Geçen hafta aile işletmelerinin kurumsallaşması için önce ailenin kurumsallaşması gerektiğini konuşmuştuk. Bu hafta ise işletmenin kurumsallaşmasına odaklanacağız.
Aile işletmelerinde kurucu olan kişi çoğunlukla hem Hissedar, hem Yönetim Kurulu Başkanı, hem Genel Müdür rolünü üstlenir. Bu sebeple de tüm sorumlulukları tam olarak yerine getirmeye yeterli vakit bulamaz. Kurumsallaşma yolunda işletmenin kurucusu öncelikle yetki devrine hazır olmalıdır. Ona düşen en önemli görev hissedarlıktır. Hissedar olan başka aile fertleri de varsa onlarla birlikte şirketi hedeflerine taşıyacak olan Yönetim Kurulu’nu kurmaları gerekir.
Yönetim Kurulunun görevi ise şirketin hedeflere ulaşılmasını sağlayacak Genel Müdür ve İcra Kurulunu belirlemektir. Yönetim Kurulu Genel Müdür’e hesap sorar. Genel Müdür de Yönetim Kurulu’na hesap verirken bunun kendi gelişimine katkı koyduğunun bilincindedir.
Kurumsal bir şirkette adil, şeffaf ve hesap verebilir olmak gerekir. Çalışanlar profesyonel olabilir ancak kimse kimseye hesap vermiyorsa ortak hedeflere ulaşmak imkansızdır. Profesyonel olmak kurumsal olmak demek değildir.
Yetki devrinden sonraki adım mevcut durumu analiz etmektir. İşletmedeki sorunlar, bunların çözümü için aksiyon planı ve işletmenin uzun vadeli hedefleri belirlenir. İcra kurulu da bu plana uygun faaliyetleri hayata geçirir.
Şirketlerin sürdürülebilir olması için birinci şart kurumsal olmaktır. İkinci kuşağın yönetime hazırlanması, kurucu hayattayken ele alınmalıdır ki, ihtiyaç duydukları anlarda onlara danışmanlık, mentörlük desteği verebilsinler.
Bereketli günleriniz olsun.