Alevi Kültür Dernekleri Keçiören Şubesi Yöneticilerinin emekleri, kültürel faaliyetleri onları model alan onlarca derneğin ve kamuoyunun her zaman takibinde ve takdirinde oluyor.
Hayırsever kimliğiyle herkese bir emeği, bir yardımı dokunan değerli Başkan Muzaffer BAŞBOĞA’nın liderliğindeki bu güzide dernek, her kesimden insanın iştirakiyle tüm gönüllere birleşme noktası olurken, organize ettikleri programlar, çok sayıda katılımcısıyla taçlanıyor.
Türk kültürünün izzeti, ikramı, güler yüzü ve cömert gönlüyle hizmet edilen bu kurumun yönetiminde, Alevi kültürüne her yerde gurur yaşatıp saygınlık kazandıran Abidin ŞAR, Ali KAPLAN, Hüseyin EROL, Mehmet KAYA, Veli TİLKİ, Efendi KAPLAN, Derya ŞAHİN, Haydar ERSEVEN, Ali Rıza KOÇ, Elif SAPMAZ, İsmail ALTINKAYNAK, Haydar ÜNVER, Haydar TEKESER, Hasan AKMAN, Haydar ERBEKTAŞ ve Pir Mahsun KILIÇ gibi pırlanta şahsiyetler var.
Başta Hoca Ahmet Yesevi felsefesi olmak üzere Anadolu’ya irşad için gelip meftun olarak kalan Türkistan Erenlerini emek, erdem ve etkileriyle en liyakatlı şekilde tanıtan Keçiören Alevi Kültür Derneği emektarları, “İncinsen de İncitme” sözüyle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne ilham olan Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerini layık olduğu en yüce onurla ve en kapsamlı şekliyle dünyaya tanıtıyorlar.
Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin cömert sofrasını, ilim, erdem ve saygıyla yüklü kutsal dergahını o kadar yücelterek tanıtıyorlar ki, hayran kalmamak mümkün değil. Başkan BABOĞA ve ekibi, Yesevi kültürüyle beslenen Türk-İslam sentezini en iyi ve en samimi sadakatle uygularken, Ulu Hünkar’ın felsefesi çerçevesinde aynı cömert gönül, aynı samimi saygıyla insan ayırt etmeden her cana uyguluyorlar.
Bu derneğin sadece yöneticileri değil, üyeleri ve emektarları hepside birer gönül insanı. Irk, mezhep, din, milliyet, memleket asla ayırt etmeden herkesi kendi evlerine gelmiş birer misafir gibi karşılıyorlar. Aşure programları, cem törenleri, semah ekipleri, bilge dedelerden öğütler, zakirlerden deyişler ve akla gelen gelmeyen tüm insani güzelliklere hep beraber imza atıyorlar. Hünkarın huzurunda ve Cem Evlerinde kurbanlar kesiliyor, ikramlar sunuluyor, kutsi mekanlar geziliyor, dualar, niyazlar ediliyor, Hünkar’ın gönlüne uygun kendi yüce gönüllerinede layık gönülden paylaşımlarla sofralar seriliyor, yoldan gelip geçen herkese helal lokmaları sunuluyor.
Geçtiğimiz yıl Gazetemiz ANKHABER adına bu geziye katılan Tarihçi Yazar Rıfat ÇAKIR; ”Güzel insanlar Bendeniz gazeteci ve sunucu kimliğimle birçok programa iştirak ediyor, farklı farklı coğrafyaların değişik kültürlerle süslü sofralarına oturuyorum. Adı, pişirme teknikleri, içerik ve muhteviyatı, katkısı, karışımı, garnitürü aynı olan yemekleri nerde tadarsam tadayım, birde gelip Muzaffer BAŞBOĞA başkanın elinden tadayım inanın lezzeti, muhabbeti, keyfi ve şifası bambaşka oluyor. Hatta bir kuru ekmeği bile Muzaffer Başkanın eline değdirerek yediğinizde bu tadı, huzuru her insanın anında hissettiğine defalarca şahit oldum. Bunu sadece ben değil onun kurduğu sofraya bağdaş kuran herkes söylüyor. Güleryüzle gönülden ikramı, sevgi ve samimi şükürle pişirdiği her yemek o güzel insanın elinde adeta bala dönüşüyor. Cömert gönlüyle ikramları her cana şifa olan Yengelerin Kraliçesi Yeter BAŞBOĞA Ablamız da öyle. Kalabalık gruplarla onlarca kez sofralarına oturup, lezzetli ve zahmetli yemekleri hepimize şifa oldu.” diyordu.
Kısmet olursa bu güzide derneğin onurlandıran davetiyle 14 Eylül Cuma günü Hacı Bektaş ilçesine yapacakları kutsi ziyaretlerine ANKHABER adına ben de katılacağım ve başta yüce Hünkar olmak üzere oradaki tüm gönül sultanlarına hepinizin dualarını ileteceğim.
Bu kutsi ziyaret gezisine katılan tüm güzel insanlara, bizi bu geziye davetle şereflendiren Başkan ve yönetim kurullarına Ankara Haber Gazetesi adına can-ı gönülden teşekkürlerimi sunuyor, pırlanta yüreklerine en güzel ve en samimi dualarımı iletiyorum. Alicenap, eli cömert gönüllerinizle hepinizde baştacımız olacak, her zaman dualarımızda, her zaman gönüllerimizde kalacaksınız.