Funda Gökçen
Köşe Yazarı
Funda Gökçen
 

Kültür Hamisi Kutlu Bir Şehir Kayseri ve Kayserililer

Zengin nimetlerle süslü, bereketli toprakların en misafirperver, en güler yüzlü ve en cömert şehri neresi denilince tabi ki de herkesin akına gelen şehirlerden birisi de Kayseri’dir. Tevazuda, erdemde, dostlukta yarış eden farklı medeniyetlerin en estetik mozaiğini oluşturduğu kardeşlik abidesi şehrimin hele de bir Develi ilçesi var ki, o cennet diyarı hakkıyla kim anlatabilmiş ki ben cümlelere sığdırıp, kelimelere giydirebileyim diyorum. Tüm Kayseri’de bulunan tarihi mekanları bu yazıya sığdırmam mümkün değil bu yüzden sadece Develi’de bulunanları kısaca söylüyorum. Develi Kalesi, Develi’nin stratejik bir noktada yer almasından dolayı birçok tarihi olaya tanık olmuştur. Tarihi bilgilere dayanarak kalenin Bizans döneminden önce inşa edildiği ve stratejik konumu itibarıyla Bizans ve Selçuklular döneminde aktif olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Özellikle Selçuklular döneminde kaleye yeni eklemeler yapılarak kale genişletilmiş ve Osmanlı hakimiyetinden sonra önemini kaybetmiştir. Bunun yanı sıra Sivasi Hatun Camii, Devali Türbesi, Seydi Şerif Türbesi, Hızır İlyas Türbesi, Şeyh Ümmi Türbesi, Ebçe Sultan Türbesi, Hamidiye Medresesi, Havadan Külliyesi, Gereme Harabeleri, Çomaklı Yer Altı Şehri, Şahmelik, Ayşepınar, Tombak, Develi ve Gazi, Develi Kasabası Kaya Oyma Mağaraları, Fıraktın Yazılı Kayaları, Öksüt Kalesi ve Develi-Yeşilhisar-Yahyalı üçgeni içinde bulunan dünyaca ünlü, Kuş Cenneti diye tabir edilen Sultan Sazlığı da güzel memleketimin değerleri arasında bulunuyor. Mantının anavatanı memleketimizde yemeklerimiz: cıvıklı ünvanıyla her yere nam salmış etli pidenin şahı, prtımpırt yemeği, pastırması, sucuğu ve daha sayamadığım yöresel lezzetleriyle unutulmayacak bir lezzet şöleni yaşatır tadanlara. Üzümü, kayısısı, dutu vs. meyvesiyle ünlü yörelerle yarışacak kadar iddialıdır.  Havası, toprağı, iklimi, rakımı, mineral değerleri, morfolojik özellikleri, florası, faunası, bireysel ilişkileri, tarihi, geçim kaynakları, şivesi, kültürel yapısı ve kendine has birçok zenginlikleriyle herkesi imrendiren bu şehrin; hepsi birbirinden has karakterli, özü, sözü sağlam, vefalı ve faziletli insanları var. Anlıyoruz ki, Bostancı Baba, Gönçüzâde Kasım, Hacı Torun Efendi, Sâdık Efendi, Dev Ali, Seyyid İmameddin, Şeyh Ümmi, Nebi Baba, Abdal İlyas, Evliya Dede, Epçe Sultan ve Akça Koca gibi derya gönüllü insanların bu topraklardan çıkması tesadüf değil elbet. Biliyorsunuz ki, her bölgenin kendine özgü renkleri, desenleri, endemik türleri ve belirleyici özellikleri vardır. Fark ve kaliteyi ortaya çıkaran bu unsurlar yöreye ünvan olarak yansırken, üzerinde yaşayan değerlerine de bağ ve aidiyet duygusu aşılar. Coğrafya ve iklim yörelerin insan karakterini şekillendirirken, kaderin güzellik ve güven adına en cömert puanını da Kayseri’ye verdiğini görürsünüz. Bu şehrin fakirinden zenginine, milletvekilinden işsizine, çobanından çiftçisine, esnafından-köylüsüne, okumuşundan ümmisine hepsi birbiriyle cömertlik ve güler yüz yarışındadır. O kadar güzel insanlar var ki, statünüz ne olursa olsun, misafir kimliğinizle kimin sofrasına konuk olsanız, hanesine teşrifinizden duyduğu memnuniyetle tatlı dil, güler yüz izzet-i ikram bombardımanına tutulur, konuk kimliğinizle başlarına taç olursunuz. Kayseri'yi ve Kayserilileri anlatmaya sayfaların yetmeyeceğini biliyorum. Sevdalı olduğum şehrimi birkaç cümleyle tarif etmem gerekirse, huzur ve güven kapısı bu şehir geçmiş tarihlerden beri yorgun kervanlara yuva, korunaksız tüccarlara hami, fakire-fukaraya uzanan en merhametli el, yürekten dost selamı, gerçek samimiyet ve sadakat, statü ayırt etmeden herkese gönül zenginliğiyle kurulan cömert sofralar ve yine gönül sıcaklığında yansıtılan cömertlik ve güler yüz… İşte bunların toplamına Kayseri denilir. Gizemi, heybeti ve efsunlu efsaneleriyle şehrimizin sembolü Erciyes Dağı, faal olduğu otuz milyon yıl önce püskürttüğü küf ve lavlarıyla canlılara ne kadar ızdırap ve ölüm olup yağdıysa da bölgede yakıp yıktığı coğrafyanın enkazındansa şimdi Kapadokya gibi bir görsel harikası doğmuş oldu. Zümrüt bir gerdanlığı andıran bu tabiat harikasını görenler, bölgeye tekrar tekrar geldiği halde gönüllerini bu güzelliğe bir türlü doyuramıyor. Erimeyen karları yüzünden Hititlerin Beyaz Dağ diye adlandırdığı Erciyes, adrenalini yüksek tırmanış rotaları, kapsamlı kış sporları, sunum konsepti cazip gastronomisi ve görseli emsalsiz kamp duraklarıyla dünyadaki macera tutkunlarının gözdesi bir cennet. Hele de Kapuzbaşı Şelaleleri ve Sultan Sazlığındaki tarifi zor ekosistem, ülkemizin her tarafına ulaşım avantajlarıyla başta yakın metropoller olmak üzere tüm çevre illerin en gözde hiking ve trekking güzergâhı konumunda. Nazlı nazlı akan Kızılırmak’ın çevresi, çehresi ve duruluğuyla İrem Bahçeleri’ni andıran 128 km’lik en berrak bölümü bizim şehrimizde. Berrak diyorum çünkü kıvrım kıvrım menderes çizerek geçen zümrüt çevliklerde senkronize figürlerle yüzen balıkları seyretmek, rayihası yüksek kuşburnu, yemşen, cehri, güvem, yaban mersini, ahlat vs. gibi meyve ve çalı grubu ağaçları yurt tutmuş milyonlarca kuşun, kelebeğin, ötücü böceklerin oluşturduğu orkestra ve armoniyi dinlemek, rengi ve kokusunu hiçbir yerde göremeyeceğiniz binbir türlü çiçeklerle süslü zengin habitatı anlatmak kifayetsiz kalacağından yazmıyorum bile. Biliyorum ki Kayseri’yi kimse hakkıyla anlatamaz çünkü bu kutsal şehir huzur üfleyen havasını soluyarak yaşanıldığında ancak hissedilebilir, görsellikte ve manevi huzurda nimetler zinciri olduğu işte o zaman anlaşılır. Bu kutsi şehir tarihin bütün dönemlerinde bir kavşak noktası sayılabilecek en gözde yerleşim merkezlerinden biri olmuş. Üzerinde yaşamış onlarca medeniyet adeta yüreklerini bırakıp da gitmişler, nakış nakış her yeri şaheserleriyle donatmışlar. Camiler, kiliseler, havra, tapınak vs. gibi inanç merkezleri, resimler, ikonlar, heykeller ve eşsiz yapılardan oluşan antik hazineler bizi adeta bir açık hava müzesine dönüştürmüş. Topografik yapısı, coğrafik estetiği, konik gövdeli peribacaları, huzur veren camileri, Ortodoks ikonlarıyla süslü kiliseler, yakut gibi görünen yeşil alanları ve tarifi imkânsız güzellikleriyle tablo gibi bir görsel ve her karesi adeta bir efsane. Cennetten yansıyan bir akis gibi görünen sulak vadileri, sıcak insanları ve gizemli tarihiyle bu şehir, ona kulak verdiğinizde size efsunlu bir şeyler fısıldar. Anadolu’da parça parça bulunan site devletleri tek bir siyasi birlik altına toplayan Hititler, Prima Bölgesi diye adlandırdıkları Kapadokya coğrafyasının en gözde yerleşkelerini bizim şehrimiz sınırlarında kurmuşlar. Bu site devletlerin en büyüğü olan Hatti’lerin Kültepe yakınlarında Asurlu tüccarlarla beraber kurduğu Karum (Pazar yeri) dünyanın hâlâ ilgisini çeken eşsiz bir sit alanı. Kısaca tarihimizi ve stratejik konumumuzu şöyle anlatayım. Heybetli Erciyes’in eteğinde M.Ö. 11. ve 7. yüzyıllarda kurulan şehrimiz, M.Ö. 6. ve 5. yüzyıllarda Med ve Perslerin egemenliğine girmiş. O dönmeler adı Mazaka olan Kayseri, M.Ö. 280 yılında kurulan bağımsız Kapadokya Krallığı’na başkentlik de yapmış. Sulak alanları, bereketli tarımı, korunaklı bölgeleri, stratejik konumu ve iklimi nedeniyle şehrimiz her zaman çok kalabalık nüfuslar barındırmış. M.S. 17 yılında Romalıların eline geçen 400.000 nüfuslu bir devasa eyaletken, Romalılar imparator şehri anlamında Kaisareia adını vermişler. 691 ve 721 yıllarında Arap akınlarına da uğramış. 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra da Türk asaletiyle buluşmuş. 1127’de Danişmendliler, 1162’de Anadolu Selçuklularının yönetimine geçen şehrimiz ticari ve siyasi önemini hiçbir zaman yitirmemiş. Kalkolotik çağdan başlayarak Asur, Hitit, Frig dönemlerinden Roma devri sonuna kadar kesintisiz bir yerleşke olan Kayseri, 1067'de Afşin Beyle Türk hakimiyetine girince sırasıyla Selçuklular, Eratna Beyliği, Dulkadiroğulları, Kadı Burhanettin, Karamanoğulları ve Osmanlı Devleti dönemlerini yaşamış, yine her dönem tarih, turizm, ticaret ve siyasetin merkezi kimliğini korumuş. 1244 yılında Moğol işgaline uğrayınca bir süre Moğol-İlhanlı valilerince yönetilmiş. 1343 yılında Eretna Beyliği, 1398’de Osmanlı, 1402 Ankara savaşından sonra Karamanoğulları ve Dulkadiroğullarının eline geçen şehrimiz, Yavuz Sultan Selim’in İran seferi dönüşü 1515’te tekrar Osmanlı İmparatorluğuna geçmiş ve nihayetinde 1924 Anayasasıyla ölümsüz TürkiyeCumhuriyetinin en gözde vilayeti olmuştur. Türk yatırımıyla ülkemizin ilk uçak fabrikası, ilk kara ve demiryolu hatları, 1953'te Sümer Bez Fabrikası ve 1950'de projelendirilen sanayi sitesiyle Türkiye'nin ilk büyük sanayi ve ticaret atılımlarına öncülük etmiş. Şimdi bile şehrimiz jeopolitik, sosyo ekonomik, ticari, siyasi, sanatsal, kültürel, sağlık, eğitim, spor ve şehircilik alanlarında Avrupa normlarında olmakla beraber; Türkiye'nin en güzide en hızlı gelişen, en yenilikçi stratejik şehri statüsündedir. Geçmiş kronolojiye şöyle bir bakarsanız, dünyada kurulan ilk uluslararası ticaret merkezi olan Yabanlu Pazarı, Pınarbaşı ilçemizde kurulmuş. Mısır’dan, Kırım’dan, Hint coğrafyasından, Ortadoğu, Kafkaslar, Avrupa, Kıbrıs ve tüm Akdeniz ülkelerinden insanlar akın akın şehrimize gelmiş, Kayseri’yi Dünya ticaretinin başkenti yapmışlar. Hani Kayserililere pazarlık başta olmak üzere birçok ticari yakıştırmalar yaparlar ya... İşte Dünyada ilk Uluslararası Pazar ve ticaret merkezi oluşumuzdan dolayıdır. Bu güzide ilin çok eğitimli değerleri, renkli geleneksel motifleri, tarih, kültür, coğrafya ve çok detay zenginlikleri var. İlkler ve yenilikler denilince herkesin aklına biz geldiğimiz gibi en saygın vilayetlerin bile çok çok önünde yer alırız. Topraklarımız kıraç görüntülü ama organik ve verimli ve estetik bir dekora sahiptir. Dürüst üreticileri ve natürel ürünleriyle bölgenin en doğal en leziz nimetlerine biz sahibiz. İpek Yolunun altın şehri olarak bilinen bu huzur ve güven yuvasını detaylıca tanımadan kurnazlık eksenli bazı haksız ve olumsuz yorumlar almak akıl sınırlarımızı zorlarken, bunu mizah gibi gören cahil cesaretli karar otoritelerinin ve etkilediği gafil kesimlerin bakış açısına acaba kıskançlık eksenli bir değerlendirme mi diye de düşünmüyor değiliz. Türkiye’nin ve Dünyanın neresinde olursa olsun bu kutsal şehrin tüm insanları kentlerine ve ülkelerine bir katkı ve katma değer sağlama gayretindedir. Çünkü Kayserililerin yüreklerindeki hemşehri aşkı, memleket sevdası, ilke, ülke ve ülkü anlayışı bambaşkadır. Tarih-kültür ve edebiyat sunumlarını severek dinlediğim ve birçok projeyi beraber yürüttüğümüz duayen yazar Sayın Rıfat Çakır’la iki kez Kayseri’yi gezdik. Uzun uzun Kayseri’yi konuşurken “Kayseri’ye Türkiye’nin en önemli şehri demek yetmez, aynı zamanda dünyanın önünü açan ilkleri ve imkanlarıyla başlı başına bir nimet, başlı başına bir bereket yuvası da denilmesi gerekir. Yabanlu Pazarının tarihteki yerini, oluşturduğu istihdamı ve geleceğe çizdiği yönü finans kuruluşları bile anlatamaz ki ben anlatayım. Bu şehir aziz ve asil soylu inanların yurdu” şeklinde konuştu. Çok yönlü sunucu ve Tarihçi Yazar Rıfat Çakır’la birçok ilin kültürel mekanlarında birlikte çalıştık. En son tanıtım projesini ve senaryo metnini benim hazırladığım ve sunumunu yine beraber üstlendiğimiz Bursa kültürü ve tarihini anlattık. Bizim tarih-kültür tanıtımlarımızın tamamı bilimsel. Kesinlikle bilgiden uzaklaştıran ve yanıltıcı yönü çok ağır basan mitolojik faktörlere ve halk efsaneleri varyantlarına yer vermiyoruz. Çok yönlü kaynak taraması yapıyor, tabiri caizse onlarca kitap okuyor, bilgi derliyoruz. Tarih kültür programlarına emek vererek edindiğim tecrübelere dayanarak en sağlam ve güvenilir kaynağın her zaman Milli Eğitim Bakanlığı onaylı ders kitapları olduğunu da ayrıca belirtmek isterim. Güzel insanlar bu kültürel tanıtım emeklerimiz çerçevesinde onlarca şehir, onlarca ilçe, onlarca tarih-turizm bölgesi gezince şehrine samimi gönül veren, fedakarca çalışan ve çalışkan değerlerini de iyi tespit eden bir tecrübe birikimi edindik. Yani gerçek çalışanı, gerçek emektarı ve boş konuşup hep yanıltanı anladığımızı da söylemek istiyorum Geçtiğimiz günlerde Kayseri’yi, hem ilçem Develi’yi yeniden gezme fırsatı yakaladık. Zamanımız az olduğundan Kültepe Hüyüğünü, Kaniş-Karum Ören yerini, Giyasiye ve Şifaiye Medreseleri, Hunat Hatun Külliyesi, Sultan Hanı, Karatay Hanı, Avgunlu Medresesi, Çifte Medrese, Merzifonlu Medresesi, Köşk Medrese, Seraceddin Medresesi, Sahibiye Medresesi, Hoca Hasan Medresesi, Hacı Kılıç Medresesi ve Han Camii gibi yerleri dolaştık ama çok istememize rağmen tanıtım çekimleri ve sunumları yapamadık. Ama Allah kısmet ederse diğer illere hazırladığım tanıtım projelerinin en kapsamlı ve en torpillisini Canım Kayserim için yapacağım sözünü veriyorum. Gururla söylemem gerekirse bu gezimizde şehrimizi çok temiz ve bakımlı gördüm. Beyefendiliği ve tevazusuna hayran olduğum Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç aşkımız Kayseri’ye imrenilir güzellikler katmış. Her yeri estetik açıdan hayran bırakacak hizmetleriyle şekillendirirken, ulaşıma yönelik deha projeleri, sosyal hayatı düzenleyen nitelikli tesisler, kent dokusuna uygun yapılaşma, gerçeğine uygun restorasyonlar ve günümüz şartlarına uygun bir anlam ve bütünlük de yakalayarak uygun kullanım koşulları oluşturmuş. Seçkin eğitim kurumları, sağlık merkezleri, spor kompleksleri, parklar, rekreasyon alanları, sosyal alanlar, tarih, doğa, kültür ve geleneksel dokuya gösterilen duyarlılık inanın insana gurur veriyor. Tarihi değer taşıyan mezbelelik durumdaki birçok mekân, alanında saygın akademisyenler ve mesleki yeterliliğiyle sahip ustalar tarafından aslına en uygun şekliyle restore ettirilip, amacına uygun kurumların kullanımına açılmış. Tarihi dekora adeta cerrahî dokunuşlar yapılıp, gerçek kimlikleri kazandırılmış. İnşallah tüm belediyeler ve kültür kurumları bu alanın en seçkin idolü statüsündeki Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Memduh Büyükkılıç ve ekibini model alırlar. Hele de merkez ilçelerden sonra en büyük yerleşke olan benim ilçem Develi’nin efsane başkanı sayın Mehmet Cabbar, görev yaptığı dönemde Develimize adeta sevdasını nakşetmiş. O kadar güzel projelere imza atmış ki, ilçemiz bölgenin adeta gözbebeği olmuş. Homurlu Mesire Alanı, yeni Devlet Hastanesi, güneş enerji santralleri, engelsiz yaşam merkezi, TOKİ etapları, biyolojik su arıtma tesisleri ve meydan revize planına inanın bayıldım. Merkezi yığılmalar, dar sokaklar, kontrolsüz yapılaşma, düzensiz imar, artan trafik gibi sorunlara adeta cerrahi müdahalelerle çözüm bulunmuş. Homurlu Mesire Alanındaki kent estetiği çevre ve şehircilik alanında ihtisas yapan tüm mimarların ağzını açık bırakacak cinsten. Demografik yapı, coğrafik konum, geleneksel yaşam ve bölgesel farklıların tamamı düşünülerek herkesi medeniyet güzergahında çağın gereklilikleriyle buluşturan hizmetleri ve sosyo-kültürel projeler gören herkesi hayran bırakıyor. Kayseri İl Kültür Müdürü Doç. Dr. Şükrü Dursun ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Salih Özgöncü’de takdire şayan emekleriyle şehirlerini yücelten değerler arasında. Mükemmel bir uyum içinde çalışıyorlar. Her ikisi de şehir kültürüne hakim, insan, tarih, coğrafya, demografya, geleneksel yaşam, folklorik değerler ve detay zenginlikleri çok iyi biliyor, çok iyi tanıtıyorlar. Şehrimizde çok nitelikli bir basın var. Yaptıkları objektif haber, donanımlı köşe yazarları, spor, sanat, aktüalite, ekonomi ve güncel konuları ile Ulusal gazetelere taş çıkartan ve Kayserili olmayanların bile her gün takip ettiği zengin içerikli televizyon, radyo ve yerel gazetelere sahibiz. Şehrimiz ve hemşehrilerimiz için sürekli koşuşturan, şahsı, şahsiyeti, beyefendiliği ve örnek kişiliği ile Türk basının en sevilen isimlerinden Sayın Metin Kösedağ’ın cemiyet başkanlığını yaptığı bu kentte Anadolu Haber, Büyük Kayseri, Deniz Postası, E-Haber, Gündem, Haber38, Hâkimiyet, Kayseri Haber, Meydan, Olay, Star Haber, Ülker, VizyonKent Haber, Yeni Haber, Kayseri Manşet ve Kayseri Gazetesi gibi 16 yerel nitelikli gazete var. Ayrıca Kayseri il merkezinde görsel basın anlamında Elif TV, Kanal38, Kay TV ve Erciyes TV olmak üzere 4 yerel, 38 Kent TV, TV Kayseri, TV1 ve Kampüs TV olmak üzere 4 uydu yayını yapan toplam 8 televizyon kanalı var. Kayserimiz dijital medya anlamında da güçlü. Bütün yerel gazete ve televizyonların internet sitelerinin yanı sıra sadece dijital habercilik yapan www.kayserihaber38.com, kayseri yerel haber, kayseri news, kayseri tempo, kar360, ceo ekonomi, kayseri ilk haber, kayseri internet haber, kayseri sektör gibi İnternet haber sitelerimiz de mevcut. Ankara’daki hemşehrilerimiz için fedakâr hizmetler üreten Kayseri Dernekler Federasyonumuzda da ince ruhlu, nezaket sahibi, tevazu ve saygı abidesi çok güzel insanlarımız var. Şehri ve hemşehrileri için sürekli koşuşturan, gündemi takip eden, Devlet imkanlarını şehir gerçekleriyle yorumlayıp, hepimizi bilgilendiren, yönlendiren, acı tatlı günlerde kenetlenmemizi, bir ve beraber olmamızı sağlayan bu federasyona hemşehrilerimiz destek verdiği takdirde çok daha güzel şeyler olacağına yürekten inanıyorum. Bu federasyonun başkanı ve tüm emektarları Kayseri gönlünü, Kayseri ürünlerinin hilesizliğini, güzelliğini, kalitesini, insanının emeğini, dürüstlüğünü dernek olarak dünyaya duyururken, Ankara bürokrasisinden, siyasilerden, sivil toplum örgütlerinden ve iş adamlarından Kayseri’ye teşvik, yatırım, tanıtım, istihdam ve yapılması gereken tüm kamusal ve sektörel hizmetler için insan üstü gayretlerle yılmadan destek istiyor, projeler sunuyor, uğraşıyorlar. Evet değerli dostlar şehrim ve insanları, kalitesindeki azamet, karakterindeki fazilet ve kalibrelerindeki tevazuyla dostluk, yardımlaşma, paylaşım, samimiyet ve sadakatte dünya klasmanında rakipsiz bir numaradır. Helal ekmekleri, erdemli şahsiyetleri, bereketli doğaları, zümrüt coğrafyaları ve misafirperver gönülleri hürmetine, Cenab-ı Allahın bereketle süslediği Kayserimiz, onurlu, omurgalı, vatansever ve dürüst insanlarıyla Türkiye’nin yüzünü her yerde ak eder... Sevginin, bereketin, lezzetin merkezi aziz hemşehrilerim ve okurlarımın ebediyete intikal etmiş tüm geçmişlerine Allah’tan rahmet, yaşayan birbirinden kıymetli değerlerine de sağlık, afiyet ve uzun ömürler diliyor hepinize samimi dualar gönderiyor, gönülden dualar bekliyorum. Yazarı olduğum ANK Haber Gazetesine ve ekibine Canım Kayserimi uzun yazım ve detay resimlerimle yayınlama şansı verdiği için ayrıca teşekkür ediyorum. Milli ve manevi değerlerimize özünden bağlı vatansever çocuklarımızın layık oldukları en yüksek makamlara gelmesi temennilerimle dünyanın her yerindeki tüm hemşehrilerim ve okurlarıma sonsuz sevgi ve muhabbetlerimle, gönül dolusu selamlarımı gönderiyorum.
Ekleme Tarihi: 26 Mayıs 2024 - Pazar

Kültür Hamisi Kutlu Bir Şehir Kayseri ve Kayserililer

Zengin nimetlerle süslü, bereketli toprakların en misafirperver, en güler yüzlü ve en cömert şehri neresi denilince tabi ki de herkesin akına gelen şehirlerden birisi de Kayseri’dir. Tevazuda, erdemde, dostlukta yarış eden farklı medeniyetlerin en estetik mozaiğini oluşturduğu kardeşlik abidesi şehrimin hele de bir Develi ilçesi var ki, o cennet diyarı hakkıyla kim anlatabilmiş ki ben cümlelere sığdırıp, kelimelere giydirebileyim diyorum.

Tüm Kayseri’de bulunan tarihi mekanları bu yazıya sığdırmam mümkün değil bu yüzden sadece Develi’de bulunanları kısaca söylüyorum. Develi Kalesi, Develi’nin stratejik bir noktada yer almasından dolayı birçok tarihi olaya tanık olmuştur. Tarihi bilgilere dayanarak kalenin Bizans döneminden önce inşa edildiği ve stratejik konumu itibarıyla Bizans ve Selçuklular döneminde aktif olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Özellikle Selçuklular döneminde kaleye yeni eklemeler yapılarak kale genişletilmiş ve Osmanlı hakimiyetinden sonra önemini kaybetmiştir. Bunun yanı sıra Sivasi Hatun Camii, Devali Türbesi, Seydi Şerif Türbesi, Hızır İlyas Türbesi, Şeyh Ümmi Türbesi, Ebçe Sultan Türbesi, Hamidiye Medresesi, Havadan Külliyesi, Gereme Harabeleri, Çomaklı Yer Altı Şehri, Şahmelik, Ayşepınar, Tombak, Develi ve Gazi, Develi Kasabası Kaya Oyma Mağaraları, Fıraktın Yazılı Kayaları, Öksüt Kalesi ve Develi-Yeşilhisar-Yahyalı üçgeni içinde bulunan dünyaca ünlü, Kuş Cenneti diye tabir edilen Sultan Sazlığı da güzel memleketimin değerleri arasında bulunuyor.

Mantının anavatanı memleketimizde yemeklerimiz: cıvıklı ünvanıyla her yere nam salmış etli pidenin şahı, prtımpırt yemeği, pastırması, sucuğu ve daha sayamadığım yöresel lezzetleriyle unutulmayacak bir lezzet şöleni yaşatır tadanlara. Üzümü, kayısısı, dutu vs. meyvesiyle ünlü yörelerle yarışacak kadar iddialıdır. 

Havası, toprağı, iklimi, rakımı, mineral değerleri, morfolojik özellikleri, florası, faunası, bireysel ilişkileri, tarihi, geçim kaynakları, şivesi, kültürel yapısı ve kendine has birçok zenginlikleriyle herkesi imrendiren bu şehrin; hepsi birbirinden has karakterli, özü, sözü sağlam, vefalı ve faziletli insanları var. Anlıyoruz ki, Bostancı Baba, Gönçüzâde Kasım, Hacı Torun Efendi, Sâdık Efendi, Dev Ali, Seyyid İmameddin, Şeyh Ümmi, Nebi Baba, Abdal İlyas, Evliya Dede, Epçe Sultan ve Akça Koca gibi derya gönüllü insanların bu topraklardan çıkması tesadüf değil elbet.

Biliyorsunuz ki, her bölgenin kendine özgü renkleri, desenleri, endemik türleri ve belirleyici özellikleri vardır. Fark ve kaliteyi ortaya çıkaran bu unsurlar yöreye ünvan olarak yansırken, üzerinde yaşayan değerlerine de bağ ve aidiyet duygusu aşılar. Coğrafya ve iklim yörelerin insan karakterini şekillendirirken, kaderin güzellik ve güven adına en cömert puanını da Kayseri’ye verdiğini görürsünüz.

Bu şehrin fakirinden zenginine, milletvekilinden işsizine, çobanından çiftçisine, esnafından-köylüsüne, okumuşundan ümmisine hepsi birbiriyle cömertlik ve güler yüz yarışındadır. O kadar güzel insanlar var ki, statünüz ne olursa olsun, misafir kimliğinizle kimin sofrasına konuk olsanız, hanesine teşrifinizden duyduğu memnuniyetle tatlı dil, güler yüz izzet-i ikram bombardımanına tutulur, konuk kimliğinizle başlarına taç olursunuz.

Kayseri'yi ve Kayserilileri anlatmaya sayfaların yetmeyeceğini biliyorum. Sevdalı olduğum şehrimi birkaç cümleyle tarif etmem gerekirse, huzur ve güven kapısı bu şehir geçmiş tarihlerden beri yorgun kervanlara yuva, korunaksız tüccarlara hami, fakire-fukaraya uzanan en merhametli el, yürekten dost selamı, gerçek samimiyet ve sadakat, statü ayırt etmeden herkese gönül zenginliğiyle kurulan cömert sofralar ve yine gönül sıcaklığında yansıtılan cömertlik ve güler yüz… İşte bunların toplamına Kayseri denilir.

Gizemi, heybeti ve efsunlu efsaneleriyle şehrimizin sembolü Erciyes Dağı, faal olduğu otuz milyon yıl önce püskürttüğü küf ve lavlarıyla canlılara ne kadar ızdırap ve ölüm olup yağdıysa da bölgede yakıp yıktığı coğrafyanın enkazındansa şimdi Kapadokya gibi bir görsel harikası doğmuş oldu. Zümrüt bir gerdanlığı andıran bu tabiat harikasını görenler, bölgeye tekrar tekrar geldiği halde gönüllerini bu güzelliğe bir türlü doyuramıyor.

Erimeyen karları yüzünden Hititlerin Beyaz Dağ diye adlandırdığı Erciyes, adrenalini yüksek tırmanış rotaları, kapsamlı kış sporları, sunum konsepti cazip gastronomisi ve görseli emsalsiz kamp duraklarıyla dünyadaki macera tutkunlarının gözdesi bir cennet. Hele de Kapuzbaşı Şelaleleri ve Sultan Sazlığındaki tarifi zor ekosistem, ülkemizin her tarafına ulaşım avantajlarıyla başta yakın metropoller olmak üzere tüm çevre illerin en gözde hiking ve trekking güzergâhı konumunda.

Nazlı nazlı akan Kızılırmak’ın çevresi, çehresi ve duruluğuyla İrem Bahçeleri’ni andıran 128 km’lik en berrak bölümü bizim şehrimizde. Berrak diyorum çünkü kıvrım kıvrım menderes çizerek geçen zümrüt çevliklerde senkronize figürlerle yüzen balıkları seyretmek, rayihası yüksek kuşburnu, yemşen, cehri, güvem, yaban mersini, ahlat vs. gibi meyve ve çalı grubu ağaçları yurt tutmuş milyonlarca kuşun, kelebeğin, ötücü böceklerin oluşturduğu orkestra ve armoniyi dinlemek, rengi ve kokusunu hiçbir yerde göremeyeceğiniz binbir türlü çiçeklerle süslü zengin habitatı anlatmak kifayetsiz kalacağından yazmıyorum bile. Biliyorum ki Kayseri’yi kimse hakkıyla anlatamaz çünkü bu kutsal şehir huzur üfleyen havasını soluyarak yaşanıldığında ancak hissedilebilir, görsellikte ve manevi huzurda nimetler zinciri olduğu işte o zaman anlaşılır.

Bu kutsi şehir tarihin bütün dönemlerinde bir kavşak noktası sayılabilecek en gözde yerleşim merkezlerinden biri olmuş. Üzerinde yaşamış onlarca medeniyet adeta yüreklerini bırakıp da gitmişler, nakış nakış her yeri şaheserleriyle donatmışlar. Camiler, kiliseler, havra, tapınak vs. gibi inanç merkezleri, resimler, ikonlar, heykeller ve eşsiz yapılardan oluşan antik hazineler bizi adeta bir açık hava müzesine dönüştürmüş. Topografik yapısı, coğrafik estetiği, konik gövdeli peribacaları, huzur veren camileri, Ortodoks ikonlarıyla süslü kiliseler, yakut gibi görünen yeşil alanları ve tarifi imkânsız güzellikleriyle tablo gibi bir görsel ve her karesi adeta bir efsane. Cennetten yansıyan bir akis gibi görünen sulak vadileri, sıcak insanları ve gizemli tarihiyle bu şehir, ona kulak verdiğinizde size efsunlu bir şeyler fısıldar.

Anadolu’da parça parça bulunan site devletleri tek bir siyasi birlik altına toplayan Hititler, Prima Bölgesi diye adlandırdıkları Kapadokya coğrafyasının en gözde yerleşkelerini bizim şehrimiz sınırlarında kurmuşlar. Bu site devletlerin en büyüğü olan Hatti’lerin Kültepe yakınlarında Asurlu tüccarlarla beraber kurduğu Karum (Pazar yeri) dünyanın hâlâ ilgisini çeken eşsiz bir sit alanı.

Kısaca tarihimizi ve stratejik konumumuzu şöyle anlatayım. Heybetli Erciyes’in eteğinde M.Ö. 11. ve 7. yüzyıllarda kurulan şehrimiz, M.Ö. 6. ve 5. yüzyıllarda Med ve Perslerin egemenliğine girmiş. O dönmeler adı Mazaka olan Kayseri, M.Ö. 280 yılında kurulan bağımsız Kapadokya Krallığı’na başkentlik de yapmış. Sulak alanları, bereketli tarımı, korunaklı bölgeleri, stratejik konumu ve iklimi nedeniyle şehrimiz her zaman çok kalabalık nüfuslar barındırmış. M.S. 17 yılında Romalıların eline geçen 400.000 nüfuslu bir devasa eyaletken, Romalılar imparator şehri anlamında Kaisareia adını vermişler.

691 ve 721 yıllarında Arap akınlarına da uğramış. 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra da Türk asaletiyle buluşmuş. 1127’de Danişmendliler, 1162’de Anadolu Selçuklularının yönetimine geçen şehrimiz ticari ve siyasi önemini hiçbir zaman yitirmemiş.

Kalkolotik çağdan başlayarak Asur, Hitit, Frig dönemlerinden Roma devri sonuna kadar kesintisiz bir yerleşke olan Kayseri, 1067'de Afşin Beyle Türk hakimiyetine girince sırasıyla Selçuklular, Eratna Beyliği, Dulkadiroğulları, Kadı Burhanettin, Karamanoğulları ve Osmanlı Devleti dönemlerini yaşamış, yine her dönem tarih, turizm, ticaret ve siyasetin merkezi kimliğini korumuş. 1244 yılında Moğol işgaline uğrayınca bir süre Moğol-İlhanlı valilerince yönetilmiş. 1343 yılında Eretna Beyliği, 1398’de Osmanlı, 1402 Ankara savaşından sonra Karamanoğulları ve Dulkadiroğullarının eline geçen şehrimiz, Yavuz Sultan Selim’in İran seferi dönüşü 1515’te tekrar Osmanlı İmparatorluğuna geçmiş ve nihayetinde 1924 Anayasasıyla ölümsüz TürkiyeCumhuriyetinin en gözde vilayeti olmuştur.

Türk yatırımıyla ülkemizin ilk uçak fabrikası, ilk kara ve demiryolu hatları, 1953'te Sümer Bez Fabrikası ve 1950'de projelendirilen sanayi sitesiyle Türkiye'nin ilk büyük sanayi ve ticaret atılımlarına öncülük etmiş. Şimdi bile şehrimiz jeopolitik, sosyo ekonomik, ticari, siyasi, sanatsal, kültürel, sağlık, eğitim, spor ve şehircilik alanlarında Avrupa normlarında olmakla beraber; Türkiye'nin en güzide en hızlı gelişen, en yenilikçi stratejik şehri statüsündedir.

Geçmiş kronolojiye şöyle bir bakarsanız, dünyada kurulan ilk uluslararası ticaret merkezi olan Yabanlu Pazarı, Pınarbaşı ilçemizde kurulmuş. Mısır’dan, Kırım’dan, Hint coğrafyasından, Ortadoğu, Kafkaslar, Avrupa, Kıbrıs ve tüm Akdeniz ülkelerinden insanlar akın akın şehrimize gelmiş, Kayseri’yi Dünya ticaretinin başkenti yapmışlar. Hani Kayserililere pazarlık başta olmak üzere birçok ticari yakıştırmalar yaparlar ya... İşte Dünyada ilk Uluslararası Pazar ve ticaret merkezi oluşumuzdan dolayıdır.

Bu güzide ilin çok eğitimli değerleri, renkli geleneksel motifleri, tarih, kültür, coğrafya ve çok detay zenginlikleri var. İlkler ve yenilikler denilince herkesin aklına biz geldiğimiz gibi en saygın vilayetlerin bile çok çok önünde yer alırız.

Topraklarımız kıraç görüntülü ama organik ve verimli ve estetik bir dekora sahiptir. Dürüst üreticileri ve natürel ürünleriyle bölgenin en doğal en leziz nimetlerine biz sahibiz. İpek Yolunun altın şehri olarak bilinen bu huzur ve güven yuvasını detaylıca tanımadan kurnazlık eksenli bazı haksız ve olumsuz yorumlar almak akıl sınırlarımızı zorlarken, bunu mizah gibi gören cahil cesaretli karar otoritelerinin ve etkilediği gafil kesimlerin bakış açısına acaba kıskançlık eksenli bir değerlendirme mi diye de düşünmüyor değiliz.

Türkiye’nin ve Dünyanın neresinde olursa olsun bu kutsal şehrin tüm insanları kentlerine ve ülkelerine bir katkı ve katma değer sağlama gayretindedir. Çünkü Kayserililerin yüreklerindeki hemşehri aşkı, memleket sevdası, ilke, ülke ve ülkü anlayışı bambaşkadır.

Tarih-kültür ve edebiyat sunumlarını severek dinlediğim ve birçok projeyi beraber yürüttüğümüz duayen yazar Sayın Rıfat Çakır’la iki kez Kayseri’yi gezdik. Uzun uzun Kayseri’yi konuşurken “Kayseri’ye Türkiye’nin en önemli şehri demek yetmez, aynı zamanda dünyanın önünü açan ilkleri ve imkanlarıyla başlı başına bir nimet, başlı başına bir bereket yuvası da denilmesi gerekir. Yabanlu Pazarının tarihteki yerini, oluşturduğu istihdamı ve geleceğe çizdiği yönü finans kuruluşları bile anlatamaz ki ben anlatayım. Bu şehir aziz ve asil soylu inanların yurdu” şeklinde konuştu.

Çok yönlü sunucu ve Tarihçi Yazar Rıfat Çakır’la birçok ilin kültürel mekanlarında birlikte çalıştık. En son tanıtım projesini ve senaryo metnini benim hazırladığım ve sunumunu yine beraber üstlendiğimiz Bursa kültürü ve tarihini anlattık. Bizim tarih-kültür tanıtımlarımızın tamamı bilimsel. Kesinlikle bilgiden uzaklaştıran ve yanıltıcı yönü çok ağır basan mitolojik faktörlere ve halk efsaneleri varyantlarına yer vermiyoruz. Çok yönlü kaynak taraması yapıyor, tabiri caizse onlarca kitap okuyor, bilgi derliyoruz. Tarih kültür programlarına emek vererek edindiğim tecrübelere dayanarak en sağlam ve güvenilir kaynağın her zaman Milli Eğitim Bakanlığı onaylı ders kitapları olduğunu da ayrıca belirtmek isterim.

Güzel insanlar bu kültürel tanıtım emeklerimiz çerçevesinde onlarca şehir, onlarca ilçe, onlarca tarih-turizm bölgesi gezince şehrine samimi gönül veren, fedakarca çalışan ve çalışkan değerlerini de iyi tespit eden bir tecrübe birikimi edindik. Yani gerçek çalışanı, gerçek emektarı ve boş konuşup hep yanıltanı anladığımızı da söylemek istiyorum

Geçtiğimiz günlerde Kayseri’yi, hem ilçem Develi’yi yeniden gezme fırsatı yakaladık. Zamanımız az olduğundan Kültepe Hüyüğünü, Kaniş-Karum Ören yerini, Giyasiye ve Şifaiye Medreseleri, Hunat Hatun Külliyesi, Sultan Hanı, Karatay Hanı, Avgunlu Medresesi, Çifte Medrese, Merzifonlu Medresesi, Köşk Medrese, Seraceddin Medresesi, Sahibiye Medresesi, Hoca Hasan Medresesi, Hacı Kılıç Medresesi ve Han Camii gibi yerleri dolaştık ama çok istememize rağmen tanıtım çekimleri ve sunumları yapamadık. Ama Allah kısmet ederse diğer illere hazırladığım tanıtım projelerinin en kapsamlı ve en torpillisini Canım Kayserim için yapacağım sözünü veriyorum.

Gururla söylemem gerekirse bu gezimizde şehrimizi çok temiz ve bakımlı gördüm. Beyefendiliği ve tevazusuna hayran olduğum Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç aşkımız Kayseri’ye imrenilir güzellikler katmış. Her yeri estetik açıdan hayran bırakacak hizmetleriyle şekillendirirken, ulaşıma yönelik deha projeleri, sosyal hayatı düzenleyen nitelikli tesisler, kent dokusuna uygun yapılaşma, gerçeğine uygun restorasyonlar ve günümüz şartlarına uygun bir anlam ve bütünlük de yakalayarak uygun kullanım koşulları oluşturmuş. Seçkin eğitim kurumları, sağlık merkezleri, spor kompleksleri, parklar, rekreasyon alanları, sosyal alanlar, tarih, doğa, kültür ve geleneksel dokuya gösterilen duyarlılık inanın insana gurur veriyor.

Tarihi değer taşıyan mezbelelik durumdaki birçok mekân, alanında saygın akademisyenler ve mesleki yeterliliğiyle sahip ustalar tarafından aslına en uygun şekliyle restore ettirilip, amacına uygun kurumların kullanımına açılmış. Tarihi dekora adeta cerrahî dokunuşlar yapılıp, gerçek kimlikleri kazandırılmış. İnşallah tüm belediyeler ve kültür kurumları bu alanın en seçkin idolü statüsündeki Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Memduh Büyükkılıç ve ekibini model alırlar.

Hele de merkez ilçelerden sonra en büyük yerleşke olan benim ilçem Develi’nin efsane başkanı sayın Mehmet Cabbar, görev yaptığı dönemde Develimize adeta sevdasını nakşetmiş. O kadar güzel projelere imza atmış ki, ilçemiz bölgenin adeta gözbebeği olmuş. Homurlu Mesire Alanı, yeni Devlet Hastanesi, güneş enerji santralleri, engelsiz yaşam merkezi, TOKİ etapları, biyolojik su arıtma tesisleri ve meydan revize planına inanın bayıldım. Merkezi yığılmalar, dar sokaklar, kontrolsüz yapılaşma, düzensiz imar, artan trafik gibi sorunlara adeta cerrahi müdahalelerle çözüm bulunmuş. Homurlu Mesire Alanındaki kent estetiği çevre ve şehircilik alanında ihtisas yapan tüm mimarların ağzını açık bırakacak cinsten. Demografik yapı, coğrafik konum, geleneksel yaşam ve bölgesel farklıların tamamı düşünülerek herkesi medeniyet güzergahında çağın gereklilikleriyle buluşturan hizmetleri ve sosyo-kültürel projeler gören herkesi hayran bırakıyor.

Kayseri İl Kültür Müdürü Doç. Dr. Şükrü Dursun ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Salih Özgöncü’de takdire şayan emekleriyle şehirlerini yücelten değerler arasında. Mükemmel bir uyum içinde çalışıyorlar. Her ikisi de şehir kültürüne hakim, insan, tarih, coğrafya, demografya, geleneksel yaşam, folklorik değerler ve detay zenginlikleri çok iyi biliyor, çok iyi tanıtıyorlar.

Şehrimizde çok nitelikli bir basın var. Yaptıkları objektif haber, donanımlı köşe yazarları, spor, sanat, aktüalite, ekonomi ve güncel konuları ile Ulusal gazetelere taş çıkartan ve Kayserili olmayanların bile her gün takip ettiği zengin içerikli televizyon, radyo ve yerel gazetelere sahibiz. Şehrimiz ve hemşehrilerimiz için sürekli koşuşturan, şahsı, şahsiyeti, beyefendiliği ve örnek kişiliği ile Türk basının en sevilen isimlerinden Sayın Metin Kösedağ’ın cemiyet başkanlığını yaptığı bu kentte Anadolu Haber, Büyük Kayseri, Deniz Postası, E-Haber, Gündem, Haber38, Hâkimiyet, Kayseri Haber, Meydan, Olay, Star Haber, Ülker, VizyonKent Haber, Yeni Haber, Kayseri Manşet ve Kayseri Gazetesi gibi 16 yerel nitelikli gazete var. Ayrıca Kayseri il merkezinde görsel basın anlamında Elif TV, Kanal38, Kay TV ve Erciyes TV olmak üzere 4 yerel, 38 Kent TV, TV Kayseri, TV1 ve Kampüs TV olmak üzere 4 uydu yayını yapan toplam 8 televizyon kanalı var.

Kayserimiz dijital medya anlamında da güçlü. Bütün yerel gazete ve televizyonların internet sitelerinin yanı sıra sadece dijital habercilik yapan www.kayserihaber38.com, kayseri yerel haber, kayseri news, kayseri tempo, kar360, ceo ekonomi, kayseri ilk haber, kayseri internet haber, kayseri sektör gibi İnternet haber sitelerimiz de mevcut.

Ankara’daki hemşehrilerimiz için fedakâr hizmetler üreten Kayseri Dernekler Federasyonumuzda da ince ruhlu, nezaket sahibi, tevazu ve saygı abidesi çok güzel insanlarımız var.

Şehri ve hemşehrileri için sürekli koşuşturan, gündemi takip eden, Devlet imkanlarını şehir gerçekleriyle yorumlayıp, hepimizi bilgilendiren, yönlendiren, acı tatlı günlerde kenetlenmemizi, bir ve beraber olmamızı sağlayan bu federasyona hemşehrilerimiz destek verdiği takdirde çok daha güzel şeyler olacağına yürekten inanıyorum.

Bu federasyonun başkanı ve tüm emektarları Kayseri gönlünü, Kayseri ürünlerinin hilesizliğini, güzelliğini, kalitesini, insanının emeğini, dürüstlüğünü dernek olarak dünyaya duyururken, Ankara bürokrasisinden, siyasilerden, sivil toplum örgütlerinden ve iş adamlarından Kayseri’ye teşvik, yatırım, tanıtım, istihdam ve yapılması gereken tüm kamusal ve sektörel hizmetler için insan üstü gayretlerle yılmadan destek istiyor, projeler sunuyor, uğraşıyorlar.

Evet değerli dostlar şehrim ve insanları, kalitesindeki azamet, karakterindeki fazilet ve kalibrelerindeki tevazuyla dostluk, yardımlaşma, paylaşım, samimiyet ve sadakatte dünya klasmanında rakipsiz bir numaradır.

Helal ekmekleri, erdemli şahsiyetleri, bereketli doğaları, zümrüt coğrafyaları ve misafirperver gönülleri hürmetine, Cenab-ı Allahın bereketle süslediği Kayserimiz, onurlu, omurgalı, vatansever ve dürüst insanlarıyla Türkiye’nin yüzünü her yerde ak eder...

Sevginin, bereketin, lezzetin merkezi aziz hemşehrilerim ve okurlarımın ebediyete intikal etmiş tüm geçmişlerine Allah’tan rahmet, yaşayan birbirinden kıymetli değerlerine de sağlık, afiyet ve uzun ömürler diliyor hepinize samimi dualar gönderiyor, gönülden dualar bekliyorum.

Yazarı olduğum ANK Haber Gazetesine ve ekibine Canım Kayserimi uzun yazım ve detay resimlerimle yayınlama şansı verdiği için ayrıca teşekkür ediyorum. Milli ve manevi değerlerimize özünden bağlı vatansever çocuklarımızın layık oldukları en yüksek makamlara gelmesi temennilerimle dünyanın her yerindeki tüm hemşehrilerim ve okurlarıma sonsuz sevgi ve muhabbetlerimle, gönül dolusu selamlarımı gönderiyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.