Genel geçer bir söylem hatta kural vardır: Herkes üzerine düşeni yaparsa sorun olmaz, sıkıntı kalmaz…
Bu kural en çok da (Allah korusun) savaş, ekonomik kriz veya yaşadığımız son felaket olan deprem gibi ulusal çapta sarsıntı yaratan problemlerin telafisi aşamasında geçerlidir.
Bu noktada herkes işini düzgün yapmalı. Yoksa ölenler öldüğüyle, kalanlar acılarıyla kalır…
Böylesi günler yardımlaşmanın, dayanışmanın tavan yaptığı dönemlerdir ve öyle de olmalıdır.
Bu, devlet için de geçerlidir, birey için de…
Demek istediklerimi, deprem yaralarının sarılması adına son üç yazımda dile getirdiğim bir/iki hususu hatırlatarak ifade etmek istiyorum.
BU KÖŞEDE YAYIMLANMIŞ YAZILARDAN
Depremden bir hafta önce yayımlanan 31 Ocak 2023 tarihli, “Ankara Çağı ve OSB ağı” başlıklı yazımdan:
Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara, ANKHABER’in sıkça vurguladığı bir olguyu, “Ankara Çağı” gerçeğini çok yönlü olarak yaşıyor, yaşatıyor. (…) Bu çerçevede asıl üzerinde durulması gereken husus, Ankara’nın 12 organize sanayi bölgesi ile tam bir üretim üssü olduğudur. Yani “Ankara Çağı” OSB ağı ile güç kazanıyor.
ankhaber.com internet sitesindeki yayım tarihi 22 Şubat 2023 olan ““11 kenti ayağa Ankara kaldırır” başlıklı yazımdan:
Arama kurtarma çalışmaları bitirilip, enkazlar temizlendikten sonra sıra bölgeyi ayağa kaldırmaya gelecek. Çünkü Türk ekonomisinin can damarı 11 şehrimizde sadece binalar çökmedi; yerle bir olan şehirlerde birçok sektör de enkaz altında kaldı. Ortaya çıkan ekonomik kayıplar öylesine büyük ki Türk ekonomisini sarsacak türden… (…) Ankara; 12 organize sanayi bölgesi, 10 teknokenti, 112 AR-GE ve 42 tasarım merkezi, 22 üniversitesi ile bölgenin ihyasında çok önemli bir rol üstlenebilir. Bölgenin ihyası ve ayağa kaldırılmasında öncü rol oynayabilir. Çünkü Başkent, bu misyonu sırtlayacak her şeye sahiptir. (…) Tüm bunlara bakarak şunu bir kez daha rahatlıkla söyleyebiliriz:
- Başkent Ankara’nın güçlü OSB’leri ve diğer olanakları deprem bölgesinin ayağa kaldırılmasında çok önemli bir rol üstlenebilir.
28 Şubat 2023 tarihli “Gerçek enkaz böyle kalkar: Üretim, dayanışma” başlıklı yazımın bitiş cümlesi:
Bu konuda Başkentin OSB’lerine, Sivil toplum kuruluşlarına düşen görevler de olacaktır kuşkusuz…
TOBB ÖNCÜLÜĞÜNDE SANAYİCİLER DEVREDE
Tüm bunları yazmamın birçok nedeni vardı. Bu nedenler arasında “devlete düşen çokça görev” bulunuyordu ama yukarıdaki alıntıları yapmama zemin hazırlayan bir gelişmeyi de paylaşmak istiyorum.
Konu kamuoyuna, “Deprem bölgesine sanayiciden beş destek” şeklinde yansıdı. Buna göre; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesindeki 12 sanayi odasının başkanı, depremin yıktığı 11 kentimizin ekonomisini 5 projeyle ayağa kaldırmayı planlıyor.
Şöyle:
- Ham madde tedariki bölgedeki firmalardan karşılanacak…
- Tarım ve gıda alımları yerel üreticiden yapılacak…
- E-ticaretten komisyon alınmayacak…
- Üretim tesisleri için teknik destek verilecek…
- Çalışanlara ilave gelir sağlanacak…
DEVRİM GİBİ DAYANIŞMA ÖRNEĞİ
Her şeyden önce ‘Sanayi Devrimi’ ile dünyayı değiştiren sanayicileri, “Sanayi Devrimi gibi dayanışma” için kutlamak istiyorum.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun başkanlığında İstanbul Sanayi Odası (İSO) ev sahipliğinde yapılan toplantıda yukarıdaki hususlarda anlaşmaya varıldı.
Bu kapsamda, oda ve borsalar aracılığıyla ve üyelerin katkısıyla teknik destek seferberliği başlatılacak ama istihdam ve emekçiler de unutulmuyor.
Deprem bölgesinde istihdamın artırılması amacıyla 2023 yılı boyunca çalışanlardan kesilen gelir vergisi ve sigorta priminin çalışanlara iade edilmesinin faydalı olacağı değerlendiriliyor. Böylece söz konusu kesintilerin çalışanlara ilave gelir olarak yansıtılması sağlanmış olacak.