Funda Gökçen
Köşe Yazarı
Funda Gökçen
 

Hünkar’ın Huzuruna Çıktım ve Hepinizin Dualarını İlettim

Birbirinden güzel faaliyetleriyle Kamuoyunda Derneklerin Şâhı olarak bilinen ve Efsane Başkan Muzaffer BAŞBOĞA ve pırlanta kalpli yönetim kurullarının sayesinde izzetin, ikramın, güleryüzün, dost gönüllerin otağına dönüşen Alevi Kültür Dernekleri Keçiören Şubesi, bu yıl da üyelerinin adaklarını ve dualarını Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin huzuruna ulaştırarak kutsal bir aracılığa daha imza attı. Aralarında seksen yaşın üzerindeki eski topraklar bile yorgun bedenlerine aldırmadan heyecan ve mutlulukla bu ibadet gezisinin tüm safhalarına enerjik ve dinamik bir şekilde iştirak ederken Ulu Hünkarın huzurunda kurbanlar kesildi, dualar edildi, kutsi mekanlara ziyaretler yapıldı, lokmalar paylaşıldı, gönülden muhabbetler eşliğinde ibadetler huşu içinde eda edildi. İzzet, ikram, cömertlik ve asalet denilince ilk akla gelen Kral Başkan Muzaffer BAŞBOĞA gazetemize yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Öncelikle bu kutsal vazifemizde başta ulaşım olmak üzere bize her türlü yardım ve desteğini esirgemeyen  Değerli Başkan Dr.Mesut ÖZASLAN’a ve Keçiören Belediyemize, Yönetim Kurullarım, üyelerim ve Dünyadaki tüm Alevi canlar adına huzurunuzda gönüller dolusu teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum. Ben ve Dernek Emektarlarım Türk islam asaletini takva ile yücelten Hoca Ahmet Yesevi felsefesini ve onun çizgisinde Anadolu’ya irşad için gelip meftun olarak kalan Horasan Erenlerini emek, erdem ve etkileriyle en liyakatlı şekilde tanıtan nitelikli bir ekibiz. “Benim Kâbem insandır.”, “İncinsen de İncitme”, “Eline, beline, diline sahip ol.”, “Kendine ağır geleni başkasına yapma.”, “Murada ermek sabır iledir.”,”Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme.”, “Okunacak en büyük kitap insandır.”, “Özünü bilirsen özürden kurtulursun.”, “Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.” diyen evrensel bir gönle sahip bu kutlu büyüğümüzün  onlarca sözü Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine ve Nobel Barış Ödüllerine ilham kaynağı olmuşken, daha onun asalet ve erdemini tanımayan Türk çocukları olduğunu görünce maalesef utanıyoruz.” dedi. Başkan BAŞBOĞA; “Bir teşekkürüm de Derneğimize maddi-manevi destekleriyle herzaman yanımızda olan gönlü yüce değerlerimiz Haydar ERSEVEN ve Dr. Ahmet SERTTEN canlarımıza ve bize her gezimizde tanıtım ve takdimler yapan tarih, coğrafya, din ve fen bilgisiyle adeta bir ilim deryası olan Ali Rıza KOÇ abimize.” Diyerek orda en ufacık bile olsa bir emeği, bir katkısı geçen herkesten helallik istedi, lokmalardan nasiplenen herkese şifa dileklerinde bulundu.             Dernek üniforması önlükleriyle kazanların başına geçen ve küçük büyük herkese koşarak servis yapan Başkan, Yönetim Kurullları ve üyeler; bilgi ve kültür abidesi Dede Haydar ERBEKTAŞ’ın lokma duası öncesinde bir elleri kalplerinin üzerinde, bir elleri semada teker teker Hünkar’ın ilahi ilhamlarla dolu bilge sözlerini hatırlattılar. Ulu Hünkar’ın sözlerinden ilkini Emektar gönül insanı Abidin ŞAR; “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” Diye söylerken peşinden güzel yürekli insanlar Mehmet KAYA; “Bilimle gidilmeyen yolun sonu yoktur.”, İsmail ALTINKAYNAK; “Dili, dini, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir.”, Haydar ÜNVER; “Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız.”, “Mustafa KILIÇ; “En yüce servet ilimdir.”, “Salman KAYA; “Her ne ararsan kendinde ara.”, “Haydar ÜNVER; “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”, ve “ İsmail ORUÇOĞLU; “Doğruluk dost kapısıdır.”, “Göze nur gönülden gelir.”, “En yüce servet ilimdir.” Diye devam ettiler.   Dualarla yüklü bu kutsi ziyaretlerde her hizmete  koşturarak herkesin gönlünü fetheden güzel insanlardan biri de Göksal VARA candı. O da Hünkarın şu sözlerini hatırlattı. “Sıkıntılı günler birlik ve beraberlikle aşılabilir.”, “El ele verince güzel günler çabuk gelir.” diyordu. Alevi kültürünün saygı, sevgi ve görgü ağırlıklı bir çizgisi var. Peygamber Efendimizin “İnsanların Efendisi hizmet edenlerdir.” sözü çerçevesinde yaşlısından gencine, kadınından çocuğuna hepsi izzet ikram koşuşturmasına bürünüyorlar. “Hacıbektaş İlçesinde ikamet eden Ressam ve Türk Halk Müziği Sanatçısı Emine ŞAHMAN ve Tarihçi Yazar Rıfat ÇAKIR’la birlikte bir masaya oturduk. Tabii ki biz herşeyden habersiz ve hazırlıksızdık. Herkes getirdiği kahvaltılıkları Haydar ERBEKTAŞ Dedemize dualatıp birbiriyle paylaşıyorlardı. Güler yüzünde ve sıcak yüreğinde bir abla sıcaklığı hissetiğim Yeter BAŞBOĞA ablam masamızın boş olduğunu görünce birden panikledi ve adeta masamızı pastalarla, böreklerle, meyvelerle sebzelerle ikram bombardımanına tuttu. Yeter Abla dur dedikçe bize tâ alanın en başından çay servisleri yaptı. Bana bahçesinde yetiştirdikleri bir karpuz hediye ettiler. Yüreğimi adeta fethedip beni kendilerine meftun ettiler. Artık diyebilirim ki öz aileme dahil olan yeni bir ablam daha oldu.     Ya hepsi birbirinden güzel yürekliydiler. İkram etmek için kadın-erkek birbirleriyle yarışıyorlardı. Hanımefendilik, nezaket ve zarrafet denilince Aynur DURSUN, Nuray SERDAROĞLU, Elif ÜNVER ve Nihal GÖKMEN ablalarımı saymamak olur mu. Bu asalet abidesi hanımlarda bir elleri kalplerinde, bir elleri semada sırayla Hünkar’ın ulu sözlerini söylüyorlardı. Yeter BAŞBOĞA Ablam; “Mârifet ehlinin ilk makamı edeptir.”, “İnsanın cemâli sözünün güzelliğidir” derken, Aynur DURSUN; “Hararet nardadır, sacda değildir. Keramet baştadır, tacda değildir. Her ne ararsan kendinde ara. Kudüs'de Mekke'de Hac'da değildir.” diyordu. Nihal GÖKMEN Hanım; “Biz dile ve söze bakmayız; öze ve hale bakarız.”, “ Nuray SERDAROĞLU; “Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız.” ve Elif ÜNVER; “İlim beşikte başlar, mezarda biter.”, Gülsüm ORUÇOĞLU; “Hak güneşten daha zahirdir.”, “En büyük keramet çalışmaktır.”, “Çalışan insan kötülük düşünmez.”, “Arifler hem arıdır hem arıtıcı.”, “Adalet her işte, Hakk’ı bilmektir.”, “Okunacak en büyük kitap, insandır.” derken hepsi de Yesevi çizgisinde Türk İslam Felsefesiyle gurur duyuyorlardı.              Evet güzel insanlar, Pirimiz Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli mürşidimize cümle canlarımızla niyaz olduk. Dular eşliğinde kesilen kurbanlar ve lokmalar pay edildi. Alevi Kültür Dernekleri Keçiören Şube Başkanlığı sayesinde Hünkar’a ve keramet sahibi müridlerine kendimizin, ailemizin, akrabalarımızın ve tüm canların dualarını ulaştırdık.             Hizmet sahiplerinin, lokma sahiplerinin ve emek gösterenlerin duaları kabul ola, ikramları şifa ola, tüm gönüllere huzur dola, Asil Başkan Başboğa’ya, yönetim kurullarına, üyelerine, yol arkadaşlarımıza ve hepsi edep-erkanla süslü tüm güzel gönüllere aşk ola.
Ekleme Tarihi: 17 Eylül 2024 - Salı

Hünkar’ın Huzuruna Çıktım ve Hepinizin Dualarını İlettim

Birbirinden güzel faaliyetleriyle Kamuoyunda Derneklerin Şâhı olarak bilinen ve Efsane Başkan Muzaffer BAŞBOĞA ve pırlanta kalpli yönetim kurullarının sayesinde izzetin, ikramın, güleryüzün, dost gönüllerin otağına dönüşen Alevi Kültür Dernekleri Keçiören Şubesi, bu yıl da üyelerinin adaklarını ve dualarını Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin huzuruna ulaştırarak kutsal bir aracılığa daha imza attı.

Aralarında seksen yaşın üzerindeki eski topraklar bile yorgun bedenlerine aldırmadan heyecan ve mutlulukla bu ibadet gezisinin tüm safhalarına enerjik ve dinamik bir şekilde iştirak ederken Ulu Hünkarın huzurunda kurbanlar kesildi, dualar edildi, kutsi mekanlara ziyaretler yapıldı, lokmalar paylaşıldı, gönülden muhabbetler eşliğinde ibadetler huşu içinde eda edildi.

İzzet, ikram, cömertlik ve asalet denilince ilk akla gelen Kral Başkan Muzaffer BAŞBOĞA gazetemize yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Öncelikle bu kutsal vazifemizde başta ulaşım olmak üzere bize her türlü yardım ve desteğini esirgemeyen  Değerli Başkan Dr.Mesut ÖZASLAN’a ve Keçiören Belediyemize, Yönetim Kurullarım, üyelerim ve Dünyadaki tüm Alevi canlar adına huzurunuzda gönüller dolusu teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum. Ben ve Dernek Emektarlarım Türk islam asaletini takva ile yücelten Hoca Ahmet Yesevi felsefesini ve onun çizgisinde Anadolu’ya irşad için gelip meftun olarak kalan Horasan Erenlerini emek, erdem ve etkileriyle en liyakatlı şekilde tanıtan nitelikli bir ekibiz.

“Benim Kâbem insandır.”, “İncinsen de İncitme”, “Eline, beline, diline sahip ol.”, “Kendine ağır geleni başkasına yapma.”, “Murada ermek sabır iledir.”,”Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme.”, “Okunacak en büyük kitap insandır.”, “Özünü bilirsen özürden kurtulursun.”, “Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.” diyen evrensel bir gönle sahip bu kutlu büyüğümüzün  onlarca sözü Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine ve Nobel Barış Ödüllerine ilham kaynağı olmuşken, daha onun asalet ve erdemini tanımayan Türk çocukları olduğunu görünce maalesef utanıyoruz.” dedi.

Başkan BAŞBOĞA; “Bir teşekkürüm de Derneğimize maddi-manevi destekleriyle herzaman yanımızda olan gönlü yüce değerlerimiz Haydar ERSEVEN ve Dr. Ahmet SERTTEN canlarımıza ve bize her gezimizde tanıtım ve takdimler yapan tarih, coğrafya, din ve fen bilgisiyle adeta bir ilim deryası olan Ali Rıza KOÇ abimize.” Diyerek orda en ufacık bile olsa bir emeği, bir katkısı geçen herkesten helallik istedi, lokmalardan nasiplenen herkese şifa dileklerinde bulundu.

            Dernek üniforması önlükleriyle kazanların başına geçen ve küçük büyük herkese koşarak servis yapan Başkan, Yönetim Kurullları ve üyeler; bilgi ve kültür abidesi Dede Haydar ERBEKTAŞ’ın lokma duası öncesinde bir elleri kalplerinin üzerinde, bir elleri semada teker teker Hünkar’ın ilahi ilhamlarla dolu bilge sözlerini hatırlattılar.

Ulu Hünkar’ın sözlerinden ilkini Emektar gönül insanı Abidin ŞAR; “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” Diye söylerken peşinden güzel yürekli insanlar Mehmet KAYA; “Bilimle gidilmeyen yolun sonu yoktur.”, İsmail ALTINKAYNAK; “Dili, dini, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir.”, Haydar ÜNVER; “Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız.”, “Mustafa KILIÇ; “En yüce servet ilimdir.”, “Salman KAYA; “Her ne ararsan kendinde ara.”, “Haydar ÜNVER; “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”, ve “ İsmail ORUÇOĞLU; “Doğruluk dost kapısıdır.”, “Göze nur gönülden gelir.”, “En yüce servet ilimdir.” Diye devam ettiler.  

Dualarla yüklü bu kutsi ziyaretlerde her hizmete  koşturarak herkesin gönlünü fetheden güzel insanlardan biri de Göksal VARA candı. O da Hünkarın şu sözlerini hatırlattı. “Sıkıntılı günler birlik ve beraberlikle aşılabilir.”, “El ele verince güzel günler çabuk gelir.” diyordu.

Alevi kültürünün saygı, sevgi ve görgü ağırlıklı bir çizgisi var. Peygamber Efendimizin “İnsanların Efendisi hizmet edenlerdir.” sözü çerçevesinde yaşlısından gencine, kadınından çocuğuna hepsi izzet ikram koşuşturmasına bürünüyorlar.

“Hacıbektaş İlçesinde ikamet eden Ressam ve Türk Halk Müziği Sanatçısı Emine ŞAHMAN ve Tarihçi Yazar Rıfat ÇAKIR’la birlikte bir masaya oturduk. Tabii ki biz herşeyden habersiz ve hazırlıksızdık. Herkes getirdiği kahvaltılıkları Haydar ERBEKTAŞ Dedemize dualatıp birbiriyle paylaşıyorlardı. Güler yüzünde ve sıcak yüreğinde bir abla sıcaklığı hissetiğim Yeter BAŞBOĞA ablam masamızın boş olduğunu görünce birden panikledi ve adeta masamızı pastalarla, böreklerle, meyvelerle sebzelerle ikram bombardımanına tuttu. Yeter Abla dur dedikçe bize tâ alanın en başından çay servisleri yaptı. Bana bahçesinde yetiştirdikleri bir karpuz hediye ettiler. Yüreğimi adeta fethedip beni kendilerine meftun ettiler. Artık diyebilirim ki öz aileme dahil olan yeni bir ablam daha oldu.    

Ya hepsi birbirinden güzel yürekliydiler. İkram etmek için kadın-erkek birbirleriyle yarışıyorlardı. Hanımefendilik, nezaket ve zarrafet denilince Aynur DURSUN, Nuray SERDAROĞLU, Elif ÜNVER ve Nihal GÖKMEN ablalarımı saymamak olur mu.

Bu asalet abidesi hanımlarda bir elleri kalplerinde, bir elleri semada sırayla Hünkar’ın ulu sözlerini söylüyorlardı.

Yeter BAŞBOĞA Ablam; “Mârifet ehlinin ilk makamı edeptir.”, “İnsanın cemâli sözünün güzelliğidir” derken, Aynur DURSUN; “Hararet nardadır, sacda değildir. Keramet baştadır, tacda değildir. Her ne ararsan kendinde ara. Kudüs'de Mekke'de Hac'da değildir.” diyordu.

Nihal GÖKMEN Hanım; “Biz dile ve söze bakmayız; öze ve hale bakarız.”, “ Nuray SERDAROĞLU; “Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız.” ve Elif ÜNVER; “İlim beşikte başlar, mezarda biter.”, Gülsüm ORUÇOĞLU; “Hak güneşten daha zahirdir.”, “En büyük keramet çalışmaktır.”, “Çalışan insan kötülük düşünmez.”, “Arifler hem arıdır hem arıtıcı.”, “Adalet her işte, Hakk’ı bilmektir.”, “Okunacak en büyük kitap, insandır.” derken hepsi de Yesevi çizgisinde Türk İslam Felsefesiyle gurur duyuyorlardı. 

            Evet güzel insanlar, Pirimiz Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli mürşidimize cümle canlarımızla niyaz olduk. Dular eşliğinde kesilen kurbanlar ve lokmalar pay edildi. Alevi Kültür Dernekleri Keçiören Şube Başkanlığı sayesinde Hünkar’a ve keramet sahibi müridlerine kendimizin, ailemizin, akrabalarımızın ve tüm canların dualarını ulaştırdık.

            Hizmet sahiplerinin, lokma sahiplerinin ve emek gösterenlerin duaları kabul ola, ikramları şifa ola, tüm gönüllere huzur dola, Asil Başkan Başboğa’ya, yönetim kurullarına, üyelerine, yol arkadaşlarımıza ve hepsi edep-erkanla süslü tüm güzel gönüllere aşk ola.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.