Başkalarını yargılamak kolaydır. Davranışlarına, kararlarına ve aldıkları aksiyonlara bakarak kolaylıkla eleştiririz. Hatta ilişkilerin bozulma sebebidir çoğu zaman bunlar. Çünkü buzdağının üzerine bakarak karar veririz.
Buzdağının altında yer alan beceriler, inançlar, değerler, kimlik ve çevrenin etkisi sebebiyle gözle görünen, duyulan, algılanan her şey farklılaşır. Bu da kararlarımızı etkiler. Denize bakan iki kişiden biri sevgilisine methiyeler düzerken diğeri denizin kirliliğinden şikayet edebilir.
Buzdağının altı bizi nasıl etkiliyor?
Beceri: İyi olduğumuz şeyleri sergilemeye bayılırız. Yemek yapma konusunda iyi isek ve seviyorsak, sık sık sevdiklerimizi yemeğe davet isteriz.
İnanç: İnandıklarımız becerilerimizi etkiler. Okulda matematikten zayıf not alan bir öğrenci büyük ihtimal matematiğin zor olduğuna inanıyordur.
Değer: Başarmak, para, dostluk, sevgi, özgürlük, aidiyet gibi pek çok değerimiz vardır. Değerler zamanla inançlara dönüşür. Paraya değer vermiyorsak, çok paranın el kiri olduğuna inanırız.
Kimlik: Ben ile başlayan tüm cümlelerinizdir. ‘Ben başarılıyım’ ya da’ ‘Ben aptalın tekiyim’ gibi cümleler küçük yaşlardan itibaren oluşmaya başlar ve değerlerimizi belirler.
Çevre: En sık görüştüğümüz beş kişinin ortalamasıyız. Zamanla onlar gibi düşünmeye, davranmaya başlarız. Küçük yaştan itibaren ailemiz, öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız yavaş yavaş kimliğimizi oluşturur.
Karşınızdaki kişiyi yargılamadan önce buzdağının altının farklı olduğunu muhakkak hatırlayın. Sizinle aynı çevrede yetişmemiş, farklı kimlikteki, değerleri, inançları ve becerileri farklı olan kişileri anlamaya çalışın. Kendi buzdağınızın altına çalışarak da istediğiniz bir hayatı yaratabileceğinizi unutmayın.
Bereketli günleriniz olsun.