Ünlü girişimci ve yazar Jim Rohn der ki: ‘Dünyanın en zeki insanı da olsanız, bulunduğunuz ortam vasat ve vasatın altındaki kimselerden ibaret ise, düzeyinizi bile koruma imkanınız yoktur. Hepimiz beraber en çok vakit geçirdiğimiz beş kişinin ortalamasıyız.’
Doğduğumuz andan itibaren önce ailemiz, sonra okul ve iş arkadaşlarımız kişilik ve karakterimizin oluşmasında büyük rol oynar.
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra sosyal ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışırız. İnsan sosyal bir varlık olduğu için ait olmak, sevgi ve kabul görmek ister. Dolayısıyla çevresindeki diğer insanların etkisinde kalır.
Aynı topluluk içinde olan insanlar zamanla birbirlerine benzer. Sadece giyim ve tavırlar değil, düşünme şekilleri de birbirine benzer. Sahip olduğumuz düşüncelerimiz etrafımızdaki insanlardan etkilenmektedir. Kendi düşüncemiz zannettiklerimizin %95’inden fazlasının başkalarının düşünceleri olduğunu biliyor muydunuz?
Bu nedenle kimlerle vakit geçirdiğiniz önemlidir.
Etrafınızdaki insanlar size ne katıyor?
Onların hangi alışkanlıkları sizde de var ve bu alışkanlıklar size hizmet ediyor mu?
Sürekli negatif tutum içinde olan, enerjinizi aşağı çeken, şikayet eden insanların yanında durursanız bir süre sonra siz de negatif düşüncelere sahip, enerjisi düşük, hedefi olmayan bir insan olursunuz. Öncelikle olmak istediğiniz kişiye karar verin. Sonra bu tip insanları bulun ve onlarla daha çok vakit geçirmeye çalışın.
Atalarımızın da dediği gibi: ‘Kır atın yanında duran, ya huyundan, ya suyundan’.
Bereketli günleriniz olsun.