm, bir bakışı nakşeden dökülen inci yıldız yıldız gökyüzünden
durdum. yakıştırdım her soruya bir yanıt her sonuca bir neden
Elf! dilimin ucundaki bu tat saçlarındaki hare. dokunur
sonsuzluk var teninde, yaşamak kırmızı bir rüzgâr ipekten bir şal
sende unuttum ben kalbimi, kalbimde çiğdemler. sana yakın mutluyum.
Elf! zarif ve narin peri hünerini al ve gel. gizle esrarını
gözlerimin en derin elasına. gözlerindi senin, tatlı içli bakıp
melodiler söyleyen. bil ki gölgem seninle ak pak ve ritimli ve musikili
iz bırakır. deniz kokulu saçların hangi mevsimden geçerse
Elf! gerdanına yakışan iki Lal! olamaz mıydık seninle
tenini okşayan ben
dudağının çocuksu kıvrımında. biliyorum, sen heyecanınla
gelmiştin
- biraz ölümsüz biraz insan, dağı ve denizleri bırakıp-
imgeli
ama ben sende unuttum bütün hüzünlerimi.
***( Elf, aslen İskandinavya ve İngiltere mitolojisinde yer aldığı varsayılan peri halkına verilen ad.)
Ağaç kesmeyişleri, melodik sesli ve doğaüstü güçlere sahip olmaları, dans etmeyi şarkı söylemeyi sevmeleri, gökyüzü ve ormanda nefes almaları ve hep aynı yaşta kalmaları
heyecan verici. Elf Alfabesi ise gizemini koruyor hâlâ...
Ölümsüz sayılan ancak bu yaşamdaki kötülüklerden sıkıldıklarında ya ölümü tercih etmeleri ya da bilinmeyen diyarlara gitmeleri, bir çeşit reddediş... başkaldırı...Sanatçı duyarlılığı ile yaşadığımız toplumsal travmaların üstesinden gelmeyi öğrenme ya da hiçlik...
Hani o her şeye rağmen insani yanımızın varoluş çabası...Yaşama tutunan içimdeki küçük peri kızı Elf... )